İzmir'de 12 Temmuz günü saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı'da metrekareye 39,7 kilogram yağış düştü. Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçelerinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı. Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz, suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı.
İzmirdeki facia Türkiyenin gündemine oturmuştu... Özge Cerenin babası: Bilinçli taksir değil olası kast ile cinayet
Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay (44) da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi.
DUMANLARIN ÇIKTIĞI GÖRÜNTÜ KAMERADA
Olay yerindeki mazgaldan 9 Ocak'ta dumanların çıktığı bir güvenlik kamerası görüntüsü de dikkat çekti. Çevredeki esnafın durumu, o tarihte kurumlara ilettiği belirlendi. Olay yerinde yapılan inceleme sonrasında belediye ve elektrik firması geldi, çözüm için çalışma yaptı. Çalışma ile yer altında kablolar, 50 santimetre daha aşağıya alındı. Destek belediye hizmetlerinin kabloları kapatmasından sonra bölgede tekrar elektrik verilip, yol trafiğe açıldı.
BİLİRKİŞİ: HER İKİ KURUMUN İHMALLERİ OLDUĞU KANAATİNE VARILMAKTA
Öte yandan bilirkişinin hazırladığı ön raporda, bir besleme devresine ait kablonun yağmur tahliye mazgalına sıkıştığı ve zedelendiği, ölümlere bu bölümdeki faz toprak arızasının neden olduğu belirtildi. Raporda, besleme devrelerine ait kabloların zeminden 36 ila 45 santimetre derinlikte olduğu, sıcaklığın olduğu yerde bu derinliğin 15 santimetreye kadar gerilediği, neredeyse mazgalın ulaşılabilirliğiyle aynı seviyeye geldiğine dikkat çekildi. Raporda, ilgili düzenlemeye göre, bu derinliğin normalde 60 ila 80 santimetre olması gerektiği vurgulandı. Raporda ayrıca, "Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır" ifadelerine yer verildi.
14 KİŞİ TUTUKLANDI
Soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, bir şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi. Tutuklanan sanıklardan Zekeriya T. ise daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
11 ŞÜPHELİNİN TAMAMI SERBEST
Soruşturmanın devamında 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. Savcılık talimatı ile 26 Temmuz'da Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Genel Müdür Gürkan Erdoğan, Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit gözaltına alındı. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
ZİNCİRLEME KUSUR
Olayla ilgili yeni bilirkişi raporu hazırlandı. 5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay'ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı değerlendirildi. Olayın gerçekleşmesinde, birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurları olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi.
SANIKLAR İÇİN 22 YIL 6'ŞAR AY CEZA TALEBİ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. 13'ü tutuklu 42 kişinin 'taksirle öldürme' suçundan 15'er yıla kadar hapisleri istendi. Suçun bilinçli taksir nedeniyle işlenmesi nedeniyle TCK'nın 22/3'ün maddesi gereğince sanıklara verilecek cezanın yarı oranında arttırılarak 22 yıl 6'şar aya çıkarılması talep edildi. İddianame, mahkemeye gönderildi. Sanıkların, kusurlarının yoğunluğu, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman dikkate alınmak suretiyle eylemlerinin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep edildi.
'İDDİALARIMIZI YARGILAMA BOYUNCA DA SÜRDÜRECEĞİZ'
Özge Ceren Deniz babası Ahmet Abi, iddianamenin ardından DHA'ya konuştu. Şüphelilerin en ağır cezayı almasını istediklerini belirten Ahmet Abi, "Alsancak'ta yağmur suyu ızgaralarının bulunduğu noktada kaçak elektrik akımına kapılarak ölen kızım Özge Ceren Deniz ve ona yadım etmek isterken hayata veda eden İnanç Öktemay'ın ölümüyle ilgili olarak, şüpheliler hakkında 'bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan iddianame, ceza mahkemesine gönderildi. Ancak 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda 'bilinçli taksir' değil, 'olası kast' ile adam öldürme suçunun gerçekleştiğini iddia ediyoruz. Çünkü olası kast; suçun kanuni tanımındaki fiilin gerçekleşebileceğinin mümkün veya muhtemel bir şekilde öngörülmesine rağmen, sonucun meydana gelmesinin göze alınması, adeta 'olursa olsun' biçimindeki bir düşünceyle fiilin işlenmesidir. O nedenle kızım Özge Ceren Deniz'in ölümüne sebep olan tüm suçluların 'olası kastla' öldürmeden yargılanması istiyoruz. Avukatımız eşliğinde iddialarımızı yargılama boyunca da sürdüreceğiz" dedi.
'HAYALİ MEMLEKETE DOKTOR OLARAK HİZMET ETMEKTİ'
Acılarının büyük olduğunu belirten Abi, "Kızım Özge, TOBB Osmaniye Fen Lisesi'nden mezun olup, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı. Başarılı bir öğrenciydi. Geçen yıl İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yatay geçiş yaptı. Akıllı ve iyi ahlaklı bir çocuktu. Onun da hayalleri vardı. Hayali, bu memlekete doktor olarak hizmet etmekti. Memleketini çok seviyordu. İhmal sonucu yağmur suyunda elektrik akımı sonucu vefat etmesi, bizleri derinden yaraladı. Türk adaletinin bu cinayete bulaşan kurum, kuruluş ve insanlara en ağır cezayı vermesini bekliyoruz. Her kurum veya kişiler işini düzgün yapmalı" diye konuştu.