Çin'de aracını yürüyüş yapanların üzerine süren kişi, onlarca yayanın yaralanmasına neden oldu Çin'de aracını yürüyüş yapanların üzerine süren kişi, onlarca yayanın yaralanmasına neden oldu

İsrail, 7 Ekim 2023’te Gazze’ye başlattığı saldırılarda, camileri ve diğer kutsal mekanları hedef aldı. Bu saldırılar, özellikle camilerin yıkılması ve Kur'an-ı Kerimlerin yakılması gibi provokatif eylemlerle geniş bir tepki topladı.

Gazze'deki Dini İşler ve Vakıflar Bakanlığı’nın 5 Ekim’de yayımladığı rapora göre, İsrail, Gazze’deki 1245 camiden 814’ünü yıktı ve toplamda yaklaşık 350 milyon dolarlık hasara yol açtı. Bu saldırılar sırasında Beni Salih Camisi gibi önemli dini yapılar da zarar gördü.

İsrail askerlerinin Kur'an-ı Kerimleri yaktığı, camilerin içine ayakkabılarıyla girdikleri, ve kutsal mekanları karargah olarak kullandıkları görüntüler büyük tepki topladı. Hamas, bu saldırıları “nefret dolu faşist bir davranış” olarak nitelendirerek, İsrail hükümetinin bu eylemlerini “sistematik suç işleme” olarak tanımladı.

Lübnan’daki Camiler de Hedefte

İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları da arttı. 28 Ekim’de, Lübnan’ın güneyindeki Buyut es-Seyyad beldesindeki cami bombalanırken, Dıhayra beldesindeki Er-Rusum el-Ekber Camisi de aynı şekilde saldırıya uğradı. 13 kez camilere yapılan saldırılar, İsrail ordusunun söz konusu ibadethaneleri “teröristlerin buluşma noktası” olarak hedef aldığını öne sürmesine rağmen, çoğu uluslararası gözlemci, bu eylemleri kınadı.

İsrail'in İç Kamuoyunda Saldırılara Destek

İsrail’in iç kamuoyunda ise camilere yönelik saldırılara büyük oranda destek geldi. Bazı stratejik danışmanlar ve askeri kökenli tarihçiler, bu saldırıları Tevrat’a dayandırarak meşrulaştırmaya çalıştı. İgal Malka gibi isimler, camilerin bombalanmasını “ilahi vasiyetin yerine getirilmesi” olarak yorumlarken, Or Fialkov da bu saldırıları destekledi.

Bu destek, camilerin yıkılması ve Kubbetu’s Sahra’nın hedef alınması gibi uzun vadeli hedefleri işaret ediyor olabilir. Bazı yorumcular, camilerin ve dini yapılarının yıkılmasının arkasında, Gazze ve Lübnan halklarının dini kimliklerinden uzaklaştırılması amacının yattığını savunuyor.

İsrail’in camilere yönelik saldırıları, intikam duygusu, dini kimlikleri silme ve tarihi eser hırsızlığı gibi sebeplerle açıklanıyor. The Guardian gibi uluslararası medya organları, bu saldırıların “Aksa Tufanı” ve Kubbetu’s Sahra gibi dini sembollerle bağlantılı olabileceğini vurguluyor. Ayrıca, bazı uzmanlar, bu saldırıların tarihi camilerin yağmalanmasına yönelik bir örtbas çabası olduğuna dikkat çekiyor.

Sonuç ve İç Kamuoyundaki Sessizlik

İsrail’in bu saldırıları ve iç kamuoyunun büyük ölçüde sessiz kalması, dünya çapında büyük bir tartışma yaratırken, bazı muhalifler kültürel mirasın korunması gerektiğini vurguladı. Ancak, genel olarak İsrail halkı ve hükümeti, bu tür saldırılara önemli bir tepki göstermedi.

Kaynak: AA