Vildan A. Sarısoy / Muhabir

Günlük hayatta sık sık kullandığımız birtakım kelimeler kimi zaman hatalı telaffuz edilip yazılmakta kimi zaman da benzer bir kelimeyle karıştırlabilmektedir. Bu bağlamda "mütevazi" ve "mütevazı" kelimelerinin yazılışı ile Arapça ve TDK Sözlük'teki anlamları da merak edilmekte. Ön bilgi olarak "mütevazı", "alçak gönüllü" anlamını ifade ederken "mütevazi" kelimesinin ise "birbirine paralel" anlamına gelmekte olduğunu belirtip detaylara hep birlikte göz atabiliriz. Peki, Mütevazi mi, mütevazı mı? Hangisi doğru? Arapça mütevazi ve mütevazı ne demek, anlamları nedir?  İşte bilgiler...

Mütevazi mi, mütevazı mı? Hangisi doğru?

TDK'ya göre "mütevazi" kelimesinin anlamı: Birbirine pararlel olan.

TDK'ya göre "mütevazı" kelimesinin anlamı: Alçak gönüllü, gösterişsiz.

Dolayısıyla her iki kelime de kendine özgü manaları ifade etmekte olduğundan her ikisi de doğru olup önemli olan doğru yerde kullanılmış olmalarıdır.

Arapça "mütevazi" ve "mütevazı" ne demek, anlamları nedir?

Kelimelerin kökeni itibarıyla Arapça orijinal kaynaklara baktığımız zaman mütevazi ve mütevazı kelimeleri daha iyi anlaşılmaktadır. Görselde yer alan orijinal yazılışlarının yanı sıra trankrispsiyonunu da sizler için derledik.

Mütevazi ve mütevazı kelimeleri birbirinden ayrı köklerden gelmektedir. Her ikisi de tefâ'ul babından ism-i fail olduğundan aynı kalıptadır. Ancak kökenleri itibarıyla anlamları değişiklik göstermektedir. Şöyle ki:

MİT, özel koleksiyonunda istihbarat raporlarını paylaştı MİT, özel koleksiyonunda istihbarat raporlarını paylaştı

"Mütevâzî/متوازى" ↓

Mütevâzî

Mütevazi şeklinde kullandığımız bu kelime "birbiriyle hemtâ (benzer) ve hemkadr (kadr u kıymet ve itibarda müsavi olan, aynı değere sahip) ve asla tebâ'ud (uzaklaşma) etmemek üzere yan yana olan ve birbirine müvâzî (birbiriyle birleşmeden aynı hizada) kalıp asla tekarrub (yakınlaşma) veya tebâ'ud (uzaklaşma) etmez olan" şeklinde açıklanmaktadır.

"Mütevâzı'/متواضع"↓

Mütevazı2

Mütevâzı' olarak kullandığımız kelime ise; "tevazu eden, alçak gönüllülük eden, kendisinden kadr u pahâca küçük ve aşağı bulunanlara karşı kibir etmeyip nefsini aşağı tutan, mahviyyet (nefsine kıymet vermeme) gösteren" anlamını ifade etmektedir.

Görsel kaynaklar: Kâmûs-ı Osmânî, Lügat-ı Remzî

Muhabir: Vildan A. Sarısoy