ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve ODTÜ MEMS Merkezi araştırmacısı Doç. Dr. Ender Yıldırım ile ODTÜ MEMS Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Külah, sağlıkta 9 kritik teknolojinin geliştirildiği TÜBİTAK 1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamında desteklenen MAESTRO-Mikro Medikal Teknolojiler Platformunun çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yıldırım, çip teknolojilerinin uzun yıllardır insan hayatını etkilediğini, otomotiv endüstrisinden başlayarak farklı cihazlarla insan hayatına dokunduğunu ve artık sağlık bilimlerinde de oldukça önem kazanmaya başladığını vurguladı.

Platformda hastalıkların tanısında, tedavisinde veya takibinde kullanılabilecek çeşitli mikro medikal uygulamalar için çipler geliştirdiklerini ifade eden Yıldırım, farklı ortaklarla birlikte çalıştıklarını anlattı.

"Hastalıkların tedavisine yönelik sistemler üzerinde de çalışıyoruz"
Tanı için geliştirilen çiplerin kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik ve kompleks hastalıkların tanısında kullanılabileceğini, geliştirmekte oldukları bir başka çipin ise akciğer kanserinin hızlı tanısı için kullanılabileceğini belirten Yıldırım, şu bilgileri verdi:

"Kronik ve kompleks hastalıkların tanı ve takibi için hızlı adım atabilmeyi sağlayan çipler geliştiriyoruz. Ayrıca kanser gibi hastalıkların tedavisine yönelik sistemler üzerinde de çalışıyoruz. Bunun için insan vücudu dışında, çip içerisinde büyütülen 3 boyutlu hücre kültürleri üzerinde ilaçların test edilebildiği platformlar geliştiriyoruz."

"Üç ara ürünümüz ticarileşmeye hazır durumda"
ODTÜ MEMS Merkezinin koordinatörlüğünde 9 teknik proje yürütüldüğüne işaret eden Yıldırım, "Bu projeler, TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamında destekleniyor. Her bir projenin farklı bir yürütücüsü var. ODTÜ MEMS olarak iki projenin yürütücülüğünü üstlenmiş durumdayız. Bütün platformun koordinasyonu da ODTÜ MEMS Merkezi tarafından sağlanıyor. Diğer kurumlar da kendi bütçeleri için yine TÜBİTAK 1004 programı kapsamında sağlanan destekle çalışmalarını devam ettiriyor." diye konuştu.

Projelerinin teknoloji hazırlık seviyesinin 4 yıl içinde ciddi şekilde yükselmesinin hedeflendiğini belirten Yıldırım, "Projelerden ticarileştirilebilecek ürünler çıkmaya başladı. Üç ara ürünümüz ticarileşmeye hazır durumda. 4 yıllık destek sürecinin sonunda 9 teknik projenin çıktıları ticarileşmeye mümkün olduğunca hazır hale getirilmiş olacak." dedi.

"Öncü ülkeler arasında olabilmek önemli"
Prof. Dr. Haluk Külah, merkezde uzun süredir mikro medikal teknolojiler üzerine çalışmalar yapıldığını, 20 seneyi aşkın zamanda oluşan bilgi birikimi, işbirliği ağı ve altyapı sayesinde belli bir noktaya gelindiğini anlattı.

TÜBİTAK 1004 programı kapsamında desteklenen Mikro Medikal Teknolojiler Platformunda, aralarında üniversiteler, hastaneler ve özel sektörden firmaların bulunduğu 26 farklı kuruluşun bir araya geldiğini ve ortak çalıştığını aktaran Külah, şöyle konuştu:

"Amacımız, ülke için katma değeri yüksek yerli ve milli mikro medikal çiplerin geliştirilmesi. 9 projenin her birinde geliştirilmekte olan yenilikçi teknolojiler, ülkemizin yakın zamanda mikro medikal teknolojilerde yurt dışına bağımlılığını azaltmak, kendi kendine yetmesini sağlamak ve bu alanda inovasyon kültürünü geliştirmek açısından avantaj sağlayacak."

"Hayal bile edilemeyen bazı ürünlerin ortaya çıkmasını sağladı"
Çip teknolojisinin özellikle sağlık alanında kullanımına ilişkin Külah, şu değerlendirmelerde bulundu:

Küresel ısınma sonucu buzulların erimesi Çin'in Arktik İpek Yolu projesine zemin hazırlıyor Küresel ısınma sonucu buzulların erimesi Çin'in Arktik İpek Yolu projesine zemin hazırlıyor

"Bu teknoloji, daha önce hayal bile edilemeyen bazı ürünlerin ortaya çıkmasını sağladı. Örnek olarak kan örneğinden çok ender rastlanan hastalıkların erken aşamada teşhis edilebilmesi ya da kafa travmalarında beyindeki sinyalleri algılayan mikro çipler sayesinde birtakım hasarların önceden tespit edilmesi mümkün. Kulak içi implantlar gibi biyomedikal implantların geliştirilmesi çip teknolojisine dayanıyor. Günümüzde bunları görmeye başladık. Yakın gelecekte daha çok göreceğiz. Bu alanda da öncü ülkeler arasında olabilmek önemli."

TÜBİTAK 1004 programı kapsamında geliştirilen platformun 4 yıl boyunca yaklaşık 60 milyon lira ile desteklendiğini bildiren Külah, "ODTÜ MEMS Merkezi araştırma programının yönetici kurumu. Bunun dışında alt projelerin yürütüldüğü yürütücü kuruluşlar var. Bu kuruluşlar TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Sabancı Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi AR-GE ve Analiz Merkezi, Bıçakcılar Tıbbi Ürünler Sanayi ve Ticaret AŞ ve GlakoLens Biyomedikal Biyoteknoloji Sanayi ve Ticaret AŞ. Bu 7 ana kurumun yanında, aralarında küçük, orta ve büyük ölçekli sanayi firmaları ve üniversitelerimizden araştırmacılarımızla birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz." bilgisini verdi.

ODTÜ MEMS Merkezinde, çipleri kendi tesislerinde tamamen yerli biçimde geliştirdiklerini kaydeden Külah, "Gerek ODTÜ'de gerek diğer üniversitelerde yüksek lisans ve doktora programlarında kayıtlı öğrencilerimiz çalışıyor. Fikir aşamasından üretim aşamasına kadar her şey yerli ve milli olarak geliştiriliyor. Amaç zaten burada geliştirilen teknolojinin, sonunda Türkiye'de halihazırda var olan veya yeni kurulan filiz şirketler aracılığıyla ürüne dönüşebilmesi. Bunlar sayesinde son kullanıcıya erişmesi ve bu aşamada tamamen yerli ve milli mikro medikal çözümlerin oluşturulması hedefleniyor." diye konuştu.

9 proje, sağlıkta yenilikçi çözümler sunacak
Haluk Külah, platform çatısı altında geliştirilen projeleri tanı, takip ve tedavi olarak 3 ana başlıkta açıkladı.

Projeler hakkında bilgi veren Külah, şunları kaydetti:

"Bıçakcılar ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahisi ile birlikte kafa travmalarında beyin içinde, beyin yüzeyinde ilerleyen dalgaları takip edebilen, bu sayede travmanın sonuçlarını izleyebilen, bazı etkileri erkenden haber verebilen, gerekirse dışarıdan ilaçla müdahale edebilen bir mikro çip geliştiriyoruz. Şu anda benzer travmalarda kullanılan yöntemde kafatasında açılan geniş bir açıklıktan beyne büyük bir elektrot yerleştiriliyor ve bu elektrot her zaman bir kabloyla dışarı bağlı. Yani hasta birtakım olumsuz etkilere çok açık durumda olabiliyor. Tıp doktoru hocalarımızla birlikte üzerinde çalıştığımız projede, bu kadar büyük bir açıklığa gerek kalmadan ufak bir açıklıktan yerleştirilecek, hastayı da yataktan görece daha bağımsız hale getirebilecek yenilikçi bir sistem geliştiriyoruz. Bunun tamamlanması ve ürüne dönüşmesi, ilgili alanda çığır açabilir. Yine bir başka projede Boğaziçi Üniversitesinden araştırmacıların kurduğu bir filiz şirket olan GlakoLens yürütücülüğünde ODTÜ MEMS Merkezi altyapısı kullanılarak göz içi basıncı ölçen akıllı kontak lensler geliştiriliyor. Bunların piyasaya çıkmasının daha yakın olduğunu söyleyebilirim. Bu olduğu zaman tamamen yerli bir ürün kazandırılmış olacak. Ayrıca TÜBİTAK MAM ile birlikte yaptığımız çalışmalarda kandan kardiyovasküler hastalıklarla ilgili erken bilgi verebilecek biyosensörler ve damar tıkanıklıklarında kullanılan akıllı stentler geliştirilmesi hedefleniyor."

Külah, merkezde yürütülen bir diğer projenin ise İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü tarafından üç boyutlu hücre kültürlerinin büyütülebildiği çiplerin geliştirilmesi olduğunu söyledi.

Yeditepe Üniversitesi AR-GE ve Analiz Merkezinde yürütülen projede ise bu çipler kullanılarak, kanser tedavisine yönelik yenilikçi ilaçlar geliştirildiğini belirten Külah, "Sabancı Üniversitesi tarafından yürütülen projede ise kan örneğinden kanser tespiti yapabilen bir sistem geliştirilmekte. ODTÜ MEMS Merkezinin yürütücü olduğu iki projede ise sırasıyla akciğer kanserinin erken tespitine yönelik bir biyosensör ve çocukluk dönemi kanserlerinin tedavisi sonucunda ortaya çıkabilen kısırlık probleminin etkilerini ortadan kaldırabilecek bir çip üstü organ platformu geliştirmekteyiz." ifadelerini kullandı.

Haluk Külah, geliştirilen projelere ilişkin, "9 projenin her birinin ilgilendiği alanda çığır açması, yenilik getirmesi söz konusu. Burada tabii bizi en çok heyecanlandıran sadece mühendisler olarak değil, tıp doktorları, biyologlar, farklı dallardan mühendisler, hepimizin birlikte çalıştığı, disiplinler arası projeler olması ve beraber yol katetmemiz." değerlendirmesinde bulundu.

ODTÜ MEMS Müdürü Dr. Atilla Hakan Özdemir ise farklı alanlar için geliştirdikleri çiplerle, dünya çapında çip üretim merkezi olma hedefini hayata geçirmeye çalıştıklarını vurguladı.


 

Editör: Nusret Odabaş