Dünya genelinde bugüne kadar 800 civarı kişide rastlandığı belirtilen ender hastalıklardan Kaçış Sendromu (Capillary leak syndrome) hastalığının nedenleri, belirtileri, tedavisi hakkında araştırmalar yapılıyor. Türkiye’de ünlü komedyen Mehmet Ali Erbil’İn yakalanmasıyla adını duyuran hastalık ilk olarak Dr. Bayard Clarkson tarafından 1960 yılında keşfedilmiş. Konu hakkında merak edilen detaylara Kaçış sendromu hastalığı ne demek? Kaçış sendromu nedir? konulu yazımızın içeriğinden ulaşabilirsiniz.

Kaçış sendromu nedir, ne demek?

Türkiye’de, ünlü komedyen Mehmet Ali Erbil’in de mücadele ettiği ‘Kaçış sendromu hastalığı’ nedir, ne demek; Tıp dilinde Clarkson hastalığı olarak bilinmektedir. Damar içi kan basıncında meydana gelen düzensizlikle ortaya çıkan ve hayati tehdit oluşturan bir hastalıktır.

Damar içi sıvısının azalmasıyla tekrarlayan şok atakları ortaya çıkmaktadır.

Kaçış sendromu hastalığının nedeni hakkında kesin tespitlen henüz yoktur. Kılcal damarların içinden dışarıya sıvı çıkış hız ve miktarında artış meydana gelir. Kılcal damarlarda ortaya çıkan bu değişiklikle damar dışına sıvı sızması artar.

Akciğer-kalp-karın zarı gibi vücudun iç boşluklarına ve kaslarının içine, damar içindeki sıvılar sızarak birikir. Damar içi kan basıncı-tansiyon azaldığında ise şok tablosu gelişir. Damar içinden beden boşluklarına sıvı kaçışına neden olan ihtimaller olsa da, kesin olarak nedeni henüz bilinmemektedir.

Kaçış sendromlu hastalarda hangi şikayetler görülür?

Hasta şikayetleri aslında günlük hayatta da sık karşılaşılan şikayetlerdir. Hastalar sıklıkla bulantı, karın ağrısı, kusma, halsizlik, kas ağrıları, yorgunluk gibi belirgin tanımlayıcı özellik göstermeyen yakınmalar ile hekime başvururlar.

Klinikte en sık “septik şok” tablosuyla yani kana karışan mikrobik etkenlerin ortaya çıkardığı şok tablosu ile benzerlik gösterir ve karışır.

Kaçış sendromunda ataklar sırasında neler olur?

Damar içi sıvısının ani ve çok miktarda azalması, kanda albumin düzeylerinin düşük olması, kanın koyulaşması-akıcılığının azalması, bazen de monoklonalgamopati denilen özel bir laboratuar bulgusu tespit edilebilir. Gözlenen hastalarda yaygın bir şekilde bağırsaklarda ödem, asit, akciğer ve kalp zarında ve hatta kaslarda sıvı birikip, yaşamı tehdit edici durumlar söz konusu olabilmektedir.

Kaçış Sendromu belirtileri

Öncesinde belli başlı sinyaller veren kaçış sendromu, iç organlar zarar görmeden müdahale edilirse ölümcül sonuçlarla neticelenmesi önlenebiliyor. Genellikle üst solunum enfeksiyonları belirtileri ile aynı semptomlara sahip olan “Sistemik Kapiller Kaçış Sendromu” hastalığı süreci son aşamaya kadar oldukça belirsiz ve hissedilmeyecek şekilde gerçekleşiyor. Günlük hayatta sinsice ilerleyen kaçış sendromunun en belirgin belirtilerinin ataklar sırasında oluştuğu görülüyor. Hastanın ataklarının artması ile kesin tanısı konan kaçış sendromu nasıl bir hastalık diye merak edenler için günümüzde de çeşitli bilimsel çalışmalar yapılıyor. Laboratuvar sonuçlarına göre değerlendirilen hastaların bağırsaklarında ödem, kaslarında sıvı, kanlarında mikrop ve kalp zarında asit birikmesi gibi durumlar durumlar tespit edilebiliyor.

Genellikle 40 yaşından sonra çıkan ve tüm vücutta şişkinlik yaratan hastalığın belirtileri basit gibi görünse de aşağıdaki gibi sağlığı tehdit edici sonuçlar da doğurabiliyor:

-Ani tansiyon düşüklüğü

-Vücutta şişlikler ve ödemler

-Kanda albümin azalması

-Kanın renginin koyulaşması

-Yorgunluk ve halsizlik

-Ateş

-Baş ve kas ağrısı

-Baş dönmesi

-Bulantı

-Sinirlilik

-Susuzluk

-Ödem

Kaçış Sendromunu tetikleyen durumlar

Kaçış sendromuna neden olan etmenler henüz keşfedilememiş olmakla beraber dünya genelinde hastaların yaşam öykülerinden alınan bilgilere göre genetik olmadığı görülüyor. Fakat bir takım tetikleyici durumların kaçış sendromunu meydana getirebileceği gerekçesi ile aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekiyor:

-Kemoterapi süreci ve ilaçları

-Viral hemorajik ateş (dang enfeksiyonu ve hantan virüsü)

-Zehirli yılan ısırığı (kan zehirlenmesi)

-Olumsuz ilaç reaksiyonu

-Endokrin hastalıkları

-Kardiyopulmoner bypass sonrası

-Kemik iliğinden ve lenfatik sistemden kaynaklanan hastalıklar (Graft versus host hastalığı)

-Hipotansiyon

-Böbrek yetmezliği

Yukarıda sıralanan tüm nedenler sendromun tetiklenmesine yol açabilir. Bir kişide yaşanan olumsuz durumlar kan ile ilişkili olduğu için damarların çalışması engelleniyor. Dolayısıyla bu durum hastanın atak geçirmesine neden oluyor.

Editör: Haber Merkezi