Ufuk Coşkun - Diriliş Postası
Bu yenilikçi teknoloji, yakıtsız itki imkanı sunarak uzay araştırmalarında devrim niteliğinde bir adım olarak görülüyor.
NASA’nın tarihi görevi: güneş yelkenleri uzayda açıldı
NASA’nın güneş yelkeni misyonu, 23 Nisan 2024 tarihinde Rocket Lab'in Electron roketiyle uzaya fırlatılan ve yaklaşık mikrodalga fırın boyutlarında olan bir uydu ile başlatıldı. Uydu, Dünya yüzeyinin yaklaşık 966 kilometre üzerinde, Güneş'e senkronize bir yörüngede dönüyor. NASA, güneş yelkenlerini açma sürecinde bazı zorluklar yaşasa da, nihayetinde başarılı bir şekilde yelkenleri açtığını duyurdu. Bu başarı, uzayda yakıt ihtiyacını ortadan kaldıracak yeni bir itki yöntemi olarak büyük önem taşıyor.
Güneş yelkenleri ile yakıtsız itki: geleceğin uzay seyahatleri
Güneş yelkenleri, uzayda yakıtsız itki sağlama potansiyeline sahip bir teknoloji olarak dikkat çekiyor. Yelkenler, Güneş’ten gelen fotonların oluşturduğu basınç sayesinde hareket sağlıyor. NASA’ya göre, bu kuvvet, avucunuzda duran bir ataşın ağırlığına eşdeğer olsa da, sürekli bir itki sağladığı için özellikle Güneş Sistemi içindeki uzun yolculuklarda büyük bir avantaj sunuyor.
ACS3 görevinde kullanılan uzay aracı, yelkenini açmak için esnek polimer ve karbon fiber kompozit bomlar kullanıyor. Yelken açıldığında yaklaşık 80 metrekarelik bir alana yayılıyor ve bu geniş alan, güneş fotonlarının yelkene daha fazla enerji aktarmasını sağlıyor.
Gelecekteki görevler için değerli veriler
NASA, ACS3 görevinde yelkenlerin açılmasını takip eden süreçte, uzay aracının manevra kabiliyetlerini gözlemleyecek. Görevden elde edilecek veriler, gelecekteki güneş yelkeni misyonlarına rehberlik edecek ve bu teknolojinin daha da geliştirilmesine olanak tanıyacak. NASA, 4 Eylül'de uydudan ilk görüntülerin gelmesini bekliyor ve bu görüntüler, güneş yelkenlerinin uzaydaki performansını daha yakından incelemek için kullanılacak.
NASA’nın bu başarıyla sonuçlanan güneş yelkeni denemesi, uzay araştırmalarında yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor. Yakıtsız itki imkanı sunan bu teknoloji, uzayda sürdürülebilir keşifler için büyük bir potansiyele sahip.