Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantısı’nın ardından bildiri yayımlandı.

Bildiride, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere, milli birliği, beraberliği ve Türkiye’nin bekasını tehdit eden tüm terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında başarıyla yürütülen operasyonlar hakkında Kurula bilgi sunulduğu belirtildi.

Suriye’deki terör örgütlerinin uluslararası ortamdaki değişimlerden yararlanma çabalarının ele alındığı ifade edilen bildiride, Türkiye’nin güney sınırında bir terör koridoruna kesinlikle müsaade edilmeyeceği vurgulandı.

AZERBAYCAN’IN VATAN TOPRAKLARINI GERİ ALMASINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ”

Azerbaycan’ın çeyrek asrı aşkın bir süredir işgal altında bulunan vatan topraklarını geri almasından duyulan memnuniyetin vurgulandığı bildiride, şunlar kaydedildi:

“Yaşanan gelişmeler neticesinde ortaya çıkan jeopolitik durum tüm boyutlarıyla ele alınmıştır. Bu kapsamda, imzalanan ateşkes antlaşmasının hayata geçirilmesi ile Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanmasının ve Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrar ortamının tesisine ülkemizin yapacağı katkıların önemi vurgulanmıştır.”

Bildiride, Kıbrıs’taki Türk mevcudiyetini yok sayarak Ada’da iki toplum ve iki devletin varlığını kabul etmemekte ısrar edilmesinin ve tarafların çözümsüzlüğün temelini teşkil eden bu dayatmalarının hiçbir zaman kabul görmeyeceği ve Kıbrıs Türk halkının meşru haklarının savunulmasına devam edileceğine vurgulandı.

“İRİNİ HAREKATI’NIN AMACI VE MEŞRUİYETİ TARTIŞMALIDIR” 

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki meselelerin uluslararası hukuk çerçevesinde ve hakkaniyete dayalı olarak çözülmesine yönelik iradesinden taviz verilmeyeceğine işaret edilen bildiride, yaşanan gerilimlerin sebebinin diyalogdan ve iş birliğinden kaçan taraflar olduğu belirtildi.

Toplantıda, Libya’da istikrarın sağlanması amacıyla yürütülen faaliyetlerin de ele alındığı aktarılan bildiride, şunlar kaydedildi:

“Bu minvalde sarf edilen gayretlerin sürdürülerek Libya halkının ve meşru temsilcilerinin yanında yer alınmaya devam edileceği belirtilmiştir. Amacı ve meşruiyeti tartışmalı olan ve zaman içerisinde meşru Libya Hükümeti’ne yönelik aleni bir ambargoya dönüşen ‘İrini Harekatı’ kapsamında yapılan tek taraflı, uluslararası hukuka ve müttefiklik ilişkilerine tamamen aykırı son müdahale şiddetle kınanmış, mezkur uygulamaya karşı her alanda gerekli adımların atılacağı ifade edilmiştir.

Uluslararası toplum, Avrupa’daki bazı kesimlerin İslam dinini ve Müslümanları hedef alan İslam karşıtı ve ırkçı faaliyetlerine karşı özgürlükten ve demokrasiden yana tavır alarak harekete geçmeye davet edilmiştir. Etkisini giderek artıran koronavirüs salgınının önüne geçmek için geliştirilen aşıların ve diğer tedavi yöntemlerinin siyasi ve ticari hırslara kurban edilmeyerek tüm insanlığın hizmetine adil ve erişilebilir şekilde sunulması gerektiğinin altı önemle çizilmiştir.”

Editör: TE Bilisim