İklim değişikliği ile mücadele eden bilim insanları, İzlanda’nın kara kum fırtınalarını mercek altına alarak bu doğa olaylarının küresel ısınma ve hava durumu modellerine etkisini çözmeye çalışıyor. İzlanda’nın siyah volkanik kumlarla kaplı 44.000 km²'lik çöl alanları, Avrupa’nın en büyük ve en aktif çölü olarak dikkat çekiyor.  

Bu bölgeler, yalnızca İzlanda’nın değil, Avrupa’nın diğer bölgelerinin de hava kalitesini etkileyen yüksek enlem tozlarının (HLD) kaynağı olarak biliniyor. Bilim insanları, bu tozların karanlık yapısı nedeniyle daha fazla güneş ışığı emdiğini ve bu durumun hem karasal hem de atmosferik sıcaklıkları artırabileceğini belirtiyor.  

İzlanda’nın Çölleşme Hikayesi

İzlanda’nın çölleşmesi, Viking döneminden bu yana yapılan yanlış tarım uygulamalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Ülkenin bir zamanlar sık ormanlarla kaplı alanlarının yalnızca %2’si bugün orman olarak kaldı. İzlanda Orman Servisi, bu oranı 2050 yılına kadar %4’e çıkarmayı hedeflese de süreç oldukça yavaş ilerliyor.  

Volkanik patlamalar, bölgede toprak koşullarını daha da kötüleştirerek çölleşmeyi hızlandırıyor. Her yıl yaklaşık 135 gün boyunca toz fırtınaları, İzlanda’nın yanı sıra Avrupa’nın diğer bölgelerine de taşınıyor.  

Kara Tozun İklim Üzerindeki Etkisi

Kara volkanik camdan oluşan İzlanda tozları, Sahra gibi açık renkli çöllerden gelen tozlardan farklı olarak güneş ışığını yansıtmaktan ziyade emiyor. Bu, hem yüzey ısısını hem de buzulların erimesini hızlandırıyor.  

Araştırmacı Pavla Dagsson-Waldhauserova, kara kumların özellikle buzullar üzerinde birikerek erimeyi tetiklediğini belirtiyor. Myrdalsjokull buzulunda yürütülen COP21 destekli projede, kara kumların bir buzul yüzeyinde 1,3 cm kalınlığa ulaştığı gözlemlendi. Bu durum, yalnızca İzlanda’yı değil, Grönland ve diğer Kuzey Kutbu buzullarını da tehdit ediyor.  

Yüksekova’da zemheri soğukları, en uzun gecede kendini hissettirmeye başladı Yüksekova’da zemheri soğukları, en uzun gecede kendini hissettirmeye başladı

Kumun Bulutlar Üzerindeki Rolü

Yüksek enlem tozları, bulutların oluşumunda da kritik bir rol oynuyor. Toz partikülleri, bulutlarda buz kristallerinin çekirdeği haline gelerek buharlaşma ve yağış döngülerini etkileyebilir. İngiltere Leeds Üniversitesi'nden Polly Foster, bu sürecin bulutların ömrü ve iklim üzerindeki etkisini daha iyi anlamayı hedefliyor.  

Teknoloji ve Yenilikçi Yaklaşımlar

Araştırmacılar, toz partiküllerinin atmosferdeki dağılımını anlamak için insansız hava araçlarından (drone) yararlanıyor. Bu araçlar, toz partiküllerini gerçek zamanlı olarak ölçerken, farklı yüksekliklerdeki dağılımı belirliyor. Foster ve ekibi, drone’lara monte edilen yenilikçi cihazlarla tozun hareketini ve davranışını izlemeyi hedefliyor.  

Meteorolog Ben Pickering, drone’ların balon ve lidar gibi geleneksel ölçüm araçlarından daha uygun maliyetli ve esnek olduğunu belirtiyor. Elde edilen veriler, toz modellerinin hassasiyetini artırarak küresel hava durumu tahminlerinin iyileştirilmesine katkı sağlayabilir.  

Küresel İklim İçin İzlanda’nın Rolü

İzlanda’nın kara tozları, yalnızca yerel çevreyi değil, Avrupa’nın ve Kuzey Kutbu’nun iklimini de etkiliyor. Bilim insanları, bu fenomenin daha iyi anlaşılmasının iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olabileceğini düşünüyor.  

Tozun bulut oluşumundaki rolünü ve hava modellerine etkisini anlamak, hem küresel ısınmayı hem de yerel hava olaylarını daha iyi öngörebilmemizi sağlayabilir.  

Kaynak: Haber Merkezi