Hazal Mihrace Göksun - Muhabir
Kurban ibadeti Allah’a yakınlaşmanın bir ifadesidir.
Kurban, Kur'an-ı Kerîm, Sünnet ve icma ile sabit bir ibadet olup hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Tüm ibadetlerde olduğu gibi Kurban ibadetinde de birtakım şartlar vardır.
Kurban ibadeti, Kuran-ı Kerim'de Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in hikayesiyle desteklenen bir öneme sahiptir. Rabbimiz, Hz. İbrahim’in sadakatini sınamak için oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurban sunmasını istemiştir. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'in bu emre itaat ederek kurban hazırlaması, Allah’ın razı olduğu bir ibadeti yerine getirmenin manevi önemini vurgulamaktadır.
Aynı şekilde Hz. Muhammed’in hayatında da kurban ibadeti önemli bir yer tutar. Peygamberimiz, müminlerin Allah’a olan bağlılığını, sadakatini ve teslimiyetini simgeleyen kurban ibadetini bizzat uygulamıştır. Bu ibadeti yerine getirirken, Allah’a olan sevgi ve saygısını bir kez daha göstermiş ve müminlere örnek olmuştur.
Kurban ibadeti, sadece bir ritüel olmaktan öte, bir ibadetin gerçek anlamını kavramak, Allah’a olan sevgi, saygı ve bağlılığını ifade etmek demektir. Bu nedenle, müminler için kurban ibadeti, hem manevi açıdan derin bir anlam taşır hem de toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın bir yansıması olarak değerlidir.
Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlere göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) Kurban Bayramı'nda Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu belirtmiştir. Kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını vurgulayan Peygamberimiz, kurban edilen hayvanın her parçasının, boynuzundan tırnağına kadar, kişinin hayır hanesine yazılacağını söylemiştir. Bu sebeple, kurban kesmenin büyük bir hayır ve sevap olduğu, Allah'ın rızasını kazanmak için önemli bir ibadet olduğu Hz. Peygamber tarafından açıkça ifade edilmiştir.
Kuran-ı Kerim’de Kurban kesimiyle ilgili şöyle buyrulmaktadır: “Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (el-Hac, 22/28), “Her ümmet için Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık.”
KİMLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?
Akıl sağlığı yerinde, dinen zengin sayılabilecek kadar mal varlığına sahip olan her Müslüman yerine getirmelidir. Dinen zengin sayılmak ise kişinin temel ihtiyaç ve borçları dışında 80.18 gr altın ya da bu miktara eş değer paraya sahip olmayı gerektirir. Kişinin birikiminden temel ihtiyaçlar ve borçlar çıkarıldığında nisap miktarınca malı kalmıyor ise bu kişinin kurban kesmesi gerekmez.
KURBAN KESERKEN ABDEST ŞART MIDIR?
Abdestli olmak şart değildir. Fakat Allah’a şükrün ve yakınlaşmanın vesilesi olan bu ibadette abdestli olmak daha iyidir.
KURBAN KESİM VAKTİ
Müslümanlar için kurban kesimi, önemli bir ibadet ve geleneksel bir uygulamadır. Hanefi mezhebine göre kurban kesim süresi bayramın 3. günü akşamına kadar devam ederken, Şafii mezhebine göre 4. günü gün batımına kadar sürebilir. Genellikle kesim işlemlerinin gündüz saatlerinde gerçekleştirilmesi tavsiye edilir.
KURBAN ETİ NASIL DAĞITILMALI?
Kurban'ın dağıtılmasıyla ilgili bazı hadisler vardır.
“Siz de onların (kesilen kurbanların) etinden hem kendiniz yiyin, hem de yoksula ve fakire yedirin.” Hac Suresi 28. Ayet
Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir.
Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. Ancak, durumu iyi olan Müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur.
Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir.