Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 2022'de Türkiye'de tarımda 44 milyar metreküp su tüketilirken, bu miktar, toplam kullanımın yüzde 77'sine tekabül etti.

Dünyada ve Türkiye'de en fazla su tüketilen sektör olan tarımda, tasarruf sağlayacak sistemlerin kullanılması, gıdada sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor.

Evrenin haritasını çıkaran Euclid Teleskobu’nun ilk verileri açıklandı Evrenin haritasını çıkaran Euclid Teleskobu’nun ilk verileri açıklandı

Modern sulama sistemleri ve bilinçli tarım uygulamalarıyla sektördeki su kullanımının azaltılması hedeflenirken, bu yöntemlere katkı sunmak amacıyla perdeli yapay sulak alan sistemi geliştirildi.

Projenin yürütücüsü Uyanık, içilebilir nitelikte bir suyun, tarımsal sulamada kullanılmasının ardından, akışla birlikte bünyesine belli bir miktar toprağı ve kili alıp "drenaj suyu" olarak adlandırılan çamurlu su haline geldiğini söyledi.

Su Yönetimi Genel Müdürlüğü için geliştirdikleri perdeli yapay sulak alan sistemini, "sudaki bulanıklık ve tortuya yol açan maddelerin filtre edilmesini ve suyun tekrar kullanılabilmesini mümkün kılan doğal bir yöntem" olarak nitelendiren Uyanık, şu bilgileri paylaştı:

"Delikli drenaj boruları, tarla içerisinden fazla suyun drenaj kanallarına aktarılması ve tarladan uzaklaştırılması için yapılan sistemlerdir. Bizim sistemimiz, drenaj kanalının üzerine kurduğumuz, suyun yönünü değiştirerek taşlar arasından süzülmesini sağlayan ve içi yapay sulak alan bitkileriyle donatılmış, sudaki sedimanı yani tortuyu, organik maddeyi ve pestisit kalıntılarını giderebilecek bir sistem. Bu sistemle, su içerisindeki sedimanın yani askıda katı maddenin büyük oranda tutulduğunu, yüzde 80-85'ler civarında bir verimle giderildiğini gördük."

Küresel ısınma, artan nüfus ve su kaynaklarının giderek kirlenmesiyle, kullanılabilir temiz ve tatlı su kaynaklarının her geçen gün azaldığını anlatan Uyanık, geliştirdikleri sistemin, tarımdan dönen sudaki israfı azaltarak su stresinin önlenmesine katkı sunacağını dile getirdi.

"Drenaj suyunun kalitesini iyileştirdik"

Perdeli yapay sulak alan sisteminin dünyada daha önce uygulanmadığına dikkati çeken Uyanık, sistemin çalışma prensibini şöyle anlattı:

"Kanal üzerine 10-15 adet, suyun yönünü değiştiren ve akışını yavaşlatarak ölü bölgeler oluşmasını sağlayan perdeler yerleştirdik. Ölü bölgelerin olduğu yerde su hızı sıfıra yaklaştığı ve durağan yerlerde sedimanın çökelmesi bekleneceği için o bölgelerin içine ekilen bitkiler sayesinde hem filtrasyon hem biosorpsiyon (sulu ortamlardan metal iyonlarının biyokütle tarafından alınması) gibi bazı mekanizmalarla sudaki kirliliği giderebileceğimizi öngördük. Bununla alakalı 2 yıllık sulama dönemi boyunca hem kanal üstünde hem kanal yanında farklı sistemleri işleterek drenaj suyunun kalitesini iyileştirdik."

Proje uygulama alanı olarak geleneksel sulama yapılan ve en fazla drenaj suyunun oluştuğu Harran Ovası'nı seçtiklerini belirten Uyanık, ovadaki tarımsal faaliyetler için saniyede 150 metreküp su kullanıldığını, bunun 60 metreküpünün drenaj kanallarına ulaştığını ve israf edildiğini vurguladı.

Uyanık, "Bu rakam, Ankara, İstanbul, İzmir'de insani tüketim için kullanılan su miktarına eşit. Yani bu üç büyük şehirde 25 milyon insana yetebilecek suyu biz sadece bir ovada israf ediyoruz. Bunun engellenmesi lazım. Bunun için yapısal olmayan idari çözümler, çiftçi eğitimi gibi çözümler var ama bunlarla da halen sorun çözülemiyorsa farklı doğal arıtma sistemleri geliştirerek bunu çözmek gerekiyor. Bunu çözdüğümüzü umut ediyoruz." diye konuştu.

Tarımda drenajın önemi

Geçmişte birçok büyük medeniyetin su kenarlarında kurulduğunu ancak bazılarının suyu verimli kullanamamasının çöküşlerine neden olduğunu anlatan Uyanık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sümerler, Fırat ile Dicle havzasında kurulmuş ve çok fazla tarımsal üretim gerçekleştirerek hızlı bir şekilde kalkınmıştı. Ancak suyu doğru kullanamadıkları, çok verimli topraklarda çok fazla sulama yaptıkları için zamanla bu topraklarda tuzluluk sorunu ortaya çıktı. Drenajın önemini bilmeyip yeterli drenajı sağlamadıkları için toprağın üzerini suyla kaplamışlar, güneşle birlikte saf su buharlaşıp su içerisindeki minerallerin toprakta birikmesi nedeniyle tuzluluk sorunu oluşmuş. O verimli sahalarda artık bitkisel üretim yapamamaları Sümerler medeniyetinin çökmesinde önemli bir etken olmuş. Dolayısıyla tarımda suyu ne az kullanacaksınız ne fazla. Verimli bitkisel üretimde her bir bitkinin farklı miktarda su ihtiyacı var."

Kaynak: AA