MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Bilinmelidir ki aziz milletimiz 16 Nisan’da Avrupa’ya, terör örgütlerine, Türkiye’nin kuyusunu kazmaya çalışan bütün çürümüş odaklara dersini verecek, sandıkta ‘Evet’ diyecektir.” dedi.
Büyükataman, partisinin Bursa İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin çok çetin, çetrefilli ve çekişmeli günlerden geçtiğini belirterek, iç ve dış sorun alanlarının gittikçe karmaşıklaştığını ve günden güne genişlediğini vurguladı.
Ülkenin kuşatma altında bulunduğunu, Türk ve Türkiye düşmanlarının devrede olduğunu ifade eden Büyükataman, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Terör örgütleri 15 Temmuz’dan itibaren koordineli bir şekilde suikast ve saldırılarını hızlandırmışlardır. Türkiye’nin milli güvenliği alarm vermektedir. FETÖ, PKK, IŞİD, PYD-YPG’den oluşan cinayet koalisyonu, emperyalizmin kanlı talimatnamesine uygun şekilde fitne saçmaktadır. Türkiye’nin meşru müdafaası elbette zorunludur. Başka türlüsünü düşünmek, buna itiraz etmek milli vicdana terstir. Türkiye sınır emniyetini sağlamak, milli huzur ve istikrarı temin etmek maksadıyla Cerablus’tan başlayarak batıya ve güneye doğru süren operasyonlar, 5 bin kilometrekare büyüklüğünde terör örgütlerinden tamamen arındırılmış güvenli bir bölgeyle derinleştirilmelidir.”
“15 Temmuz bir haçlı operasyonuydu”
FETÖ’nün 15 Temmuz’da silaha sarıldığını hatırlatan Büyükataman, şöyle devam etti:
“Bunlar şerefli Türk askerinin kamuflajı içine saklandılar. Bunlar din ve diyanet istismarıyla batıla hizmet edip, küfrün yanında hizalandılar. FETÖ, Anadolu’yu ele geçirmek maksadıyla yüzyıllardır pusuda bekleyen muhasım odakların, müstevli emellerin kızgın maşası, karanlık parçasıdır. 15 Temmuz bir Haçlı operasyonuydu. Bu karanlık şebekenin görünür elebaşısı Pensilvanyalı imam kisveli hoca kılıklı haçlı artığıdır. ABD’nin bu teröristi derhal Türkiye’ye iade etmesi ise insanlığın teyidiyle birlikte iki ülke arasındaki ilişkilerin canlanmasına hizmet edecek ve uluslararası hukukun da gereği sayılacaktır. Çanakkale’de şamarladıklarımız, Sakarya’da şaşkına çevirdiklerimiz, Dumlupınar’da kovaladıklarımız 15 Temmuz’da karşımıza tekrar çıkmışlardır. Bunların kökü derinlerde, emperyalizmin içindedir.”
“Sis perdesi aralanacaktır”
Büyükataman, 15 Temmuz’da Türkiye’nin uçurumdan el birliğiyle kurtarıldığını ve Türk milletinin istiklaline sahip çıktığını vurgulayarak, şunları ifade etti:
“15 Temmuz feci bir olaydır, zamanla arkasındaki sis perdesi aralanacaktır. Mesela Yurtta Sulh Konseyi’nin kimlerden oluştuğu, 15 Temmuz’un siyasi ayağının, ana kadro ve zirve isimleri mutlaka ortaya çıkacaktır. Daha doğrusu çıkmak ve deşifre edilmek mecburiyeti vardır. 15 Temmuz’un karanlıkta kalan yüz ve isimlerini öğrenmek milletimizin en doğal hakkıdır. İşgale umut bağlayanlar, darbe seviciler, darbe şakşakçıları, FETÖ’nün kripto elemanları kimdir, kimlerden oluşmaktadır? El değmemiş, dokunulmamış, kendisini unutturmuş veya kenara almış FETÖ’nün kodaman ve hatırlı simaları nerelerde gizlenmekte, neden imtiyazlarla koruma altındadır? Tüm bu soruların cevabını milletimiz merak etmektedir.”
“Aramızdan çıkan çürüklere bakmayın”
Büyükataman, MHP’nin, AK Parti’yle 18 maddelik anayasa değişikliği üzerinde anlaştığını, 16 Nisan’daki referandumda da aynı iradeyi göstererek “Evet” tercihinde bulunacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çarpıtmalara, çarpık kafalara, aramızdan çıkan çürüklere bakmayın, ilkelerimizden taviz vermedik, ülkülerimizden ayrılmadık. 15 Temmuz FETÖ felaketinden sonra siyasetin ve ülkenin beliren, tehiri imkansız ihtiyaçlarına gözümüzü kapatmadık, sırtımızı dönmedik. Sistemin yeniden inşasını zorunlu gördük. Bunun da milli bir mutabakat kapsamında olmasına özen gösterdik. Tüm dünya üzerimize gelirken, çatışıp ayrı düşemezdik. Hollanda, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin yaptıkları ortadadır. Türk milletinin iradesiyle sistem değişikliği yapmasından rahatsız olan ırkçı, Türk ve İslam karşıtı blok olmadık tahammülsüzlükler gösterdi. Türk milleti bu zulme karşı dayanışma içindedir. Avrupa’nın demokratikleşmesi, insan hak ve özgürlüklerine saygı duymayı öğrenmesi yakındır, 16 Nisan’dan sonra bu gerçek kaçınılmaz bir şekilde gündeme gelecektir. Bilinmelidir ki aziz milletimiz 16 Nisan’da Avrupa’ya, terör örgütlerine, Türkiye’nin kuyusunu kazmaya çalışan bütün çürümüş odaklara dersini verecek, sandıkta ‘Evet’ diyecektir. ‘Evet’ derken, devlet ve millet varlığının muhafazasını, Türkiye’nin kendine gelmesini, milli ve ortak değerlerin tahkim edilmesini, anayasanın tam hakimiyetini amaçlıyoruz.”