GÖKHAN EREK / ÖZEL HABER

İsrail, dünyanın gözü önünde hiç kimseden ve hiçbir kurumdan çekinmeden kadın, çocuk, yaşlı, hasta, engelli demeden savaş suçları işleyerek, sivil katliamlarına devam ediyor. İsrail’in yaptığı soykırım, dünyaya nasıl kabul ettirilir, Türkiye, İsrail’in savaş suçu işlediğine dair ne gibi çalışmalar yapıyor? Merak edilen soruların cevabını AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Avukat Şengül Karslı, Diriliş Postası’na değerlendirdi

ZALİM VE ŞIMARIK TERÖR DEVLETİ!

Av. Şengül Karslı, Gazze’de yaşanan soykırımın dünyada daha önce eşi benzeri görülmemiş derecede vahim olduğunu belirtti. “Hepimiz şu an Filistin’de kendisini dünyanın efendisi zanneden zalim ve şımarık bir terör devletinin, insanlık için nasıl bir musibete dönüştüğünü görüyoruz.” diyen  Av. Karslı, “Gazze’de yaşananlara Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Roma Statüsü’nde sayılan tanım kapsamında bakacak olursak, sadece bir yaşın altında bin civarında çocuğun öldürüldüğü belirtilmektedir. Bu surette hukuki tanıma tam olarak uyan bir soykırım faaliyeti yürütülmektedir.” ifadelerini kullandı.

SREBRENİTSA KATLİAMI

Srebrenitsa Katliamı’nda öldürülenlerin kesin sayısının bilinmemekle birlikte Bosna Hersek Hükûmeti'nin raporunda 8.374'ten fazla olarak gösterildiğini hatırlatan Av. Karslı, “Şimdiye kadar Srebrenitsa etrafında 42 toplu mezar bulunmuş ve uzmanlara göre 22 bölgede daha toplu mezar olduğunu tahmin edilmekte. Ayrıca Sırplar katliamı gizlemek için bazı cesetleri ilk gömüldükleri toplu mezarlardan çıkarıp başka yerlere tekrar gömdüklerinden, katliamla ilgili deliller bozulmuş ya da yok olmuş durumda. Bu katliamın boyutlarına bakıldığında Gazze’de yaşanan dehşeti daha iyi anlayabiliyoruz.” şeklinde konuştu.

YARGILAMADA NELER OLMUŞTU?

Av. Karslı, bir suçun soykırım olarak tanınabilmesi için, bir mahkeme tarafından karara bağlanmış olması gerektiğini belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Lahey'deki Savaş Suçları Mahkemesi'nde görülen davada Sırp Partisi lideri Radovan Karadžić, Sırp Ordusu komutanı Ratko Mladić, Vujadin Popoviç (Bosnalı Sırp komutan), Ljubisa Beara (Genelkurmay Başkanı), Drago Nikoliç (güvenlik şefi), Ljubomir Borovcanin ( özel polis müdürü), Radivoje Miletiç (Genelkurmay Başkan Yardımcısı), Milan Gvero (komutan yardımcısı), Vinko Pandureviç (tugay komutanı) hakkında, Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa'da 8.000'den fazla sivilin katledilmesinden sorumlu oldukları iddiasıyla gıyaplarında dava açılmıştı. Davanın sonucunda ise Mahkemece 1995 yılının Temmuz ayında Srebrenitsa'da meydana gelen soykırım konusunda Sırbistan’ın, BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırma Sözleşmesi'ne göre soykırımı önleme yükümlülüğünü ihlal ettiğine karar verilmişti. Öte yandan Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi de Bosna'da işlenen suçların, soykırım olduğunu kabul etmişti.”

İSRAİL'İN EYLEMLERİ İNCELEMEYE ALINMALI!

Srebrenitsa sürecinden bilgiler veren Av. Karslı, bugün Gazze’de yaşananların da savaş suçu olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.

“Bu noktada UCM devreye sokulmalı ve eylemler hakkında inceleme yapmalıdır.” diyen Karslı, "Esasen UCM tarafından 3 Mart 2021 yılında başlatılmış ve İsrail’in savaş suçlarını inceleyen bir soruşturma mevcut. Günümüzde gerçekleştirilen fiiller de bu soruşturma kapsamında incelenmektedir. İnşallah bu soruşturma sonucunda sorumlular gereken cezaları alacaktır.” ifadelerine yer verdi.

BEBEK KATLİAMINA GÖZ YUMULUYOR

Av. Karslı, soykırım suçunu soruşturacak, ilgililere gereken cezayı verecek kurumun UCM olduğunu aktararak, “Aslında hukukçular olarak soykırım olup bittikten sonra bunun nasıl cezalandırılacağından ziyade, 'Şu anda bu soykırımı nasıl durdurabiliriz?' meselesine odaklanmamız gerekiyor. Bu noktada Birleşmiş Milletler kilit bir rol oynuyor. Ancak 'Dünya’nın 5’ten büyük olduğu' gerçeği ile yüzleşemeyen Batılı devletler, üzülerek söylüyorum ki bebeklerin katledilmesine göz yumuyor, kendi önlerine ateşkes için gelen teklif metinlerini, veto ederek geri gönderiyor.” dedi.

TÜM YOLLARA BAŞVURULACAK!

Uluslararası hukuka göre misillemeler yoluyla sivil halka ya da sivillere karşı saldırıların yasaklandığını ama İsrail’in kurallara uymamakta ısrar ettiğini hatırlatan Av. Karslı, sözlerine şu satırları ekledi, “En son yaşadığımız, El-Ehli Baptist Hastanesinin bombalanması, bu ihlallerin en açık örneklerinden sadece bir tanesi. 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme’de soykırımı oluşturan eylemler düzenlenmiştir. Buna göre ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubun kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması amacıyla yok edilmesi, soykırım fiilini oluşturur. İsrail tarafından halen daha sivillerin ihtiyaç duyduğu gıda, yardım ve tıbbi malzemelerin girişi engellenmekte ve suç işleme iradesi devam etmektedir. Bu açıdan taraflar, silahlı çatışmalar sırasında sivil ayrımı gözetmeli, evler, okullar ve hastaneler gibi sivil altyapıyı hedef almamalı ve askeri hedeflerin çevresinde bulunan sivilleri önceden uyarmalıdır.”

YAŞANANLAR BÜYÜK DELİL!

Av. Karslı, Türkiye olarak, dünyada vicdanı olan herkesin tepkisini çeken ve çekmesi de gereken bu soykırıma karşı gerek ulusal gerekse de uluslararası arenada faillerin ceza alması için gereken tüm yollara başvuracaklarını söyledi.

Tüm dünyanın gözleri önünde bu katliamlar yapıldığını canlı canlı soykırım gerçekleştirildiğini kaydeden Av. Karslı, “Tarih bu süreci, elbet bir gün yargıladığında dünyadaki tüm insanlar, hayvanlar, bitkiler buna şahitlik edecektir. Ama biz elimizdeki tüm görüntüleri, kayıtları, görgüye dayalı her sözü bu suçun en büyük delili olarak sunacağız. Dolayısıyla, vereceğimiz her tepki bu cezalandırma ve yargılama mekanizmasının işlemeye başlaması için adım olacaktır.” diye konuştu.

TEL AVİV UCM’Yİ TANIMIYOR!

İsrail’in yaptıklarına karşılık, uluslararası toplumun başvuracağı mekanizmanın UCM olduğunu, İsrail’in, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yargı yetkisini tanımadığının altını çizen Av. Karslı, ancak Filistin’in 2015 yılında Mahkemeye taraf olduğunu hatırlattı.

İsrail’in, Filistin’e karşı yaptıklarıyla ilgili 2021 yılından beri UCM’nin, bölgede incelemelerini sürdürdüğünü söyleyen Karslı, sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Gazze’de bugün yaşanan saldırılar, özellikle El-Ehli Baptist Hastanesinin bombalanması da dahil, mahkemenin yargı yetkisi dahilinde. Geçtiğimiz günlerde, mahkeme savcısı da gelişmeleri takip etmekte olduklarını açıklamıştı. Gerçekleşen soykırım fiilleri, savaş̧ suçları ve insanlığa karşı suçlar da bu kapsamda Mahkemeye konu olacaktır. Bu katliam kararlarını verenler ve uygulayanlar cezai sorumluluktan kaçamayacaktır.”

Editör: Gökhan Erek