Konya'nın merkez Karatay ilçesi Mevlana Kültür Merkezi önündeki trafik ışıklarında meydana gelen acı olayda, taksici üniversite öğrencisi İbrahim Eren Peker çıkan tartışmada bıçaklanarak öldürüldü.

Peker, Karaman'da son yolculuğuna uğurlanırken, Peker'in Karaman'da beraber yaşadığı dedesi Üzeyir Uysal'ın yaptığı açıklamalar yürekleri burktu.

"BİRİNİN TUTUKLANMASI İÇİN İLLA BİRİNİN ÖLMESİ Mİ LAZIM"

Gaziantep'te depremde yıkılan Yeniceli Mahallesi Camii yeniden açıldı Gaziantep'te depremde yıkılan Yeniceli Mahallesi Camii yeniden açıldı

Uysal, olayı sabah namazına kalktığında öğrendiğini aktardı.

Cezaların caydırıcı olmasını isteyen Uysal, kendi evlerine düşen ateşin başka evlere düşmesinin engellenmesi gerektiğini belirterek, şu ifadelerde bulundu:

Türkiye'nin birinci önceliği adalet. Yol verme davasından 19 yaşında bir genç ölür mü? Bu suçlular 'bıçağın cezası yok' diye rahat davranıyor. Bıçaklarken 'Bu kişi ölecek mi, ölmeyecek mi?' diye düşünmüyor. Bizim istediğimiz bu sistemin düzelmesi. En ağır cezayı almalarını istiyoruz. Yakalansalar da benim evladım gitti. Birinin tutuklanması için illa birinin ölmesi mi lazım. Türkiye'nin birinci önceliği adalet sistemi olmalı. Biz devletimizden bunu istiyoruz.

"ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA PASAPORT BAŞVURUSUNDA BULUNACAKTIK"

Eğitimci dayı Mehmet Uysal da Eren'in harçlığını çıkartmak için 6 ay önce hafta sonları taksicilik yapmaya başladığını belirtti.

Eren'in çevresi tarafından çok sevilen bir çocuk olduğunu, hem çalışıp hem okuduğunu belirten Uysal, şöyle konuştu:

Eren, Konya Teknik Üniversitesi Teknik Bilimler Yüksekokulu Mobilya ve Dekorasyon Bölümü 2. sınıf öğrencisi. Boş zamanlarında taksiye çıkıyordu. Hayalleri vardı. Bu sene okulu bitirip yurt dışına gitmeyi düşünüyordu. Duraktakileri dinlendirmek için boş zamanında gitmiş. Çocuklarımız kolay yetişmiyor. Bu çocuklar vatanı kurtaracaklar. Gönderiyoruz ama maalesef cenaze aracıyla geri geliyor. Bu çok acı bir şey. Bu çocuk babasız büyüdü. Gerçekten çalışmaya meraklıydı. Önümüzdeki hafta pasaport başvurusunda bulunacaktık. Çocuk dil öğreniyordu, tasarım öğreniyordu. 6 aydır boş zamanlarında taksiye çıkıyordu. Pırıl pırıl gelecek vaat eden bir çocuk. Çocuğumuzu hunharca saldırıyla toprağa gömdük. Adalet sisteminin, infaz sisteminin gözden geçirilmesi lazım. Her eve ateş düşerse ancak o zaman mı gündeme gelecek? İçeri girenler maalesef daha profesyonel katil ya da hırsız olarak çıkıyor.


"10-15 TANE BIÇAK DARBESİ GÖRDÜK"

Uysal, yakalanan zanlıların en ağır cezayı almalarını istediklerini vurgulayarak, son olarak şöyle dedi:

Yol verme davasından dolayı bir insan hunharca öldürülmez. Ben kendi ellerimle yıkadım. Bir insan delik deşik edilmez. 10-15 tane bıçak darbesi gördük. Alaattin Tepesi civarında, yol verme meselesi yüzünden takışmışlar. Daha sonra Mevlana tarafında, ışıklarda önüne kırmışlar. Çocuk ne olduğunu anlayamamış bile. Hemen kapıdan iner inmez orada yere sermişler. 3 kişi birden çullanmış. Kendini bir şekilde kurtarmış ama 10 metre ileriye düşmüş. Düştükten sonra asıl darbe yemiş. Kalbinden, göğsünden, her yerinden paramparça etmişler. Normal bir insanın yapabileceği bir şey değil. Bu hunharca işlenmiş bir cinayettir.

Editör: Mustafa Olgun