Son dakika Fenerbahçe haberleri... Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Trabzonspor maçında yaşanan olaylar ve sarı-lacivertli takımın gündemine dair Haber Global'e konuştu.

Süper Kupa maçının ertelenmemesiyle ilgili açıklamalarda bulunan deneyimli teknik adam, "Galatasaray maçları yüksek stres altında oynanan maçlardır. Bunu oynayıp Avrupa maçına çıkmak ne kadar doğru olur? Biz bu maça daha çok dinlenip çıksak ülkemiz adına iyi olmaz mı? Bizim mücadelemiz bu. Biz bunu defalarca söylememize rağmen hem karşı takımın hem de TFF’nin bu tutumunu anlamış değilim. Daha önce Galatasaray’ın da Avrupa kupalarında mücadele ettiği zaman birçok kez maçlarının ertelendiğini biliyoruz. Neden bu tarihte oynatmaya çalışıyorlar, anlamış değilim" dedi.

İsmail Kartal'ın açıklamalarından satır başları:

''Avrupa kupasını kazanarak tarihi kulübümüzün başarılarını taçlandırmak istiyorum''

İlk günden bu yana Avrupa’da gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz, demiştim. Bunun ucu açık. "Biz kupayı alacağız" demek keskin bir konuşmadır. Hayatta keskin konuşmam, yapamama ihtimalinizin olduğu şeylerin sözünü vermemelisiniz. Ben öyle bir insan değilim. Doğruyu söylerim hep. Çeyrek finale kaldık. İki takımı da eledik mi finaldeyiz. Avrupa kupasını kazanarak tarihi kulübümüzün başarılarını taçlandırmak istiyorum. Camianın bir evladı olarak bunu çok istiyorum. Hem lig hem Avrupa’da oynamak da kolay değil. Futbolcular Avrupa maçlarında seyahatlerden de çok zorlanıyor ama inşallah zor da olsa biz gidebildiğimiz yere kadar gidip günün sonunda da kupayı ülkemize getirmek istiyoruz.

''TFF ve Galatasaray bize destek olmadı''

Olympiakos köklü bir takım. Yunanistan’da 3-4 büyük kulüpten biri. Önemli oyuncuları var. Kendilerini izlemeye başladık, analizleri yapıyoruz. Turu geçmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tabii öncelik şu an için Adana Demirspor ve Süper Kupa. Maç maç gideceğiz. Tek sıkıntı 7’sinde oynayacağımız Süper Kupa. Hem TFF hem de rakibimizin ülke puanı için bize destek olmalarını beklerdik ama maalesef olmadılar.

''Avrupa'da en fazla gol atan takımız''

Bir sürü istatistiğimiz var. Biz hala Avrupa’nın en çok gol atan takımıyız. Avrupa’nın en çok oyuna sonradan girip katkı alan takımıyız. 12 gol, 12 asistle. Oyuna giren oyuncuların ne kadar hazır olduğu ve bizim oyuna nasıl müdahale ettiğimizin göstergesidir. İkinci sırada Liverpool, üçüncü sırada Atalanta, dördüncü Atletico Madrid, beşinci Dortmund. Birinci biziz. 47 resmi maçın 38’ini kazandık. 124 gol atıp 40 gol yedik. 21 maçta gol yemedik. Ligin en fazla gol atan takımıyız. Avrupa’nın 5 büyük ligi ve Süper Lig’de 100 gole ulaşan ilk takım olduk. İkinci Leverkusen 85 gol. İlk defa ligde bir takım 10 maç üst üste kazanarak başladı. İsmail Kartal Fenerbahçe’nin başında 11 maç kazanan ilk Türk teknik direktör oldu. Süper Lig tarihinde 30. Maçlar itibariyle en fazla puan topladığımız, galip geldiğimiz dönemi yaşıyoruz. Üst üste 5 maç deplasmanda kazanma rekorunu egale etti. Süper Lig’de 64 yıl sonra ilk kez bir takım 6 deplasman maçında üst üste kalesini gole kapattı. 15 deplasman maçından 14’ünü kazandık. Kulüp tarihinin en fazla deplasman galibiyeti aldığı dönemi yaşıyoruz. Avrupa’da resmi maçlarda en fazla gol atan takımız. Liverpool ikinci, Sporting Lizbon üçüncü, Manchester City dördüncü, Club Brugge beşinci, Leverkusen altıncı, Galatasaray yedinci sırada. Daha bir sürü başarı daha var.

''Şu an en aza 8-10 puan önde olmamız gerekirdi''

Burada içeriden ve dışardan yeterli destek alamıyoruz. Biz ekibimizle çalışıyoruz, en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Sezon başından bu yana objektif olarak her iki takımın maçlarını da izlesinler. Acaba kim nerede nasıl puan kaybı yapıyor. Bizim şu an en aza 8-10 puan önde olmamız gerekirdi. İçeriden derken eskiden bu kulübe hizmet etmiş insanlar, sadece bir maça bakıyorlar. Şampiyonluğa devam ediyoruz, Avrupa kupalarına devam ediyoruz. Sezon başından bu yana yaşananları da kimse konuşmadı. Yok A planımız, B planımız, C planımız yok diyorlar. Spor spikeri, yorumcusu Ersin Düzen "Öyle futbol adamları dostlarım var ki her maç Fenerbahçe puan kaybetsin de diye bekliyorlar. İsmail Kartal’ın yerinde yabancı bir hoca olsa acaba bunları yapabilecek misiniz?" diyor. Kendisini de tanımam. FB TV’deki Ahmet arkadaşımız "Zaferin rengi filmi gibi oldu Fenerbahçe. Bir maç kaybetsin diye linçlesek diyenler var." diyor. Sonra diyorlar ki biz Fenerbahçeliyiz. Fenerbahçelilik, başkanını hocanı futbolcunu masörünü linç etmek değil, destek olmak. Onların hakkını aramak.

''Fenerbahçelilik böyle olmaz''

Her beraberlikte, en ufak bir şeyde hepimize bel altı vuruyorsunuz. Eleştiriler olacak ama biraz da pozitif, yapıcı olması lazım. Böyle Fenerbahçelilik olmaz. Tarihi rekorlar kırmış bir takımız. Şampiyon olabiliriz. Trabzon’da yaşananları da herkes gördü. Beni parlatın demiyorum, ihtiyacım yok. Ne yapacağımı biliyorum. İlk geldiğim ve kurşunlandığımız sene de aldığımız puan da futbol da ortada. İkinci geldiğimde de her şey ortada. Her geldiğimde ben puan rekorları kırmışım, istatistikleri paramparça etmişiz. Her şey güzel giderken içerideki Fenerbahçeli dostlarımızın daha sağ duyulu olması lazım. Bugün ben varım, yarın siz gelirsiniz. Fenerbahçelilik böyle olmaz. Başkanına, hocasına, futbolcusuna, armasına sahip çıkmaktır Fenerbahçelilik. Haksızlıklara uğruyoruz. Bir günde çıkın hakem şunu yaptı, Fenerbahçe şöyle haksızlığa uğradı, deyin. Bunlar olmasaydı bizim takımımız 10 puan önde olması gerekirdi, deyin. Bu algıyı kıramadığımız gibi bir de içerideki insanlar bize vurunca, sanki Fenerbahçe’de işler kötüymüş gibi algı yapılıyor. Sonra da camiamız çok kırılgan oluyor, tabii böyle olur.

''Herkesin bir hesabı var, Allah’ın da var''

Kadıköy’e gelen takımları görüyorsunuz. Zaman geçiriyorlar, oyunu çirkinleştiriyorlar. Biz bunlarla uğraşıyoruz. Her gelen hakeme ‘Hocam lütfen buna müsaade etmeyin’ diyoruz. Maalesef biz gelen takımların yere yatmaması için hakemleri uyarıyoruz. Oyun hızımız düşüyor. Son dakikalarda gol gelince de ‘Vay niye böyle oldu’. Ne güzel atıp kazanıyoruz işte. Bunun için her kulvarda mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Herkesin bir hesabı var, Allah’ın da var. Biz kendimize inanıyoruz. Sezon sonunda biz şampiyonluk olacağız. Hiç kimsenin puan kaybetmesine de ihtiyacımız yok, 8 maçın 8’ini de kazanarak şampiyonluk olacağız. 

Çorluspor Teknik Direktörü silahlı saldırıda hayatını kaybetti Çorluspor Teknik Direktörü silahlı saldırıda hayatını kaybetti

''Yabancı hakem istiyoruz''

Yabancı hakem olsun. Her zaman hakemlere arka çıktım. Pendikspor maçından sonra 'Gördüğünüzü çalın, herkese eşit olun' dedim, beni PFDK’ya sevk ettiler, ceza almam için. Ben kimseyi suçlamadım, hakarette bulunmadım. Başkaları neler söylüyor, hiçbir şey olmuyor. Ben hakemleri koruyarak konuştum, PFDK’ya sevk edildim. İnanamıyorum bunlara. Bunları gördükten sonra yabancı hakem olsun istiyorum artık, gelsin.

''Madem cesaretin var neden yüzünü saklıyorsun?''

Maç bitti iki yabancı oyuncuyla tokalaştık. Eren Elmalı’yla güzel sohbet ettik. Kaleci Livakovic bana doğru koştu ve sarıldı. Hatalı gol yedi, kaybetsek yıkılacaktı çocuk. Bana sarılırken titriyordu. 'Sana mahcubum ama kazandık' der gibi sarılıyordu. Ondan ayrıldım sahanın ortasına doğru gelirken, Trabzonspor’un menajeri var. Beyefendi birisi. 'Hocam maçı kazandınız, tebrik ederim, takımı içeri alır mısınız?' dedi. Bende tamam dedim. Arkamı döndüm bizimkiler sahanın ortasında sevinmeye başladı. O sırada maskeli biri atladı sahaya. Arbede yaşanırken takıma içeri girin dedim. O yaşanan arbede de bir tanesi bizim futbolcuya saldırıyor, elinde de büyük bir şiş çıkıyor. Oyuncum şişlense, futbol hayatı bitse kim hesap verecek. Bu şiş benim oyuncumdan mı düştü? Bir tanesinde korner direğinin sivri tarafıyla futbolcumu kovalıyor. Vursa, sakat kalsa kim hesabını verecek? Statta çok büyük bir güvenlik zafiyeti vardı. Taraftarlar bu kadar kolay nasıl girdiler. Yüzü maskeli biri sahaya atlıyor. Trabzonlu mert insandır, Karadenizliler delikanlı insanlardır. Ben de Karadenizliyim. Rizeliyim. Sen sahaya atlıyorsun, niye yüzün kapalı, sen kimsin? Seni biri mi oraya gönderdi? Sahaya atlayacak kadar cesaretin var, yüzünü niye saklıyorsun! Büyük bir güvenlik zafiyeti vardı.

''Birinin dayak yiyip, şişlenip, bıçaklanmasını mı bekleyecektik?''

Kafama maddeler geldi. Maçın sonuna kadar su şişeleri yedik. Sahanın içine atılan meşaleler, paralar var. Livakovic’in yüzüne para geldi. Hakemlere maçı durdurmalarını ve ertelemelerini söyledim. Dördüncü hakem Volkan Bayarslan bana “Maçı tehir edecek bir durum yok” dedi. Maç başından sonuna kadar vücuduma yabancı madde yedim ama hiç rol yapmadım, maçı provoke etmedim. Kafam yarıldı deyip ayılıp bayılabilirdim, böyle bir adam değilim. Maç oynansın diyerek sahanın içinde kalarak, bütün çabamı gösterdim. Yoksa biz farklı şekillere girsek maçı ertelettirebilirdik. Futbol kazansın diye iki camia arasında gerginlik olmasın diye oyun içinde kaldım. Sahanın içine girip su şişeleri topladım maç tamamlansın diye. Şampiyonluk kaybedebiliriz ama dostluk kazansın tarafındaydık. Trabzon taraftarlarının içine giren bence başka bir farklı niyetli insanlarında olduğunu düşünüyorum. Kolluk güçleri takip edecek. Bu kadar olaylar oluyor, şiş düşüyor üzerinden, bıçak var. 200-300 kişi sahaya atlıyor. Oyuncularım kendilerini savunmayacak mıydı? Birinin dayak yiyip, şişlenip, bıçaklanmasını mı bekleyecektik? Herhangi biri, siz bir yere giderken size saldırsa, kendinizi ailenizi korumak için müdafaa bulunamaz mısınız?

''Avrupa’nın önemli kulüpleri Oosterwolde’yi soruyor''

Oosterwolde geçen sezon ‘Böyle oyuncu mu olur, neden aldınız’ diyorlardı. Sezon başı kiraya verilecekti, ben görmek istedim. Sol bekte gelişimini sağladık. Sonra stoperlerde problemler de olduğunu anlayınca içeriden birini monte etmem gerektiğini düşündüm. Stoperde oynatmak istediğimi söyledim, kabul etmedi. Kaç hafta onunla uğraştım. Sonunda kabul etti, stoper oynamasını öğrettim. Avrupa’nın önemli kulüpleri Oosterwolde’yi soruyor. Devre arası istediler, vermedik. Aldık ekip olarak kulübe stoper olarak da kazandırdık. Satarsak çok ciddi bir geliri olacak.

Kaynak: HABER GLOBAL