Hudson Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Dr. Can Kasapoğlu, Transatlantik ittifakı dengelerinin değişmesi çerçevesinde Avrupa savunma kapasitesinin gerçeklerini kaleme aldı.

...

Avrupa güvenlik ve savunma konularını, Avrupa çalışmaları normatif paradigmasıyla değerlendirmenin kaçınılmaz bir analitik sorunu var: Masalın sonunda prensesin kurbağayı öpeceğine, kurbağanın beyaz atlı prense dönüşeceğine, hikayenin de mutlu bitmesi gerektiğine yönelik mutlak bir obsesyon. Zira, ilgili sahada hakim liberal yaklaşım, çoğu zaman acı ve basit olan jeopolitik tehditlerin ve realpolitik gerçeklerin gözden kaçmasına neden olmakta, gerçeklere inanmayı reddetmekte.

Transatlantik siyasi farklılıkların belirginleştiği ve Washington’la Brüksel arasındaki çatlakların da ön plana çıktığı bir konjonktürde ortaya atılan yorumlar, savunma istihbarat analizinden ya da milli güvenlik siyasası değerlendirmesinden çok, içinde iyinin ve kötünün mücadelesinin hakim olduğu epik hikayelere dönüşüyor. Oysa profesyonel düzeyde askeri bilimler çalışmaları ve savunma planlaması, çoğu zaman matematik modellemelerle ifade edilen, birçok veçhesi katı bilimselliğe dayanan, birçok boyutları da harp sahasında test edilebilen ya da harp tarihinde yazılan olgulardan müteşekkildir.

İsrail yapay zeka araçlarını Gazze'de silaha mı dönüştürüyor? İsrail yapay zeka araçlarını Gazze'de silaha mı dönüştürüyor?

Cari siyasi-askeri meselelerin dünyasında cadılar, uçan atlar, sihirli değnekler yok. Bu dünyada, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un, kendi askeri danışmanı da dahil olmak üzere, üç üst düzey generalinin komutasındaki 11. Kolordu’nun, Rusya’da, Kursk’ta konuşlanmış birlikleri var. Söz konusu birlikler, yakında Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinde görev yapabilirler ve Avrupa’nın hemen yanı başında bir Kuzey Kore askeri varlığı artık derinleşmiş olur. Gerçek dünyada, Rusya için Tataristan’da bir dron fabrikası kuran İran Devrim Muhafızları ve işgal altındaki topraklardaki her bir Ukraynalının kontrolünden sorumlu Rusya Federal Ulusal Muhafız Servisi (Rosgvardiya) var. Hiçbir Avrupa Birliği (AB) ülkesinin silahlı kuvvetleri, bırakın Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetlerini, Rus Milli Muhafızlarını aşan bir personel sayısına sahip değil. Gerçek dünyada, bu satırların yazarının saha çalışmalarında bizzat şahit olduğu Ukrayna Buça ve İrpin toplu mezarları bulunmaktadır. Bu dünyanın algoritmasını, Avrupa Birliği bürokratları ya da Avrupa çalışmaları değil, Sovyetler Birliği istihbaratının son jenerasyonu yazdı. Söz konusu elit, Soğuk Savaş’ın sonunda Doğu Alman güvenlik servisi STASI’yle yakın çalışmış, 90’lardaki Rus-Çeçen Savaşlarını binlerce sivilin hayatını kaybetmesi pahasına Grozni’nin yıkıntıları üzerinde galip tamamlamış, Ukrayna’nın yanında halihazırda tek kurşun atmadan Belarus’u fiilen işgal etmiş bir seçkinler grubu. Gerçek dünyada Belarus, Rusya Federasyonu’nun taktik nükleer silahlarına ev sahipliği yapmakta. Avrupa’nın buna verecek somut askeri cevabı ise yok. Pyongyang, Tahran, Moskova ya da Minsk’te oturanların, Avrupa Ordusu’na dair konuşmaları duyduklarında endişelendiklerini pek sanmıyoruz.

Avrupa savunma kapasitesi sınırlılıkları ve askeri gerçekler

Somut verilerle konuşmakta yarar var. AB üyesi ülkelerin envanterleri, modern harp sahasında harekat icra etmenin ön koşulu olan kabul edilebilir seviyelerde enformasyon üstünlüğü kabiliyetinden yoksun. Söz konusu ülkelerin yeterli sayıda ve yaygınlıkta elektronik istihbarat (ELINT), sinyal istihbaratı (SIGINT), havadan erken ihbar ve kontrol (AWACS) uçakları yok. Benzer şekilde, harp sahasına ilişkin stratejik düzeyde keşif-gözetleme-istihbarat faaliyeti yürütecek insansız sistemleri yetersiz. Söz konusu yeteneklerin çoğu, NATO kapsamında ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından sağlanmakta. Üstelik, ABD dışında bahse konu kapasitenin önemli bölümüne Birleşik Krallık ve Türkiye gibi NATO’nun AB üyesi olmayan müttefikleri sahip. Ayrıca, AB üyesi ülkelerin büyük ölçekte kuvvet aktarımı icra etmeyi ve taktik hava unsurlarının harekat yarıçaplarının ötesinde etkinlik kurmalarını sağlayan havada yakıt ikmali ve lojistik platformlarında da çok ciddi açıkları var. Söz konusu kabiliyet eksikliklerini AB resmi askeri çevrelerinden duymak mümkün [1].

Avrupa’nın kritik açıklarının olduğu bir diğer alan, düşman cephe gerisinin vurulmasını sağlayan ATACMS taktik balistik füzesi ve HIMARS çok namlulu roketatarları gibi sistemler. Avrupa envanterleri söz konusu segmentlerde ABD çözümleri tarafından domine edilmiş durumda. Türkiye dışında, ciddi ölçekte taktik balistik füze ve çok namlulu roketatar üreten Avrupa devleti de yok.

AB üyeleri, bahse konu segmentte ABD’ye olan bağımlılıklarını Güney Kore K-239 ve İsrail PULS gibi silahlara yönelerek dengelemeye çalışmaktalar. Ancak yeterli sayılarda tedarik yapmaları ya da endüstrilerini kısa sürede reforme etmeleri imkansıza yakın. Avrupa’nın, düşman derinliğinde yüksek değerli hedefleri vuracak füze yetenekleri kısıtlıdır. Kimi uzmanlar, bu değerlendirmemize şerh koyarken, Fransa, İtalya, Almanya ve Polonya’nın 2024 yılında imzaladığı European Long-Range Strike Approach (ELSA) projesinden söz edebilir. ELSA, 2030 sonrasında, 1000 kilometre üzerinde taarruzi füze yeteneği kazanmayı öngörüyor. Proje, Avrupa füze devi MBDA’ye de büyük bir silah pazarı da açabilir. Ancak burada temel bir sorun var: Birçok Avrupa istihbarat servisi, önümüzdeki birkaç yıl içinde devletler arası savaş riski öngören raporlar yayımlamakta. Danimarka Servisi DDIS’nin Şubat 2025 çalışması, bahse konu raporların son örneklerinden [2]. Oysa, Fransız strateji çevrelerinin önemli isimlerinden, NATO Genel Sekreter Yardımcılığı görevi de yapmış olan Camille Grand, 12 AB üyesi ülkenin envanterlerinde ana muharebe tankı, 14’ününse avcı uçağı olmadığını belirtmekte [3]. Savaşlar, Avrupa Savunma Ajansı raporları ya da Brüksel Eurocratlarının konuşmalarıyla değil, savaş araçlarıyla icra edilir.

Yine Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gösterdiği bir diğer kritik alan olan topçu mühimmatı üretimi konusunda Avrupa Birliği üyelerinin toplamının, Rusya’nın gerisinde olduğunu vurgulamakta yarar var. Sadece Kuzey Kore’nin Rusya’ya olan topçu mühimmatı desteği, tüm Avrupa Birliği'nden daha fazla, daha hızlı ve daha etkin.

Bir diğer kritik segment de 5'inci nesil taktik havacılık kabiliyeti. Halihazırda AB üyesi ülkelerin F-35’in yerine koyabilecekleri bir 5'inci nesil taktik askeri platformu yok. 4'üncü ve 4.5 nesil uçaklarla yürütülecek bir hava harekatı düşük görünürlük (stealth) kapasitesinden ve gelişmiş sensör füzyonunu geniş data işleme yetenekleriyle birleştirmekten mahrum kalacaktır. Bahse konu eksiklikler, özellikle yoğun hava savunma sistemlerinin olduğu ve düşmanın 4 ve 4.5 nesil platformlarla uçtuğu, bir yandan da yoğun elektronik harp baskısı uyguladığı hava sahalarını çok tehlikeli hale getirir.

Reelpolitik dünyada kurbağalar prense dönüşmez

Avrupa Ordusu ve Avrupa otonomisi düşüncesi esasen kendisini kurtaracak prensini bekleyen, kulede mahkum bir prenses gibi, yıllardır transatlantik ilişkilerde yaşanan her çatlakta gözünü pencereye dikerek dışarıdaki sesleri dinliyor. Öte yandan, NATO’yu, ABD’yi ve AB üyesi olmayan Türkiye gibi ciddi askeri aktörleri dışlayarak, Avrupa otonomisi retoriğiyle kimseyi huzurla uykuya uğurlamak mümkün değil. Zira bu masalda işler tersine işlemeye çok yatkın ve masalın sonunda, beklenenin aksine, kurbağa prensesi öpebilir ve prensesin şatosu bir savaş alanına dönebilir. Söylediklerimizi abartılı bulan Avrupalı dostlarımızın Kiev’in ziyaret etmeleri yeterli olacaktır. Savunma konularına hayalperest yaklaşımlarla bakmak, beyaz atlı prensin geldiği mutlu sonları değil Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri’nin Moskova ve Leningrad askeri bölgeleri birliklerini çağırır. Avrupa’nın hayal görecek fazla vakti yok. Gerçekçiliğin alternatifiyse çok tehlikeli senaryolar.

[1] Douglas Barrie, “Europe’s Air of Dependence”, IISS, Mart 2025; General Michail Kostarakos’un mülakatı, Avrupa Savunma Ajansı, https://eda.europa.eu/webzine/issue11/interview/military-capabilities---europe-still-lacks-strategic-enablers, Erişim tarihi: 5 Nisan 2025.

[2] DDIS, Opdateret vurdering af truslen fra Rusland mod Rigsfællesskabet, Şubat 2025, https://www.fe-ddis.dk/globalassets/fe/dokumenter/2025/trusselsvurderinger/-20250209_opdateret_vurdering_af_truslen_fra_rusland_mod--.pdf, Erişim Tarihi: 6 Nisan 2025.

[3] Camille Grand, Defending Europe with less America, ECFR, Temmuz 2024.

Editör: Vildan A.