Başakşehir'de sitenin asansöründe Eros isimli kediyi öldürdüğü için yeniden yargılanan sanık İbrahim Keloğlan'ın evcil hayvanı kasten öldürme suçundan 2 yıl 6 hapse çarptırılmasına ilişkin mahkeme kararına savcılık tarafından itiraz edildi.
Savcılığın, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmek üzere Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunduğu itiraz dilekçesinde, sanık İbrahim Keloğlan'ın olay tarihinde, site sakinleri ve müşteki tarafından beslenip bakımı yapılan kediye asansör içerisinde tekme vurduğu ve kedinin can havliyle koridora kaçtığı belirtildi.
Dilekçede, sanığın kedinin kaçmasını engelleyecek şekilde, koridor kapılarını kapattığı ve defalarca kendisinden kaçmaya çalışmışsa da kediyi tekmelemekten ısrarla vazgeçmediği ve sürekli olarak öldürmeye yönelik eylemine devam ettiği anlatıldı.
"CEZA KAMUSAL VİCDANA UYGUN DEĞİL"
Dilekçede, Hayvanları Koruma Kanunu'nun birinci maddesinde belirtilen kanunun amacı da dikkate alınarak, sanık hakkında takdiren ve tehdiden, üst hadden hapis cezası verilmesi gerekirken ceza adaletine ve kamusal vicdana uygun olmayacak şekilde temel ceza tayinine gidildiği kaydedildi.
Savcılık dilekçesinde, canavarca hisle, hunharca eziyet çektirerek, yoğun kast altında işlenen eyleme yönelik üst hadden ceza verilmemesi durumunda hangi daha vahim eylem ve hadiseye bu miktar ceza verileceğinin de anlaşılamadığına dikkati çekildi.
Sanığın, eylemi gerçekleştirme biçiminde olayın son derece ağır ve vahim olduğuyla ilgili bir kuşku olmadığı vurgulanan dilekçede mahkemenin kararında, kastın yoğunluğu, canavarca his, eziyet çektirerek evcil hayvanın öldürülmesinin kamusal ve toplumsal vicdanları yaralamasına karşın maddenin öngördüğü ölçülere göre temel cezanın belirlenmediği belirtildi.
TEMEL CEZA BELİRLENMESİNDE YANILGIYA DÜŞÜLDÜ
Dilekçede, temel cezanın belirlenmesinde şikayetçi olup olunmaması ile zararın karşılanıp karşılanmamasına bakılmadığına, sanığın olay sonrasında gösterdiği kişilik özelliklerinin (pişmanlığını) ölçüt olarak sayılmadığına işaret edilerek, tüm bu açıklamalar ışığında temel cezanın belirlenmesinde yanılgıya düşüldüğü ifade edildi.
Her ne kadar Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 62'nci maddesi uyarınca cezada takdiren indirim yapılmışsa da sanığın duruşmadaki mahkemeyi etkilemeye yönelik tutum ve davranışlarının takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmayacağının altı çizilen dilekçede, sanığın canavarca hisle ve eziyet çektirerek eylemini gerçekleştirmesi, suçun işleniş biçimi, güttüğü amaç ve kastının yoğunluğu da dikkate alındığında, TCK'nın 62'nci maddesinin yetersiz gerekçeyle uygulanmasının usul ve yasalara aykırı olduğuna dikkati çekildi.
Savcılık istinaf dilekçesinde, mahkemece üst hadden ceza verilmemesi, sanık hakkında TCK 62'nci maddesinin uygulanması, mahkumiyet hükmüyle birlikte sanığın tutuklanmaması sebepleriyle, usul ve esas yönünden kararın kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün bozulması, bununla birlikte sanığın tutuklanmasına karar verilmesi talep edildi.
NE OLMUŞTU?
İddianamede sanık İbrahim Keloğlan'ın bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürme suçundan 6 aydan 4 yıla kadar hapsi istenmişti.
İddianameyi kabul eden mahkeme, yargılama sonunda sanığa 1 yıl 3 ay hapis cezası vererek, hükmün açıklanmasını geri bırakmıştı.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etmişti.
Küçükcekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi yeniden yargılamasında, sanığın evcil hayvanı kasten öldürme suçunu işlediği sabit olduğu gerekçesiyle 3 yıl hapse çarptırmıştı.
Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini takdiri indirim sebebi kabul eden mahkeme, cezayı 2 yıl 6 aya indirmişti.
Mahkeme, her ne kadar kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunsa da sanığın aldığı ceza, delillerin toplanmış olması, karartılacak herhangi bir delil bulunmayışı, bu aşamada tutuklanmasının orantılılık ilkesine aykırılık teşkil edeceği gerekçeleriyle sanık Keloğlan hakkında karar kesinleşinceye kadar yurt dışına çıkışının yasaklanması suretiyle adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermişti.