Arap Azınlık Haklarını Koruma Hukuk Merkezi "Adalah", 5 Şubat'ta İsrail Enerji Bakanlığı'na ilettiği mektupta, İsrailli ve uluslararası şirketlere verilen gaz arama ruhsatlarının Filistin Devleti’nin deniz sınırlarını ihlal ettiğini vurguladı. Adalah, bu şirketlere, Filistin'e ait deniz bölgelerinde yürütülen faaliyetleri durdurmaları için bildirim gönderdi ve hukuki süreçleri takip etmeye başladı.
Eylül ayında yapılan güncellemeye göre, şirketlerden henüz yanıt alınmazken, sondaj ruhsatlarının verilmediği bildirildi. Adalah, İsrail Enerji Bakanlığı'nın cevaplarında ruhsatların “İsrail ve uluslararası hukuka uygun” olarak verildiği iddialarını paylaştı.
Filistin hâlâ tanınmadığı için İsrail, deniz alanları üzerindeki haklarını keyfi bir şekilde kullanabiliyor. Bakanlığın yanıtında, deniz hukukuna göre hakların yalnızca egemen devletlere ait olduğu belirtilerek, Filistin’in egemenlik statüsüne sahip olmadığı ifade edildi.
Adalah, uluslararası hukuka atıfta bulunarak, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında yürüttüğü faaliyetlerin yasal olmadığını belirtti. Adalah, bu nedenle İsrail Enerji Bakanı ve Başsavcısına başvurarak, Filistin'in deniz sınırlarında verilen gaz arama ruhsatlarının iptal edilmesini, bekleyen tüm ihalelerin durdurulmasını ve gaz kaynaklarının işletilmesi için yürütülen faaliyetlerin derhal sonlandırılmasını talep etti.
Adalah Hukuk Direktörü Dr. Suhad Bishara, İsrail'in doğal kaynak politikalarını “işgal hamleleri” olarak değerlendirerek, bu durumun Filistin halkının haklarını ihlal ettiğini ifade etti. Bishara, İsrail’in doğal kaynaklar üzerindeki kontrol hakkını yok etmeye yönelik adımlar attığını ve insan hakları ihlalleri konusunda hesap vermekten kaçındığını vurguladı.
Adalah, Al Mezan, Al-Haq ve Filistin İnsan Hakları Merkezi tarafından sağlanan bilgilere göre, İsrail Enerji Bakanlığı, Filistin deniz alanlarında altı İsrailli ve uluslararası şirkete gaz arama lisansları vermiştir. Bu şirketler arasında İtalyan Eni, Koreli Dana Petroleum ve İsrailli Ratio Petroleum yer almaktadır. Verilen ruhsatlar, İsrail'in Aralık 2022'de başlattığı Dördüncü Açık Deniz Teklif Turu kapsamında dağıtıldı.
Özellikle G Bölgesi, Filistin’in 2019'da ilan ettiği deniz sınırlarının yüzde 62'sini içerirken, diğer bölgeler H ve E de Filistin'in ilan ettiği alanlardadır. Bu adımların uluslararası hukuka aykırı olduğu ve Filistin’in deniz haklarını ihlal ettiği ifade edilmektedir.
Filistin, 24 Eylül 2019'da deniz sınırlarını ilan ettikten sonra, Mısır ve İsrail’in karşı çıktığını bildirmiştir. Mısır, 31 Aralık 2019'da BM’ye gönderdiği bildiride, Filistin’in deniz alanlarını tanımadığını belirtmiştir. Ardından, Filistin, 2022'de BM'ye iki ayrı nota göndererek izinsiz denizcilik faaliyetlerine karşı resmi şikayette bulundu. Bu gelişmeler, bölgedeki deniz sınırları üzerindeki gerilimlerin sürdüğünü göstermekte.
