Hırsızların hedefi bu sefer küçük bir çocuk oldu.

Olay, dün akşam saatlerinde Esenyurt ilçesinde meydana geldi.

Henüz kimliği belirlenemeyen iki genç, binasının önünde arkadaşı ile konuşan 10 yaşındaki Burak Halil'in yanına geldi.

Saati sordular, telefonu çaldılar

Küçük çocuğa saati soran hırsızlar, Halil'in telefonu çıkarmasını bekledi.

Saati söyledikten sonra telefonu tekrar cebine koymak isteyen çocuk, hırsızların telefonu alıp kaçmasıyla neye uğradığını şaşırdı.

Küçük çocuk korkudan ağladı

Yaşadığı olayla şaşkına dönen Halil, bulunduğu yerde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

İki sevgili apartman dairesinde ölü bulundu İki sevgili apartman dairesinde ölü bulundu

Halil'in olayı ailesine anlatması üzerine hemen polise ihbar edildi.

Önce selam verdiler sonra telefonu çaldılar

Küçük çocuğun annesi Gülten Halli, “Geçtiğimiz salı günü saat 18.00 sıralarında oldu. Çocuğum kapının önündeydi. Komşumuzun binasının önünde merdivende arkadaşıyla oturuyorlarmış. 17-18 yaşlarında biri kapüşonlu diğeri de gömlekli iki genç yanlarından geçmiş. İlk başta ‘Selamünaleyküm’ deyip gitmişler. Sonra bir süre bekleyip çocukların yanlarına tekrar gelmişler.

"Oğlum eve geldiğinde şoka girmişti"

Çocuğuma kontörünün olup olmadığını sormuşlar. Oğlum da olmadığını söylemiş. Sonra saati sormuşlar. Oğlum saati söyledikten sonra telefonu cebine geri koyarken elinden alıp kaçıyorlar. Oğlum eve geldiğinde şoka girmişti. Titriyor ve ağlıyordu. ‘Bana zarar da verebilirler’ diye korkmuştu. Ne olduğunu sorduğumda telefonunu kaçırdıklarını söyledi.

"10 bin TL için çocuğumun gözyaşına değmez"

Olaydan sonra polise haber verdik. Ekipler çevredeki kameraları inceledi. Sonuç bekliyoruz. Telefonun değeri 10 bin liraya yakındı. Oğluma daha yeni karne hediyesi olarak almıştım. Oğlum o kadar ağlamış ki. 10 bin TL için çocuğumun gözyaşına değmez. İhtiyacı varsa gelip isteseymiş. Çocuğun psikolojisini de etkilediler. Onların vicdanına sesleniyorum. Onların da kardeşleri vardır. Ben çok üzüldüm. Bu başkasının çocuğuna da yapılmasın.” dedi.

Editör: Nusret Odabaş