Global iş dünyasında değişen rekabet kurallarıyla birlikte iş insanlarının vize serbestisi konusunun önemi her geçen gün artıyor. Artan vize sorunlarıyla birlikte küresel iş dünyası seyahat kısıtlamalarının önüne geçmek için alternatif yollar aramaya devam ediyor. Bu alternatiflerin başında ise yatırım yoluyla vatandaşlık ve oturum programları var. Dünya genelinde 2022 yılında 20 milyar euroya yaklaşan yatırım göçü hızla artarken, yatırım yoluyla vatandaşlık ve oturum izninin önümüzdeki dönemde küresel iş dünyasının en önemli gündem maddelerinden biri olması bekleniyor.
Yatırım yoluyla vatandaşlık ve oturum programları danışmanlığı hizmeti sunan Henley & Partners, bu önemli gündeme ilişkin olarak gerçekleştirdiği “Varlıkların Korunması Semineri”yle İzmir iş dünyasını bir araya getirdi. İş insanları için vize serbestisinin ve yatırım göçünün öneminin konuşulduğu seminerde, çözüm önerileri de tartışıldı.
Gayrimenkul alarak Avrupa’da oturum elde etmek için İspanya oldukça cazip ülkelerden biri kabul ediliyor. Madrid gayrimenkul raporlarında ön plana çıkıyor ve 500 bin euro yatırım ile oturum elde edilebiliyor. Öte yandan Avrupa’da vatandaşlığa kısa dönem oturum ile gitme ihtimali olan Portekiz’de yakın zamanda mecliste onaylanan bir yasaya göre yatırımcılar 6-7 yıl beklemek yerine 5 yıl içerisinde vatandaşlığa geçiş sağlayabilecekler. Kanada Start-up Vizesi Programı ise girişimcilere ve şirketlerdeki aktif yatırımcılara ve Kanada’da varlık kurmak isteyen genişleyen işletmelere kalıcı ikamet sağlamayı amaçlıyor. Programın öne çıkan gerekliliklerinden biri IELTS5/CLP sınavlarında İngilizce ya da Fransızca dil bilgisi öne çıkıyor.
“Rekabetin tanımı da sınırları da değişiyor”
Düzenlenen seminerde konuşan Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel, “Bildiğimiz klasik rekabet kavramı dönüşüm içinde; eskisi gibi sınırların içine sıkışıp kalmıyor. Bugünün rekabet birlikte gelişimi hedefliyor. Şirketler, rakiplerle birlikte yürüyüp, pastayı; yani ekosistemi büyütmek için birlikte hareket ediyor. Dünya devleri, belirli hedefler doğrultusunda dirsek dirseğe çalışıyor” dedi.
“Seyahat kısıtlamaları iş dünyasının önünde en büyük engel”
Demirel şöyle devam etti: “Biz bu rekabette kaldıracın bir başka noktasındayız. Bizim kaldıracımızın ana noktasını pasaportların yer aldığı güç alanı oluşturuyor. İş dünyası liderleri açısından hem vize serbestiyetini hem de yatırım göçünü; ülkelerin ekonomik ilerlemeleri için önemli bir kaldıraç olarak görüyoruz. Uzun süredir yaşadığımız vize krizleri, hareket alanımızı daha da kısıtlıyor. Yeni pazarlar ve ekonomik açılımlar hedefinde olan Türk iş insanları ise deyim yerindeyse okyanusu geçerken derede boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bu anlamda vizesiz seyahat imkanlarına erişebilmek için en önemli alternatif vatandaşlık ve oturum programları olarak öne çıkıyor."