Cumhurbaşkanı Erdoğan, göç ve göçmen konusunda hükûmetin politikasının gayet net olduğunu ifade ederek “Biz göç meselesine binlerce yıllık medeniyetimiz, tarihimiz, bizi biz yapan kadim değerlerimiz merceğinden bakıyoruz. ‘Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla vermem.’” diye konuştu.
GÖÇÜ BATILILAR KÖRÜKLÜYOR
Türkiye’nin Göç Yönetimi Programı’nda konuşan Erdoğan, her sene milyonlarca insanın savaş, terör sebebiyle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldığına dikkati çekerek “İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla Batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen iş, yük paylaşımına gelince hiçbirini ortalıkta göremiyorsunuz.” dedi.
IRKÇILIĞA MÜSAADE ETMEYİZ
Başı dara düşenin yönünü önce Türkiye’ye çevirdiğini ve düşenin elinden tutmayı sürdüreceklerini belirten Erdoğan, nefret söylemlerine ve ırkçı vandallığa müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek “Batı ülkelerinde sıkça şahit olduğumuz göçmenlere kötü muamele gibi insanlık dışı davranışlara fırsat vermemekte kararlıyız.” ifadelerini kullandı.
DEVLETİME SIĞINAN MAZLUMU ASLA VERMEM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul AKM’de Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin Göç Yönetimi Programı’na katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan
mazlumu asla vermem.’ Bu sözler ecdadımızın, biz onlara layık olmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığınca Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin Göç Yönetimi Modeli” programına katıldı. Suriye’deki savaştan kaçarak 2011’de Türkiye’ye sığınan ve savaşın bitmesiyle 2024’te ülkesine dönen Muhammed Eymen isimli çocuğun Ahmet Kabaklı İlkokulu’ndaki 4. sınıf arkadaşlarını ve öğretmenini sahnede ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidara geldiklerinde Suriyeli öğrencileri Türkiye’den ülkelerine göndereceğine dair açıklamasını hatırlattı.
Kendisinin o dönemde bu açıklamanın tam aksini söylediğini, “Asla biz Suriye’deki muhacirleri buradan göndermeyeceğiz.” dediğini belirten Erdoğan, “Çünkü bizim bakışımız farklıydı. Biz göçü onların anladığı manada değil, tam aksine biz göçü Mekke’den Medine’ye hicret olarak telakki etmiştik. Biz buna fırsat vermedik. Şimdi burada (sahnedeki öğrenciler) gördüğünüz küçük muhacirler var ve bunlar bizim evlatlarımız, bizim yavrularımız ve öğretmenimiz de onlarla hemhal oldu, onları yetiştirdiler, bugünlere getirdiler. İşte güzellik burada. Gerçekten ensar olmak ne kadar güzel bir şey işte burada.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin Göç Yönetimi Modeli” programında yaptığı konuşmada, dünya nüfusunun yüzde 3,6’sının bugün göçmen olarak hayatını sürdürmeye çalıştığını söyledi. Erdoğan, savaşlar bitmedikçe, krizler çözülmedikçe, iklim değişikliğinin etkisi daha da derinleştikçe bu oranların katlanarak arttığını, bu süreçte zaman zaman insan olarak herkesi derinden sarsan pek çok manzarayla da karşılaştıklarını kaydetti.
Hemen her gün umut yolcularının ölümüyle sonuçlanan bir olayın, kazanın ve felaketin haberini aldıklarına dikkati çeken Erdoğan, “Unutmayın, Ege’de, Akdeniz’de botların içerisinde, botlar şişlenerek öldürülen göçmenler var. Bunları hep birlikte gördük, yaşadık. İnsafsızca bunlar yapıldı. Son 10 yılda 72 binden fazla insan göç güzergahında hayatını kaybetti. Daha önce de farklı vesilelerle gündeme getirdik. Suriye’deki çatışmalardan kaçarak Avrupa’ya sığınan binlerce çocuğun nerede olduğu, akıbetlerinin ne olduğu halen ortaya çıkarılamadı. Nice masumun hayatı, organ ve fuhuş mafyası dahil suç örgütlerinin, insan tacirlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir tenakuzu da ifade etmek mecburiyetinde olduğunu aktararak, şöyle devam etti: “İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla Batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen iş yük paylaşımına gelince hiçbirini ortalıkta göremiyorsunuz. Dünyadaki her 100 mülteciden 75’ine zengin devletler değil düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor. Suriye’deki zulümden kaçan insanların ezici çoğunluğu da biliyorsunuz komşu ülkelere sığındı. İç savaş sebebiyle yerlerinden edilen 11 milyon Sudanlının yine önemli bir kısmı komşu ülkeye göç etti. Myanmar’daki katliamlardan Orta Afrika bölgesindeki iç savaşlara kadar her yerde hep aynı manzarayla karşılaşıyoruz. Yani imkanları sınırlı ülkeler, kapasitelerinin çok üzerinde yük alırken Batılı ülkeler ya feveran ediyor ya da kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyle insani trajedileri reklam malzemesi olarak kullanıyor.”
“Kaçak göçle ve göçmen kaçakçılarıyla mücadeleyi de ihmal etmiyoruz.” diyen Erdoğan şunları kaydetti: “Son 2 yılda 270 bin düzensiz göçmenin sınırlarımızdan girişi engellendi. Ülkemizde illegal olarak bulunan 263 bin kişi sınır dışı edildi. Göçmen kaçakçılarına yönelik 14 bin 400 operasyon düzenlenirken, 9 bin 867 araca el konuldu, 23 bin 780 kişi gözaltına alındı. Göç ve göçmen konusunda hükümetimizin politikası gayet nettir. Biz göç meselesine binlerce yıllık medeniyetimiz, tarihimiz, bizi biz yapan kadim değerlerimiz merceğinden bakıyoruz. ‘Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla vermem’. Bu sözler kimin, ecdadımızın. İşte biz onlara layık olmaya çalışıyoruz. Göç konusunda yıllardır büyük bir tutarlılıkla devam ettirdiğimiz insani ve vicdani tavrımızın olumlu neticelerini görmeye başladık.”