Terör örgütü PKK’yı başımıza bela eden 40 senede 40 binden fazla insanın ölümüne, milyarlarca dolar ekonomik kayba, sebep olan PKK, Suriye’de kılıf değiştirerek yeni rolüne hazırlansa da Türkiye’nin Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları ile yaptığı hamleler, PKK maskesinin altında gizlenen Batılı Emperyalistleri ortaya çıkardı.

“PKK’ya silah verelim”

PKK’ya YPG, PYD, DSG gibi kılıflar hazırlayarak, DEAŞ’la mücadele bahanesi ile meşruiyet kazandırmak isteyen ve Türkiye’nin güney sınırı boyunca terör koridoru kurmayı hedefleyen ABD öncülüğündeki Emperyalist blok, PKK’ya bugüne kadar yaklaşık 30 bin TIR askeri teçhizat ve silah yardımı yaptı.

Bölgenin siyasi ve demografik yapısının değiştirmek için milyarlarca dolar kaynak ayıran Batı’nın maskesi Barış Pınarı Harekatı ile düştü. PKK maskesinin ardına saklanarak Türkiye düşmanlık eden emperyalistlerin bilinçaltı kodlarını İsrail ortaya döktü.

“Türkiye’ye saldırmak için PKK’yı kullanalım”

İsrailli üst düzey bir yetkili Independent Arapça’dan Emced-es Said’e yaptığı açıklamada, “Kürtler” olarak tanımladığı PKK’ya bir saldırı olduğu takdirde İsrail’in Türkiye’ye karşı bir askeri eylemde bulunamayacağını, fakat “zorlukları aşmak” için silah sağlamanın yanı sıra farklı destekler sağlanabileceğini söyledi.

Batı’nın değişmeyen oyunu!

20 YY.’da Osmanlıyı bölüp parçalamak için “azınlık” unsurları kullanan Batı’nın sinsi taktiği hiç değişmedi. 70’li yıllarda Ermeni terör örgütü Asala’yı sahaya süren Batı, 80’li yıllarda Türk-Kürt kardeşliğini dinamitlemek için PKK kartını açtı.

1984’te Eruh saldırısı ile sahneye çıkan PKK, 40 yıldır Türkiye’nin enerjisini “gelişime, değişime, dönüşüme” aktarmasının engellenmesi adına Batılı hamileri adına önemli bir araç olarak kullanıldı.

2011’de başlayan Suriye savaşını fırsat bilen ABD öncülüğündeki Batı, Suriye sınırı boyunca oluşturmak istediği terör koridoru için PKK’ya PYD/YPG/DSG gibi kılıflar bularak algıları değiştirmeye çalıştı.

İstihbarat operasyonları için zemin hazırlanıyor

Türkiye’nin “Hepsi PKK” tezine uzun süre direnen ABD’li yetkililer zaman içerisinde “Gerçeği kabul etmek” zorunda kalsalar da terör örgütüne desteğe devam etti. Son Barış Pınarı Harekatı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK işgali altındaki bölgelere girmesi ile Batı çok “sert” bir reaksiyon vermeye başladı. “Silah ambargosu, ekonomik ve siyasi yaptırımlar” gibi konular gündemden düşmüyor. Özellikle “Operasyon yapılırsa DEAŞ yeniden canlanır” sözleri ile yakın dönemde sahneye gelmesi muhtemel istihbarat operasyonları için zemin hazırlayan Batı, hükümetleri, medyası ve ekonomik araçları ile daha saldırgan bir tutum içerisinde girecek.

“DEAŞ kaçtı” haberleri servis ediliyor

ABD, İngiltere, İsrail ve birçok Batı ülkesinin koro halinde tekrarladığı “DEAŞ canlanır” palavrasına yönelik ilk adımlar da atılıyor. Suriye’nin kuzeyini işgal eden PKK elebaşları tarafından yapılan açıklamada, 785 yabancı (küsurlu rakam vermişler ki inandırıcı olsun) uyruklu DEAŞ’lı terörist Ayn İsa’da bulunan kamptan kaçtı. Söz konusu kampta binlerce DEAŞ mensubu ve sempatizanının kaldığı hatırlatılan açıklamada, “Yaşananlar DEAŞ’ın tekrar canlanmasını destekler niteliktedir” denildi. 10 ila 20 bin DEAŞ’lının bulunduğu iddia edilen kamptan DEAŞ’lıların görevlilere saldırarak kapıları açarak kaçtığı belirtilse de 10 binden fazla DEAŞ’lının bulunduğu öne sürülen kampta neden sadece 785 DEAŞ’lının kaçtığı sorusu cevapsız kaldı.

DEAŞ’lıları PKK bıraktı

Rakka iline bağlı Ayn İsa belde merkezinin batısında yer alan kampta adının açıklanmasını istemeyen bir sivil çalışanı, terör örgütünün kamptan kaçtığını açıkladığı DEAŞlı teröristlerin PKK tarafından serbest bırakıldığını söyledi. Yaşananları anlatan sivil çalışan, PKK’lıların iddia ettiği gibi bölgede herhangi bir çatışma olmadığını belirterek, “Bugün 11.00 sularında örgüt yöneticileri gelip biz sivil çalışanların tümünü kamp alanından çıkardı. Yalnızca kendileri içeride kaldı. 13.30 sularında kamp alanında yangın başladığını ve dumanların yükseldiğini gördük. Arkadaşlarımız ne olduğuna bakmak için gittiklerinde bizim kullandığımız ofislerin yandığını gördü. Bu yangını tutuklular ve aileler kendi bulundukları yerde çıkarmış olsaydı bizim ofislerimize zarar gelmezdi. Bizim ofis alanımız DEAŞ’lılar ve ailelerinden farklı bir noktada. Bu yangını örgütün kendisi çıkardı. Bizi bu yangını başlatmadan önce oradan çıkarmaları da bunun kanıtı” diye konuştu.

Mattis işareti verdi

ABD Başkanı Donald Trump’ın Aralık ayında Suriye’den çekilme kararı aldığını açıklamasının ardından istifasını veren eski ABD Savunma Bakanı James Mattis, ABD’nin baskıyı sürdürmemesi durumunda “DEAŞ yeniden ortaya çıkacak” dedi. ABD’deki NBC televizyonuna konuşan James Mattis, “Açıkça görülüyor ki Kürtler, kendilerini Türk saldırılarına göre uyarlıyor. DEAŞ’a karşı savaşı devam ettirip ettiremeyeceklerini göreceğiz. Bunun bir etkisi olacak” dedi.

Talal Silo “Bırakacaklarını” söylemişti

Ana omurgasını terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’nin oluşturduğu DSG’yi (Demokratik Suriye Güçleri) terk ederek Türkiye’ye sığınan eski sözcüsü Talal Silo, ABD’nin planını anlattı. Tel Abyad ve Rasulayn’da DEAŞ’lıların tutulduğu hapishanenin olmadığının altını çizen Silo, “Orada DEAŞ’lı yok. Kamışlı’da 1 hapishane, Derik’te 2 hapishane, El-Hol’de 1 hapishane, Ayn-El-İsa’da 1, Rakka’da 1 tane DEAŞ’lıların tutulduğu hapishane var” diye konuştu. “PKK yenilmeye devam ettikçe son plan olarak DEAŞ’lıları hapishanelerden serbest bırakabilirler” diyen Silo, “Türkiye yüzünden DEAŞ yeniden canlandı, yalanına başvurabilirler. Bölgede yeniden kaos oluştururlar. Bu kaos ardından Batılılar, ‘Bu karışıklık Türkiye yüzünden oldu’ derler. Bir oyun olarak bunu kullanırlar. Türkiye, bölgede hem DEAŞ hem de PKK ile mücadelesini sonuna kadar sürdürmelidir” şeklinde konuştu.

“Kurgu haberler!”

Körfez sermayesini de Türkiye’ye karşı etkin bir şekilde kullanan ABD öncülüğündeki Batı kurgu haberlerle “Türkiye sivilleri katlediyor” şeklinde yalan haberlere imza atıyor. DEAŞ terörünün, Esed/Hamaney rejiminin katliam görüntülerinin servis edildiği medyaya artık kurgu haberler de eklendi. Birleşik Arap Emirlikleri’ne bağlı Al Arabiya Kanalı muhabiri canlı yayında Türkiye’nin Suriye’de sivilleri katlettiğini anlattı. Yayın sırasında, “Şimdi size onları göstereceğim” sözleri ile sivil yaralı ve ölü olduğundan bahseden muhabir konuşurken, az önce getirilen çocukların yere yatırıldığı ve ölü taklidi yaptığı görülüyor. Görüntülerde arkada farklı çocukların koşarak geçtiği, sakız çiğneyerek haber sunan muhabirin de gülmemek için kendini zor tuttuğu gözleniyor.

Terör Koridoru Planı!

Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşın ardından ülkenin kuzeyindeki Fırat Nehri’nin doğusunda bulunan yerleşim alanları, terör örgütü PKK/YPG tarafından işgal edildi. Terör örgütü, ele geçirdiği bölgelerdeki Arap ve Türkmen nüfusu da uyguladığı baskıyla göçe zorladı. Demografik yapıyı değiştirmeye çalışan emperyalistlerin terör koridoru oluşturma ve PKK’lılardan oluşan terör ordusu kurma planı, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları ile engelleniyor.

Sonraki adım: Türkiye’yi tecrit!

Empeyalist Batı’nın bir sonraki hamlesini Hollandalı ırkçı ve İslam düşmanı siyasetçi Geert Wilders anlattı. Wilders açıklamasında yapılmalıdır: Türkiye’yi NATO’dan kovmak, Türkiye Büyükelçisini kovmak, Türkiye ile yıllık ticaret anlaşması yapılması, Türkiye vatandaşlarına vize yok, Türkiye’yi ve havayollarını boykot etmek, Shengen anlaşmasını iptal edip, sınır kontrolü ve göç politikasını yeniden gözden geçirmek” ifadelerine yer verdi.

Editör: Haber Merkezi