Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince görülmesine devam edilen davada, sanık eski astsubay Hancılar’ın gözaltına alındığında ele geçirilen cep telefonunda yapılan incelemeye ilişkin emniyet birimlerince hazırlanan rapor, dava dosyasına eklendi.
Rapora göre Hancılar, darbe girişiminden bir gün önce 14 Temmuz 2016’da telefonuna Line isimli iletişim programını yükledi. Hancılar’ın arkadaş listesinde, “Aziz Bey” ve “Merkez” kullanıcı adıyla kayıtlı iki kişi olduğu tespit edildi.
Line isimli programın, kriptolu (şifreli) yazışmaya izin verdiğine ve “Saklı Sohbet” uygulaması ile kullanıcının sohbet içeriğini silme süresini seçebildiğine dikkati çeken raporda, sanık Hancılar’a ait yazışmaların bir kısmının ekran görüntülerinin alınmasından sonra programa tekrar girildiğinde, yazışmaların otomatik olarak silindiği kaydedildi.
Raporda, veri bütünlüğünün bozulmadan geri getirilmesine yarayan ve uluslararası geçerliliği olan “Write Blocker” yöntemi ile yazışmaların içeriğine yeniden erişildiği belirtildi.
“Line” programı üzerinden darbe talimatı
Söz konusu program üzerinden yapılan yazışmalara da yer verilen raporda, “Aziz Bey” adlı kullanıcıdan sanık Hancılar’a darbe talimatı verildiği ortaya çıktı.
Buna göre, “Aziz Bey” isimli kişi 15 Temmuz 2016 saat 22.23’te Hancılar’a, “Arkadaşlar bize karşı büyük bir hareket var. Hep birlikte gücü ele geçirmemiz lazım. Kesinlikle tereddüt yok, darbe yapıyoruz. Hizmetten grup arkadaşlarınıza da ulaşıp görevlerinin başına geçmelerini isteyin.” mesajını gönderdi.
Söz konusu mesajın devamında da yine aynı kullanıcıdan, “Sessiz hareket edin, telefonda telaffuz etmeden yönlendirin.” mesajı geldi.
Rapora yansıyan diğer bir mesajda “Aziz Bey” rumuzlu kişi, Hancılar’ın asıl görev yeri olmaması sebebiyle gittiği askeri kışlaya alınmaması durumunda, Line programında kayıtlı “Merkez” rumuzlu kişi ile iletişime geçmesi tavsiyesinde bulundu.
Sanık Hancılar’a darbe girişimi faaliyetlerinin en yoğun olduğu 22.51 ve 23.04’te geldiği tespit edilen diğer mesajlar ise raporda sırasıyla şöyle yer aldı:
“Arkadaşlar, TSK darbe yapıyor, biz yapmıyoruz. O yüzden emirleri herkes uygulamak zorunda. Bu yüzden biz mukavemeti engelliyoruz. Bölge komutanı veya alay komutanı, gelen sıkıyönetim emrini uyguluyorsa bir sıkıntı yok. Uygulamıyorsa abiler devreye girecek. Çok sıkı duralım. Ya devlet başa ya kuzgun leşe. Önce karargahta emniyet sağlansın. Jandarmadan olumsuz bir hareket olmasın. Sonra diğer kurumlar. Bütün garnizon sıkıyönetim emri yayınladı.”
“Karargahta kurmay yarbay Bülent Ak, kurmay binbaşı Ahmet Özcan, yarbay Tuncay Koçak’ın, MEBS’te (Muhabere Elektronik Bilgi Sistemler) Şükrü (Demirtürk) albayın emrine girilsin. Karargahta sayı olarak çoğalmamız lazım. Bütün arkadaşlar ceplerinden tanıdıklarını arayarak karargaha toplasınlar. Kesinlikle tereddüt etmeden arkadaşlar silahlarını alsınlar. Komutanları hareket ettirmesinler. Büyüğümüzün emri var bu konuda, çok hızlı hareket etmeliyiz. Gerekirse silah kullanmada tereddüt yok.”
Programı yüklediğini reddetti
Söz konusu davanın 4 Aralık Pazartesi görülen duruşmasında savunması alınan eski astsubay Hancılar, Line programını yüklediği ve şifreli yazışma yaptığına dair iddiaları reddetmişti.
Görevli olmamasına rağmen Jandarma Genel Komutanlığı yakınlarında yakalanması hususunda ise sanık Hancılar, olay akşamı hafta sonu tatili için Muğla’ya gitmeyi planladığını, AŞTİ’ye doğru giderken darbe girişimine ilişkin haberleri görmesinin ardından Jandarma karargahının bulunduğu bölgeye gittiğini beyan etmişti.
Hancılar, sabah saatlerinde iki askeri personele, “Ben de askerim neler oluyor?” diye sorduğunu, bu kişilerce gözaltına alındığını, darbe girişimine katılmadığını ve suçsuz olduğunu iddia etmişti.
Sanık Hancılar hakkında mahkemece kabul edilen iddianamede, “Olay akşamı bölge komutanlıklarını arayarak sözde sıkıyönetim mesajlarının gelip gelmediğini teyit ettiği, silahlı ve üniformalı olduğu, gecenin ilerleyen saatlerinde Jandarma Karargahından üst orman bölgesinden kışla dışına kaçtığı.” ifadeleri yer alıyor.
ByLock’tan sonra diğer programları kullanmışlar
FETÖ’nün darbe girişimine yönelik iddianamelerde, 17-25 Aralık’taki kumpas girişimlerinden sonra örgütün gizliliğe önem verdiği ve bu kapsamda 2014 yılının başlarından itibaren şifreli haberleşme imkanı sağlayan ByLock programının örgüt üyelerince kullanılmaya başladığı belirtiliyor.
MİT’in takibi sonucu 2016’nın ilk aylarında örgüt üyelerinin ByLock’u kullanmayı bıraktıkları ifade edilen iddianamelerde, şifreli haberleşme sağlayan Eagle, KakaoTalk, Tango, Line, Viber ve benzeri iletişim programlarının kullanılmaya devam edildiği kaydediliyor.