Kifayet Özkul / Özel Haber
Karatay Medresesi, Selçuklular döneminde Konya’da inşa edilmiş olan önemli eğitim kurumlarından biridir. Medrese aynı zamanda Konya’nın kültür hayatında önemli yeri olan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, derviş ve fakihlerinin buluşma yeri olmuştur.
Mimarı bilinmeyen yapı, kubbeli medrese planına uygun olarak yapılmıştır. Medrese, Selçuklular devrinde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere "Kapalı Medrese" şeklinde inşa edilmiştir. Tek katlıdır. Giriş doğudan beyaz mermerden yapılmış taç kapı ile sağlanmaktadır. Kapı Selçuklu Dönemi taş işçiliğinin bir şaheseridir. Yazı ve desenlerle süslenmiş olan kapının üzerinde medresenin yapımı ile ilgili kitabeler yer almaktadır. Kapının diğer yüzeylerine seçme ayet ve hadisler kabartma şeklinde işlenmiştir.
Sırçalı Medrese ile benzerlikler
Selçuklu mimarisinin en belirgin bezeme unsuru olan çini sanatı 13. yüzyılın ilk yarısında oldukça basit ve sade olarak kullanılmıştır, yüzyılın ortalarına doğru hızlı bir gelişme göstermiştir. Karatay Medresesinin bütün duvarları, kubbeye geçiş alanları, kubbesi, eyvanı ve tonozu halı gibi kaplayan çiniler, Selçuklu Dönemi çini sanatının en muazzam örneklerini oluşturmuştur.
Çiniler; siyah, patlıcan moru ve firuze renklidir. Karatay Medresesi'nin özellikle eyvan bölümünün arka duvarındaki çini kompozisyonu, Sırçalı Medrese'nin çinileriyle büyük benzerlik göstermektedir. Bu nedenle Karatay Medresesi'ndeki çinileri ve Sırçalı Medresenin çinileri Muhammed Tusi tarafından yapılmış olabileceği düşünülmektedir.
“Muhammed, İsa, Musa ve Davud”
Medresede salonun üzeri, merkezinde fener bulunan ve mozaik çinilerle kaplı kubbe ile örtülmüştür. Kubbe kasnağında, duvarların üst kısımlarındaki bordürlerde ve hücre kapıları üzerindeki panoda ayetler yazılmıştır. Binanın batı yönünde bulunan beşik tonozlu eyvanın kemerinde; besmele ve Ayet-el Kürsi yazılmıştır. Kubbeye geçiş elemanı olan üçgenlerin içerisinde ise makili yazı olarak; “Muhammed, İsa, Musa ve Davud” peygamberlerin isimleri ile dört halife; “Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali” isimleri bulunmaktadır.
Karatay Medresesi, Kubâd Abâd Sarayı kazılarından çıkarılan ve çevre illerden derlenen çini eserlerin sergilenmesi amacıyla restore edilmiş ve 17 Aralık 1955 tarihinde " Karatay Çini Eserler Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır.
Karatay Çini Eserler Müzesinde, Kubad Abad Büyük Saray ve Küçük saray duvar çinileri, cam tabaklar, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çini ve seramik tabaklar, mermerler, Beyşehir Eşrefoğlu Camii'ne ait tavan göbekleri, kandiller ve alçı buluntuları gibi eserler sergilenmektedir.
Kubad Abad Sarayı çinileri
I. Alaeddin Keykubat'ın emri ile yaptırılmış olan Kubad Abad Sarayı çinileri; haç, yarım haç, sekiz köşeli yıldız ve kare şeklinde olup, lüster ve sıraltı tekniğinde uygulanmıştır. Çinilerde zengin figür anlayışı, estetik ve dinamizm yansımaktadır. Stilize motifler, hayvansal figürler, insan figürleri, armalar, yazılar kullanılmış; şeffaf sırlı ve turkuaz sırlı çiniler olarak uygulanmışlardır.
Kubad Abad Sarayı; İbrahim Hakkı Konyalı ve Prof. Dr. Osman Turan'ın işaret etmelerinden dolayı 1949 yılında Konya Müze Müdürü Zeki Oral tarafından Beyşehir civarında bulunmuştur.
Çıkarılan eserler müzede sergileniyor
1952 yılında Zeki Oral, 1965-1966 yılında Katharina Ottodorn ve 1967 yılında Mehmet Önder sondaj ve kazı çalışmaları yapmıştır, ardından uzun süre kendi kaderine terk edilmiş olan Kubad Abad Sarayı 1980 yılından itibaren Prof. Dr. Rüçhan Arık tarafından yeniden ele alınmış ve kazılar yapılmıştır. Buradan çıkarılan eserler yurt içi ve yurt dışında birçok müzede sergilenmektedir.