Bugün 1 Mart… Tam 16 sene önce 1 Mart 2003 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 1 Mart tezkeresi yani; “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükümet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresinin reddedilmesinin yıl dönümü.

AK Parti yeni iktidara gelmişti. ABD ve koalisyon ortakları, yeni dünya düzeni kurmak emeliyle, 11 Eylül 2001 saldırılarını bahane ederek Ortadoğu ve gizliden İslam Dünyasına saldırıya geçmişti. Önce Afganistan’ı işgal eden ABD ve müttefiklerinin sonraki hedefi de Irak’tı. Bunun için de Irak’ın kuzeyinden yürüteceği operasyon için toprak ve hava sahasını kullanmak için Türkiye’den izin talep etmiş, 1 Mart 2003’te yapılan gizli oturumda 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oy kullanılmıştı. Ancak, Anayasa’nın 96. maddesinde öngörülen 267 salt çoğunluğa ulaşılamamış, bu durumda, tezkere kabul edilmemişti.

Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, 1 Mart tezkeresinin Meclis’te reddedilmesini yazdığı “Decision Points’’ adlı kitabında şöyle anlatmıştı:

“Türklere, topraklarını kullanmamıza izin vermesi için aylardır baskı yapıyorduk, böylece 4’üncü Piyade Tümeni’nden 15 bin askeri kuzeyden Irak’a sokabilecektik. Ekonomik ve askeri yardımda bulunma, Türkiye’ye Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kilit programlarına erişim sağlaması için yardım etme ve Türkiye’nin AB’ye katılımına güçlü desteğimizi sürdürme sözü vermiştik. Bir noktada, izni alacağız gibi görünüyordu. (Dönemin Başbakanı) Abdullah Gül’ün kabinesi, talebimizi onaylamıştı. Ancak TBMM 1 Mart’ta tezkereye ilişkin nihai oylamayı yaptığında, tezkere az farkla kabul edilmedi. Hayal kırıklığına ve hüsrana uğramıştım. Şimdiye kadar yaptığımız en önemli taleplerimizden birinde, NATO müttefikimiz Türkiye, Amerika’yı yarı yolda bırakmıştır.’’

Tezkerenin reddedilmesi savaş karşıtlarını memnun ederken, bir kesim ise Türkiye’nin tarihi bir fırsatı kaçırdığını sa­vunuyordu. Türkiye o dönem tezkerenin Meclisten geçmesi durumunda izleyeceği yol, alacağı tedbirler askeri ve siyasi olarak önceden ayrıntılı bir biçimde plânlanmıştı. Ancak aksi durumda, yani tezkerenin geçmemesi durumunda, Türkiye’nin izleyeceği politika ve alacağı askeri tedbirler konusunda belki de planlama yapılamadı.

1 Mart tezkeresinin reddedilmesi sonrasına baktığımızda, ABD, PKK Terör Örgütünü o bölgede geniş ölçüde destekledi. Kullandı.

FETÖ, ABD’de beslendi ve 15 Temmuz sürecine giden yolun taşlarının döşenmesine izin verildi. Türkiye’ye karşı kin ve nefret tohumları yeniden yeşer­tilerek etrafa zehir saçılmaya devam edildi ve bölücülük had safhaya ulaştı.

Daha önce Türk Askeri karşısında el-pençe divan duran Kuzey Irak’lı yöneticiler, ABD’den aldıkları cesaretle, Türkiye’ye kafa tutmaya ve küstahça açıkla­malar yapmaya başladı. ‘‘Türkiye Kerkük’e karışırsa, biz de Di­yarbakır’a karışırız’’ deme cesaretini gösterdiler. Türk askerine Çuval olayı meydana geldi.

Irak’ın işgalinin ardından 10 Nisan 2003 tarihinde Kerkük, 11 Nisan 2003 tarihinde de Musul’da tapu kayıtlarının tutulduğu devlet dairelerinin peşmergelerce basılarak büyük ölçüde Türkmenlere ait olan kayıtların tamamı yakıldı.

15 Temmuz alçak işgal kalkışmasının 1 Mart’ta reddedilen teskere ile alakası var mı, diye aklıma geldi.

Selam ve dua ile…