Hollywood filmlerinin yanı sıra birçok farklı ülke sinemasında rol alan, aynı zamanda akademisyen olan Massoud, son olarak TRT 1'de yayımlanan "Mehmed: Fetihler Sultanı" dizisinde Ebu Eyyub el-Ensari karakterini canlandırdı.
Ridley Scott'un yönettiği "Cennetin Krallığı" (Kingdom of Heaven) filminde Selahaddin Eyyubi rolüyle akıllara kazınan usta oyuncu, daha önce de Türkiye'de "Kurtlar Vadisi Irak" filminde Şeyh Halis Kerkuki'yi oynamıştı.
TRT tarafından bu yıl 6. kez düzenlenen senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu TRT 12 Punto'da jüri üyesi olan Massoud, AA muhabirine sinema hayatına ilişkin açıklamalarda bulunarak, genç sinemacılara tavsiyeler verdi.
"Akademi, oyuncunun gerçek yeteneğini ortaya çıkarır"
"Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu", "Exodus", "Desert Warrior", ve "Tomris" filmlerinde de rol alan Massoud, TRT 12 Punto'ya ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Bu sanatla ilgilenen bir kişiye sanat faaliyetleri ve sinemayla ilgili düşüncelerine dair sorulacak en güzel sorudur. Dolayısıyla benim böyle bir faaliyetle mutlu olmam çok doğaldır. Çünkü bu faaliyet, sinema sanatı hayali kuranlarda araştırma durumunu kökleştiriyor. Bu mükemmel bir sosyal, insani, kültürel aktivitedir. Böyle bir faaliyette yer aldığım için çok mutluyum." diye konuştu.
Türkiye'de daha fazla bu tarz etkinlikleri görmeyi temenni eden Massoud, "Böylece sivil ve sosyal alanda sinema, hayatı daha da etkin bir hale getirsin." ifadesini kullandı.
Usta sanatçı, her zaman oyunculara akademiye yönelmeleri, mesleği sahanın yanı sıra okullarda da öğrenmeleri gerektiğini söylediğini anlatarak, "Akademi, oyuncunun gerçek yeteneğini ortaya çıkarır. Çünkü bu, onun yaratıcı araçları bilimsel olarak doğru tanımasını sağlar, meslekle ilgili daha fazla bilgiyle besler. Eğer yetenekliyse, bana göre bu eklentiler onu gelecekte iyi bir aktöre dönüştürecektir." dedi.
"Böylesi kıymetli tarihi bir karakteri canlandırmak, her aktör için çok ilgi çekicidir"
Birçok tarihi filmde çeşitli roller oynadığını dile getiren Massoud, şöyle devam etti:
"Özellikle İslam tarihinin hatta erken dönem İslam tarihinin önemli karakterlerini canlandırdım. Ebu Eyyub el-Ensari'nin şahsiyeti de bu karakterler arasındadır. Ben Türk toplumunun, Ebu Eyyub el-Ensari'ye özel bir konum tahsis ettiğini, özel bir kıymet verdiğini biliyorum. İslam anlatısına göre, Ebu Eyyub el-Ensari ilerlemiş yaşına rağmen, Yezid Bin Muaviye'nin ordusuyla birlikte İstanbul kuşatmasına katılmıştır ve 'beni İstanbul'un surlarının yanına defnedin' demiştir. Tüm hayatı boyunca Ebu Eyyub el-Ensari, cihattan geri durmamıştır. Dolayısıyla bana göre böylesi kıymetli tarihi bir karakteri canlandırmak, her aktör için çok ilgi çekicidir. Umarım bu karakteri hakkıyla temsil etme noktasında başarılı olmuşuzdur. Tabii Türk izleyiciye, Ebu Eyyub el-Ensari'nin hayatından bir şeyler ulaştırabilmişsem ne mutlu bana. Bu beni gerçekten çok mutlu edecektir."
Ghassan Massoud, Türk izleyicisinin İslam tarihine ilişkin yapımlara ciddi bir tutkuyla yaklaştığını fark ettiğini söyleyerek, "Çok küçük de olsa bu çalışmaların içinde bir şekilde yer almayı temenni ediyorum." dedi.
"İslamofobik filmlerde oynasaydım, çok büyük paralar kazanabilirdim"
Sinema hayatında değerlerini koruyarak oyunculuğa devam eden Massoud, şunları kaydetti:
"Kırmızı çizgilere bağlılığım konusuna gelecek olursak, ben maddi olarak birçok şey kaybettiğimi biliyorum. Çünkü eğer o filmlerde (İslamofobik filmler) oynasaydım, çok büyük paralar kazanabilirdim. Aynı zamanda Hollywood'da görünürlük açısından da çok kaybettim. Yani bu filmlerde rol alsaydım, Hollywood'daki konumum farklı olacaktı. Ancak kişisel, ahlaki ve kültürel kimlik düzleminde bu görüşler konusunda bir duyarlılık kazandım. Taviz veremeyeceğim bu kanaatler konusunda bir sağduyuya sahip oldum. Bu bir seçim. Her seçimin ödemen gereken belli bir bedeli vardır. Ben bu bedelleri hem madden hem de manen ödedim. Ancak pişman değilim."
Massoud, bugüne kadar canlandırdığı en önemli karaktere dair ise "Bana göre bir aktör çok fazla rol canlandırır. Bunların bir kısmı iyi olmayabilir, bir kısmı iyi, bir kısmı da mükemmel olabilir. Buna göre de insanlar senin rollerine farklı bakabiliyor. Bir kesim Hazreti Ömer dizisindeki Hazreti Ebubekir rolü için en iyi rol diyebiliyor, bir kesim de Selahaddin Eyyubi rolü için aynı şeyi diyebiliyor. Bana göre roller, kendi içinde sınıflara ayrılıyor. O halde birinci sırada Hazreti Ebubekir, Selahaddin Eyyubi, Numan Bin Munzir ve şimdi canlandırdığımız karakter (Ebu Eyyub el-Ensari)." değerlendirmesini yaptı.
Oynadığı tüm rollerle gurur duyduğunu ifade eden usta oyuncu, küçük veya büyük rol diye hiçbir zaman canlandırdığı karakterler arasında ayrım yapmadığını sözlerine ekledi.