AK Parti MKYK toplantısı Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirildi.

Erdoğan, AK Parti'yi kongreye götürecek kararı imzalayarak kongre sürecini resmen başlattı. Toplantı, AK Parti Genel Merkezi'ndeki Konferans Salonu'nda basına kapalı olarak yapıldı.

Değişim İçin Start Verildi

MKYK toplantısında, AK Parti'nin 8. büyük olağan kongresiyle ilgili karar alınması bekleniyordu. Erdoğan, bu kongreye yönelik kararı imzalayarak büyük değişimin başlangıcını duyurdu.

Kongre Süreci Resmen Başladı

Toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, basına açıklamalarda bulundu. Çelik, kongre süreci ile ilgili olarak, "MKYK'mıza teşkilat başkanımız Erkan Bey tarafından kapsamlı bir sunum yapıldı. Bu takvimin Mart sonuna kadar yetiştirilmesi bekleniyor. Mart sonunda büyük kongre ile ilgili takvim netleşecek," dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç büyükelçiden güven mektubu aldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç büyükelçiden güven mektubu aldı

Delege Seçimlerinden Büyük Kongreye: Kongre Süreci Takvimi

Çelik, 21 Eylül itibariyle delege seçimleri takviminin başlayacağını, 12 Ekim'de belde kongrelerinin yapılacağını, ilçe kongrelerinin de 12'sinde olacağını belirtti. Çelik, "93 kadar sürmesi söz konusu. 28 Aralık'ta il kongreleri başlayacak. Mart sonuna kadar yetişmesi ve büyük kongre gerçekleşecek," diye ekledi.

Kongre sürecinin normalde bir yıl sürdüğünü belirten Çelik, bu kez sürecin 2025 ilkbaharı bitmeden tamamlanacağını vurguladı. "Nüfusu 100 binin üzerinde olan il ve ilçelerde, kongrelerde daha katılımcı bir yöntem benimsenerek, delegelerin görüşlerinin alınacağı, sabah merkez seçimlerinin, öğleden sonra ise geniş istişarelerin yapılacağı bir süreç uygulanacak," dedi.

Çelik ayrıca, MYK üyelerinin büyükşehirlerdeki kongrelere katılacağını ve MKYK'daki değişim yetkisinin Erdoğan'a ait olacağını belirtti. Erdoğan'ın İstanbul ve Ankara il kongrelerine katılım göstereceğini de sözlerine ekledi.

Diyarbakır Anneleri’nin Mücadelesi Devam Ediyor

Çelik, Diyarbakır Anneleri'nin mücadelesine de değindi. Diyarbakır Anneleri'nin eylemlerinin 6. yılına girdiğini belirten Çelik, annelerin evlatları için verdikleri mücadeleyi bir kez daha takdirle karşıladıklarını ifade etti. Çelik, bu eylemin dünyanın en güçlü vicdan çağrılarından biri olduğunu vurguladı ve Batılı insan hakları örgütlerinin bu duruma destek vermemiş olmasını eleştirdi. "Diyarbakır Anneleri'nin eylemi, çocuklarını terörden kurtarmak isteyen annelerin eylemi olarak dünyanın en yüksek çağrılarından biri olmuştur," dedi.

Orta Vadeli Program 5 Eylül’de Açıklanacak

Toplantıda ekonomi yönetimine yönelik spekülasyonlara da yanıt verildi. Ömer Çelik, Orta Vadeli Program'ın (OVP) 5 Eylül'de açıklanacağını belirterek, "Ekonomi yönetimine dönük olarak bakan arkadaşlarımızın istifasının yalan olduğunu söylemek isterim. Spekülasyon amaçlı bunlar. Pozitif sonuçlardan rahatsız olanların kara propaganda faaliyetleri. Esas olan milletin taleplerini yerine getirmek. Biz yolumuza devam ediyoruz," dedi.

Tarihi Zaferler ve Partinin Yıl Dönümü

Çelik, geçtiğimiz ayın yoğun geçtiğini ve Malazgirt ile 30 Ağustos Zaferleri'nin büyük coşkuyla kutlandığını belirtti. "Maalesef böyle Türkiye'yi kimlikçi tartışmaların içinde boğmak isteyen, tarihteki sürekliliğimizi yaralı bilinç haline getirmeye çalışanları gördük," dedi. Ayrıca, AK Parti'nin kuruluş yıl dönümünün kutlandığı bu ayda, Kabine toplantısının Ahlat'ta yapılmasının tarihi bir mesaj taşıdığına dikkat çekti.

Hepimizin Soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir

Ömer Çelik, toplantıda Türkiye'nin iç dinamiklerine de değinerek, "Biz milletimizin hafızasında yaralı bilinç yaratmaya çalışan tavrın karşısındayız. Uzun bir devlet geleneğine sahibiz. Göz bebeğimiz olan Türkiye Cumhuriyetimiz ile geleceğe yürüyoruz. İç bünyeyi sağlam tutmak önemli. Siyaseten birbirimizin rakibiyiz ama hasmı değiliz. Netanyahu hükümetinin saldırganlığında iç bünyenin sağlam tutulması önemli. Adlarımız farklı olabilir, aidiyetlerimiz farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Herhangi bir virüs üretmeye çalışanlara karşı bu hassasiyetimizi en üst seviyede tutacağız," dedi.

Çelik, Atatürkçülük adı altında milletin değerlerine saldıranların aslında Atatürk'e karşı saldırıda bulunduğunu belirtti. "İlk cumhurbaşkanımız ve devletimizin kurucusu Atatürk'ten Erdoğan'a kadar büyük mücadeleler verilmiştir. Atatürk'e ve Erdoğan'a karşı tavırlar mahkum edilmesi gereken tavırlardır. Nefret söylemi unsurudur ve iç cepheyi dağıtmaya dönük hareketlerdir. Yöneticiler arasında rekabet olabilir ama onlara oy veren vatandaşlara hakaret etme hakkı yoktur. Hangi siyasi parti tabanındaki vatandaşımız olursa olsun tüm saldırılara karşıyız. Bize oy versin vermesin vatandaşın iradesi saygıdeğerdir," diye ekledi.

Hakaretin Alkışlanması

Çelik, Atatürk'e ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dönük çirkin dilin topluma da yansıdığını ifade ederek, "Başörtülülerine dönük uygulamalar nefret söylemlerinin neticesi olarak meydana geliyor. Burada siyasi partilere düşen görev şudur; parti tabanına ve cumhurbaşkanına hakaret eden kişinin protokolde ağırlanıp alkışlanması hakaretin alkışlanmasıdır. Bir siyasi partiye yakışmayan şey budur. Kendi tabanlarına saldıranların da dolaylı olarak himayesini gerçekleştirmiştir. Bu hakaretleri eden kişinin CHP başkanı tarafından himaye edilmesi son derece yanlış durum olmuştur. Geçmişte CHP genel başkan yardımcılığı yapmış birinin çirkin dil karşısında CHP'de disiplin mekanizmasının işletilmesidir. Siyasi eleştiri ile hakareti birbirine karıştırmamak gerekir," dedi.

Çelik, ayrıca başka bir siyasi partiden bir kişinin, bir iş insanı Kürtçe konuştuğu için öldürüldüğünü iddia etmesini provokasyon olarak nitelendirdi. "Bu asayiş olayıydı. Konuştuğu dilden dolayı katledildi şeklinde yaklaşmak provokasyondur. Herhangi bir kişinin, bir misafirin dilinden ötürü hedef alınması olursa bunun karşısında bir yer alırız," dedi.

Gazze'ye Dair Uluslararası Uyarı

Çelik, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına da değinerek, "Dünya Gazze'ye sessiz kaldıkça soykırıma destek vermektedir. Uluslararası mekanizmaların katılımcısı düşmeye başlarsa bu kararları alanlar, Netanyahu'nun katliamlarına destek verenler bunun sorumlusu olacak. İsrail burada durdurulmazsa herkes bunun sorumluluğunu paylaşmak zorunda kalır," dedi.

Özgür Özel’in Seçim Çağrısına Eleştiri

Çelik, CHP Grup Başkanı Özgür Özel'in seçim çağrısını da eleştirerek, "2024 yılının en kötü esprisi nedir dense bu birinci olurdu. Cumhurbaşkanımızı yeneceğini söylemesi siyasi değerlendirme olarak ele alınamaz. Seçim bittikten sonra seçim falan istemiyoruz, beldelerde hizmet edeceğiz dediler. Gözüken o ki bu plan tutmadı. Belediyelerde bir hizmet yok. CHP'deki aktörler arasında kimin öne geçtiği, kimin kimi ziyaret ettiği konuşuluyor. Şimdi tüzük kurultayı deniyor. Tıkanmışlık neticesinde erken seçim tartışmasını gündeme getiriyorlar. İstikrarı koruyarak, hizmet siyasetinde daha ileri adımlar atarak devam edeceğiz. Bu 3 buçuk yıl Türkiye Yüzyılı çerçevesinde önemlidir. Şu anda CHP içinde bir erken seçim var," ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi