Fetullahçı Terör Örgütü'nün ( FETÖ) 6 yıl önce 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında sokağa çıkan halk büyük bir kahramanlık örneği sergiledi.
Darbe girişiminin en yoğun yaşandığı illerden İstanbul'daki birçok önemli nokta vatandaşların tepkisi sayesinde işgalden kurtarıldı.
İstanbul'da stratejik bölgeleri hedef alan darbeciler, önce şehrin iki yakasını bağlayan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini saat 22.00 sıralarında tek taraflı trafiğe kapattı.
Cumhurbaşkanı halkı meydanlara çağırdı
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın bir televizyon kanalına bağlanarak olayları "kalkışma" diye nitelemesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da askeri kalkışmaya tepki gösterdi ve halkı meydanlara davet etti.
Binler Boğaziçi'ne akın etti
Bu çağrı Ankara'da olduğu gibi İstanbul'da da karşılık buldu, binlerce vatandaş Boğaziçi Köprüsü'ne akın etti. Köprüyü geçmeye çalışan vatandaşlara darbeci askerlerce ateş açıldı. Askerler, halkın direnişini kıramadı, sabaha karşı teslim olmak zorunda kaldı.
İşte saat saat 15 Temmuz'da yaşananlar
TANKIN ÖNÜNE YATMIŞTI
15 Temmuz hain darbe girişiminde, Atatürk Havalimanı'nda tankların altına yatarak büyük bir kahramanlık örneği gösteren Metin Doğan müşteki sıfatıyla ifade vermişti Doğan, "İki yılı aşkındır cezaevindeler. Eğer suçsuzlarsa, yemek yememeleri, kendilerine bakmamaları, hayatlarının kaymış olmalılar. Hepsinin çok mutlu olduğunu, gülerek konuştuklarını görüyorum. Suçsuz bir insanın psikolojisinin böyle olmaz zaten" dedi. Doğan, tankın altına yatmasıyla ilgili olarak da, "Fitili ateşleyeyim, dedim" ifadesini kullanmıştı
Metin Doğan, hain darbe girişimi gecesinde sergilediği kahramanlıkla adından söz ettirmişti.
Müşteki Doğan, evindeki televizyonda olayları gördüğünü ve kendisine en yakın yer olan havalimanına gittiğini anlattı. Havalimanına gitme nedenini "insanları sokağa dökmek" şeklinde açıklayan Doğan, şöyle devam etti:
"Fitili ateşleyeyim, dedim. Oraya gittiğimde de eylemim yaklaşık 5-10 dakika sürdü. Kendimi ezdirmek için bayağı çaba harcadım. Tank durunca da kalktım. Kalktığımda da tankın üzerinde 3 asker vardı. En üstteki, uçaksavarla bana nişan almış, bağırıyordu, 'Ateş edeceğim.' diye. Ben de askerde uçaksavar kullanıyordum. Anladığım en iyi silah oydu. O kadar yakın mesafede savurdukları zaman, kan dolu balon gibi patlıyorsunuz. Ne kadar vahşi ölürsem o kadar çok etki gösterir düşüncesiyle o 'Askerim ateş edeceğim.' dedikçe 'Ateş etmezsen senin ta...' diye küfürler ettim.
Tank ikinci kez hızlı bir şekilde hareket edince sol paletin altına yattım. Ama ikinci yatışım çok daha korkunçtu. Tank hızlı şekilde bir geldi ben durduğunu anlamadım. Palet omzuma, kulağıma değdi, sonra bir baktım beşik gibi sallanmaya başladı. Orada da ölmeyince tekrar kalktım ve bir baktım 10-12 kişi tankın etrafını sarmıştı. Artık insanlar eyleme tepkisini göstermeye geçmişti, böylece amacıma ulaşmıştım. Bir tek tankı kullanan askerden şikayetçi değilim. Davaya katılmak istiyorum."
Duruşma arasında, vatandaşlar ile emniyet ve jandarma görevlilerinden yoğun ilgi gören Doğan, "Sanıklarla 2 yıl sonra karşı karşıyasınız. Neler hissettiniz?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Yüzlerine bakıyorum. Mesele ben 15 yıl önce bir yanlış anlamadan dolayı nezarethaneye konuldum. Suçsuz yere konulduğum için çıldırmıştım, delirmiştim, duvarları yumruklamıştım, her yerimi parçalamıştım.