İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye başlattığı saldırılar, ABD ve Avrupa ülkelerinin yoğun desteğiyle devam etti. Batılı ülkeler, bu tarihten itibaren İsrail'e güçlü bir siyasi ve askeri yardım sağladı. ABD ve Avrupa'nın önde gelen ülkeleri İsrail’in kendini savunma hakkına vurgu yaparak, çeşitli platformlarda İsrail'in yanında olduklarını defalarca dile getirdi.
ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu belirterek, uluslararası arenada kınama yerine destek mesajları vermeyi tercih etti. ABD, 18 Ekim'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Gazze'ye yönelik insani yardımın sağlanması için çatışmalara ara verilmesi talebini veto etti. Sonrasında 25 Ekim’de İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin tasarılar yine ABD ve Rusya'nın karşılıklı vetolarıyla sonuçlandı.
BM'de İsrail’e Destek Duruşu
ABD, BMGK’de Gazze'ye yönelik insani ateşkes taleplerini defalarca veto etti. 8 Aralık 2023'te bu doğrultudaki bir karar tasarısını da reddeden ABD, İsrail’e olan desteğini net bir şekilde gösterdi. BM Genel Kurulu’nun 13 Aralık’ta aldığı ve Gazze’de insani ateşkes talebinde bulunan karar tasarısına ise 153 ülke destek verirken, 10 ülke karşı oy kullandı; ABD bu 10 ülke arasındaydı.
BMGK'nin 25 Mart 2024'te Gazze’de kalıcı bir ateşkes talep eden karar tasarısı ancak kabul edilebildi. ABD'nin çekimser kaldığı oylamada, tasarı, 14 "evet" oyu alarak geçti. Bu durum Batı’nın İsrail’e desteğinin ne kadar belirleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Blinken’in Orta Doğu Turları ve Batı Liderlerinin Açıklamaları
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 7 Ekim 2023'ten itibaren 10 kez Orta Doğu ziyaretinde bulunarak bölgedeki gelişmelere yönelik diplomatik adımlar attı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İsrail'in uluslararası hukuka uyduğunu savunarak İsrail'in yanında olduklarını belirtirken, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da İsrail’e her türlü desteği sağlayacaklarını ifade etti.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de İsrail’e olan koşulsuz desteğini her fırsatta yineledi ve İsrail'in sivil kayıplara rağmen kendini savunma hakkına vurgu yaptı. Von der Leyen’in bu yaklaşımı, özellikle Avrupa’daki bazı parlamenterler tarafından eleştirilere maruz kaldı.
Batı’dan İsrail’e Silah Desteği
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, 2011-2020 yılları arasında İsrail’e yapılan silah tedarikinde yüzde 70,2 ile ABD başı çekerken, Almanya yüzde 23,9 ile ikinci sırada yer aldı. 7 Ekim sonrasında ABD, İsrail’e ciddi miktarda mühimmat ve askeri ekipman gönderdi. Nisan 2024'te onaylanan 95 milyar dolarlık dış askeri yardım paketinin 17 milyar dolarlık kısmı İsrail’e tahsis edildi.
Amerikan üslerinden İsrail’e yapılan askeri kargo uçuşları, Gazze saldırıları boyunca devam etti. 7 Ekim 2023'ten Temmuz 2024'e kadar 173 askeri uçak, İsrail’e silah ve cephane taşıdı. Bu uçuşların çoğu İsrail’in Nevatım Hava Üssü’ne gerçekleşti.
Almanya, 2023'te İsrail'e bir önceki yıla göre 10 kat artışla silah teslimatı yaparken, İngiltere de yıllardır İsrail'e düzenli silah tedarikinde bulunuyor. Fransa ise İsrail’in Demir Kubbe savunma sistemine yönelik parça tedariği yaparken, İsveç, Gazze saldırılarında yer alan İsrailli savunma şirketi Elbit Systems ile 170 milyon dolarlık anlaşmaya imza attı.
Uluslararası Kamuoyunda Batı’nın Tavrı
Gazze’de sivil kayıplar artarken, Batılı ülkeler İsrail'i kınamak yerine çatışmaların diğer bölgelere yayılmaması yönünde çağrılar yapmayı tercih etti. ABD ve Almanya gibi ülkeler ateşkes ve itidal çağrısında bulunmalarına rağmen İsrail’e yönelik bir kınama yapmadı. Fransa, 2024'te İsrail’in saldırılarını daha yüksek sesle eleştirirken, bu kınamalar Batı’nın genel tavrında istisna olarak kaldı.
Batı ülkelerinin İsrail’e yönelik bu desteği, Gazze’deki insani kriz derinleşirken uluslararası kamuoyunda tartışmaları da beraberinde getiriyor. Çatışmaların devam ettiği ortamda, Batı'nın İsrail'e yönelik politikası ve askeri yardımları, bölgede kalıcı barışın sağlanması önündeki en büyük engellerden biri olarak gösteriliyor.
