Enes Kılıç - Muhabir
Kars Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin doğu sınırlarını ve ulusal egemenliğini güvence altına alan tarihi bir belgedir. 13 Ekim 1921'de Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan ile imzalanan bu antlaşma, Milli Mücadele Dönemi'nin en önemli kazanımlarından biridir.
Antlaşmanın önemini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Doğu Sınırlarının Belirlenmesi:
Kars Antlaşması ile Türkiye'nin doğu sınırı ilk kez uluslararası alanda resmen kabul görmüştür. Bu sayede, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan Kars, Ardahan ve Iğdır gibi önemli şehirler Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakılmıştır.
2. Ermeni Sorununa Çözüm:
Antlaşma ile Ermenistan ile olan sınırlar netleştirilmiş ve Ermeni Sorunu büyük ölçüde çözüme kavuşturulmuştur. Bu durum, bölgede kalıcı bir barışın sağlanmasına katkıda bulunmuştur.
3. Kapitülasyonların Kaldırılması:
Kars Antlaşması, kapitülasyon rejiminin kaldırılmasını da beraberinde getirmiştir. Bu sayede, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığı önemli ölçüde güçlenmiştir.
4. Sevr Antlaşması'nın Reddi:
Kars Antlaşması ile Sevr Antlaşması'nın hükümsüz olduğu ilan edilmiştir. Sevr Antlaşması, Türkiye'yi parçalamayı amaçlayan bir antlaşmaydı ve Kars Antlaşması bu antlaşmaya karşı önemli bir zafer olarak kabul edilir.
5. Bölgesel Barış ve İstikrar:
Kars Antlaşması, Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmuştur. Antlaşma, bölge ülkeleri arasındaki dostluk ve iş birliğinin gelişmesine de zemin hazırlamıştır.
6. Uluslararası Kabul:
Kars Antlaşması, uluslararası alanda da büyük bir yankı uyandırmıştır. Antlaşma, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda tanınması ve saygınlığının artmasına katkıda bulunmuştur.
Sonuç olarak:
Kars Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti tarihi için büyük bir öneme sahiptir. Bu antlaşma ile doğu sınırlarımız güvence altına alınmış, Ermeni Sorunu çözüme kavuşturulmuş ve kapitülasyonlar kaldırılmıştır. Ayrıca, Sevr Antlaşması'nın reddedilmesi ve bölgesel barışın sağlanması gibi önemli kazanımlar elde edilmiştir. Kars Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinde önemli bir dönüm noktasıdır.