Merkez Bankası'nın birincil görevlerinden biri fiyat istikrarını sağlamak. Bir başka deyişle enflasyonu düşürmek. Haziran 2023'ten bu yana artırılan politika faizi oranlarıyla bu amaca ulaşmak için çabalanıyor. Faiz artışları ile temel mal enflasyonunu düşürmekte nispeten başarılı olundu. Fakat hizmet enflasyonu daha inatçı ve kolay kolay düşecek gibi de gözükmüyor.
Bundan dolayı metinde hizmet enflasyonuyla ilgili verilecek mesajlara ekstra önem atfediliyordu.
Ağustos ayı karar metninde hizmet enflasyonu için "düşüş gecikmeli olacak" denilmişti. Eylül metninde ise "son çeyrekte düşmesi bekleniyor" ifadesi kullanıldı. Banka, ilk kez tarih vermiş oldu.
Bu da bankanın yavaş yavaş enflasyon düşüşüne ikna olduğu şeklinde yorumlandı.
Diğer bir değişiklik ise "sıkılaştırma" ifadesinin yumuşatılması. Sıkılaştırma demek, faiz artışı demek. Merkez Bankası, "Enflasyon ile ilgili risk görürsem faiz artırırım" mesajı veriyordu. Bunun yerine "Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır." cümlesi metinde yer aldı.
Merkez Bankası, olası enflasyon risklerine faiz artırarak değil elindeki diğer politika araçları ile müdahale edecek. Bu bir yumuşama işareti olarak görülüyor.
İşte bu iki değişiklik, birçok ekonomist tarafından faiz indirimine giden yolun ilk taşı olarak yorumlandı. Ancak ilk faiz indirimi adımının ne zaman geleceği konusunda farklı beklentiler var. Beklentiler Kasım ayı ile 2025 ilk çeyrek arasında geniş bir yelpazede yer alıyor.