Bölücü terör örgütünün Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında faaliyet gösteren yapılanması sona doğru yaklaşırken tamamen tasfiye edilmeyi önlemek, herhangi bir şekilde varlığını ve geleceğe yönelik ümitlerini korumak için manevralarını sürdürüyor.

Örneğin, SDG Genel Komutanlığı ve siyasi uzantısı Demokratik Suriye Konseyi’nin toplantısının ardından servis edilen haberlerle SDG ve Şam’daki yönetim arasında sanki uzlaşma sağlanmış algısı oluşturulmaya çalışıldı.

Yabancı savaşçıların ülke dışına çıkarılması, SDG’nin Suriye ordusuna dâhil edilmesi ve Suriye’nin kuzeydoğusunda devlet kurumlarının faaliyetlerine başlaması konusunda anlaşıldığı açıklandı.

Ahmed eş-Şara cumhurbaşkanı seçilmesi vesilesiyle tebrik edilerek SDG’nin kontrolü altındaki bölgeleri ziyarete davet edildi.

Gerçekte ise PKK/YPG/SDG ile Şam’daki yönetim arasında henüz herhangi bir anlaşma yok.

Haberlerde bahsedilen örgütün silahlı ve siyasi kanatları arasında sağlanan, kendileri çalıp kendileri oynadıkları anlaşmadan başka bir şey değil.

Örgüt bir yandan Ahmed eş-Şara’nın cumhurbaşkanlığını tanıdığını açıklayıp uzlaşı mesajı verirken diğer taraftan yapısını korumak için Şam’dan birtakım tavizler koparmaya çalışıyor.

Açıklamadan anlaşıldığına göre örgüt, Suriye Savunma Bakanlığı çatısı altına “yapısını bozmadan” “bir bütün hâlinde” girmek istiyor.

Şam’ın bu beklentiyi reddeden tavrında ise değişiklik yok ve olamaz da.

PKK/YPG/SDG’ye tanınacak her türlü “ayrıcalık” diğer gruplar tarafından da talep edilir; bu da kota sistemine yol açar, Suriye’nin üniter yapısını bozar ve bölünmesine zemin hazırlar.

Bölücü terör örgütü militanlarının blok hâlinde orduya katılması durumunda o bloğun -kâğıt üzerinde Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı olsa bile- Kandil’den alacağı emirlere göre hareket edeceği kesin.

Aslında PKK/YPG/SDG ideolojisiyle yetişen militanların yeni kurulacak orduya bireysel olarak entegresi dahi doğru değil.

Örgütün sözde gazetecilerinden biri, önceki gün katıldığı televizyon programında Peygamber Efendi’mizi (sav) sözünden dönmekle ve can güvencesi verdiği insanlara daha sonra ihanet etmekle suçladı.

Bölücü terör örgütünün inancı ve ideolojisi belli.

İslam’dan nefret eden örgüt militanları mücahitlerle nasıl kaynaşacak?

PKK/YPG/SDG devrimci gruplardan biri de sayılmaz.

Tam tersine yıllarca rejim güçlerine destek olan örgüt, Suriye halkına ve devrimcilere yönelik birçok katliama imza attı.

Kontrolü altındaki bölgelerde hâlâ çocukları kaçırıp savaşmaya zorluyor ve halka zulmediyor.

Terör örgütünün eş-Şara başkanlığındaki yönetimle anlaşmış algısı oluşturacak haberler yaymasının amacı, Türkiye’deki bazı çevreleri tahrik edip Ankara ve Şam arasına fitne sokmak.

Bu nedenle, Millî Savunma Bakanlığı’nın da belirttiği gibi, basında yer alan haberlere ihtiyatlı yaklaşmak ve uygulamaya bakmak gerek.

Askerî operasyonla yok edilmek istemiyorsa PKK/YPG/SDG’nin önünde tek yol var.

Silah bırakacak, elebaşları ve yabancı örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek, militanları “ordu içinde ayrı bir yapı teşkil etmeden” Suriye Savunma Bakanlığı bünyesinde ulusal ordunun “ayrıcalıksız” bir parçası olarak yer alacak.

Başka bir seçeneğin hem Şam hem de Ankara tarafından kabul edilmesi mümkün değil.