DEMET İLCE / MUHABİR
Kanser bazen sinir hücrelerine zarar veren, hızla düşünme sorunlarına ve hafıza kaybına yol açan kontrolden çıkmış bir bağışıklık tepkisini tetikleyebilir; ancak şimdiye kadar bilim insanları bu nadir komplikasyona neyin sebep olduğundan emin değildi.
Bu bozukluk bir tür paraneoplastik nörolojik sendromdur (PNS) ve araştırmacılar bunun tümörün kendisinden ziyade bağışıklık sisteminin bir tümöre verdiği tepkiden kaynaklandığını zaten biliyordu. Bir tümör beyni ve omuriliği hedef alan bir otoimmün yanıtı tetiklediğinde ortaya çıkar.
Bu komplikasyona sahip hastalar bazen tümör tespit edilmeden önce hafıza kaybı gösterebilir ve bu otoimmün tepkinin neden olduğu hücresel hasar, bazı durumlarda kanserin kendisinden daha kötü olabilir.
Ancak bilim insanları başlangıçta PNS'yi neyin tetiklediğini bilmiyorlardı. Artık araştırmacılar, otoimmün reaksiyonun, tümörün virüse benzeyen bir protein salmasından kaynaklandığını buldu. Ekip bulgularını 31 Ocak Çarşamba günü Cell dergisinde yayınladı.
Virüs benzeri proteinler ve nörolojik hasar
PNS'li hastalarda vücudun kendi bağışıklık hücreleri sinir sisteminde ikincil hasara neden olur, dolayısıyla sinir dokusunda fiziksel olarak hiçbir tümör mevcut olmasa bile bu sendromlar meydana gelebilir.
PNS sıklıkla kanserin var olduğu bilinmeden önce bile ortaya çıkabilir ve hastada " onkonöral antikorları " araştıran testler kullanılarak teşhis edilebilir. Bu antikorlar hem nörolojik semptomlarla hem de kanserle bağlantılıdır ve bu nedenle kanserin teşhis edilmesine yardımcı olmak için kullanılabilirler. Bilim insanlarının bilmediği şey, vücudun bu antikorları neden ürettiğiydi.
Bu gizem, Utah Üniversitesi Nörobiyoloji Bölümü'nde doçent olan Jason Shepherd ve ekibini, neredeyse yalnızca beyinde üretilen bir proteini kodlayan bir gen olan PNMA2'ye bakmaya sevk etti. Antikorlar, sinir sistemi dejenerasyonu belirtileri gösteren PNS'li hastalarda PNMA2'yi hedef alır.
Araştırmacılar, PNMA2 proteinini elektron mikroskobuyla incelerken, onun yapısal olarak bir virüse çok benzediğini fark ettiler. Ekip, görünüşü nedeniyle vücudun bağışıklık sisteminin onu bir istilacı sanarak ona karşı antikorlar üretebileceğini öne sürdü.
Ancak PNMA2 aynı zamanda kanser olmayan kişilerin beyinlerinde de bulunur; peki bağışıklık sisteminin ona saldırmasına neden olan şey nedir?
Araştırmacılar, eğer protein sinir sistemi dışındaki tümör tarafından üretiliyorsa vücudun onu yanlış yerde olarak yorumlayabileceğini ve bağışıklık tepkisini tetikleyebileceğini öne sürdü. Bu fikri, farelerin karınlarına PNMA2 proteinleri enjekte ederek test ettiler. Kemirgenler yalnızca bağışıklık tepkisi oluşturup antikor üretmekle kalmadı, aynı zamanda aynı antikorlara sahip kanser hastalarında da benzer bilişsel sorunlar sergilediler.
Diğer proteinler virüs benzeri protein yapıları oluşturuyor; peki PNMA2 neden bu kadar şiddetli bir reaksiyona neden oluyor? Shepherd, vücuttaki diğer virüs benzeri proteinlerin genellikle bağışıklık sisteminden kaçmalarını sağlayan kapalı zarlar içindeki hücrelerden dışarı gönderildiğini söyledi.
Ancak PNMA2 ile "bu proteinlerde bulduğumuz şey, bunların bir şekilde zar olmadan hücreden dışarı çıkmasıydı, bu da biraz tuhaf" dedi. "Bunun, bu viral benzeri proteini daha da immünojenik hale getirdiğini düşünüyorum."
PNMA2 beyinde yapıldığında bir bağışıklık tepkisinin tetiklenmesini önleyebilir, ancak başka bir yerde yapıldığında bağışıklık sisteminin saldırmaya çalışmasını durdurmanın hiçbir yolu yoktur.
Nörobiyoloji yardımcı doçenti Travis Thomson, "Bu makale, kanser kaynaklı bağışıklık tepkisinin, PNMA2 tarafından kodlanan ve özellikle nöronal dokuda konakçının viral tepkisini başlatan viral benzeri parçacıkların ekspresyonundan kaynaklanabileceğine dair heyecan verici bir önerme sunuyor" dedi.
Thomson, çalışmanın aynı zamanda beyinde üretilen herhangi bir virüs benzeri proteinin bir bağışıklık tepkisi oluşturup oluşturmadığı gibi ilginç soruları da ortaya çıkardığını söyledi.
Thomson, "Bu viral benzeri parçacıkları sağlıklı dokuda kontrol altında tutan şey nedir?" dedi. "Hiç şüphesiz bu ve diğer birçok soru, bu ve diğer tamamlayıcı çalışmalardan ortaya çıkacaktır."
Gelecekte, Shepherd ve ekibi bu soruların bazılarına cevap vermeyi planlıyor ve hastalarda görülen nöron hasarından otoimmün tepkinin hangi yönünün en fazla sorumlu olduğunu araştırmayı amaçlıyor. Bunu çözmek gelecekteki tedavilere işaret edebilir.