GÜLNAZ MELİSSA ÖZKAN-MUHABİR

Pakistan ve İran, tüm dünyada gerilimlerin keskin şekilde arttığı bir dönemde birbirlerinin topraklarına saldırılar düzenlediler.

İki ülke, yaklaşık 900 kilometre uzanan bir sınırı paylaşıyor.

Her iki ülke de sınırdaki huzursuz Beluc bölgesinde uzun süredir militanlarla savaşıyor.

Ancak iki ülke ortak bir ayrılıkçı düşmanı paylaşırken, her iki tarafın da birbirlerinin topraklarındaki militanlara saldırması oldukça şaşırtıcı.

İşte bu beklenmeyen saldırıların nedeni ve arka planı…

İRAN-PAKİSTAN GERİLİMİ

Pakistanlı yetkililere göre, hızla ilerleyen bu saldırıların ilk açılışı İran'ın Pakistan'ın Belucistan eyaletine saldırı düzenlemesiyle Salı günü başladı.

Saldırı sonucu iki çocuk öldü ve çok sayıda kişi de yaralandı.

İran ise saldırı sonrası "sadece Pakistan topraklarındaki İranlı teröristleri hedef aldığını" ve hiçbir Pakistan vatandaşının hedef alınmadığını iddia etti.

Ancak saldırı Pakistan'da öfkeye yol açtı. Pakistan hükümeti saldırıyı "uluslararası hukukun ve Pakistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin ruhunun korkunç bir ihlali" olarak nitelendirdi.

Biden ve Macron Ukrayna ve orta doğu gündemini ele aldı Biden ve Macron Ukrayna ve orta doğu gündemini ele aldı

İran'ın devlet bağlantılı Tasnim haber ajansı ise İran'ın Ceyş el Zülm veya Adalet Ordusu olarak bilinen Sünni militan grup Ceyş el Adl'ın kalelerini hedef aldığını ifade etti.

Ayrılıkçı militan grup, İran-Pakistan sınırının her iki tarafında da faaliyet gösteriyor ve daha önce İran hedeflerine yönelik saldırıların sorumluluğunu üstlenmişti. Grubun nihai hedefi ise İran'ın Sistan ve Belucistan eyaletinin bağımsızlığı.

Pakistan, iki gün sonra Sistan ve Belucistan'da olduğu iddia edilen bazı ayrılıkçı sığınaklara "yüksek derecede koordineli ve özel olarak hedeflenmiş hassas askeri saldırılar dizisi" ile karşılık verdi.

Saldırıları duyuran Pakistan Dışişleri Bakanlığı, çok sayıda militanın öldürüldüğünü söyledi. İranlı yetkililer, bir dizi patlamada üçü kadın ve dördü çocuk olmak üzere en az yedi kişinin öldüğünü kaydetti.

Pakistan, yıllardır ayrılıkçı savaşçıların İran'da "güvenli sığınakları" olduğundan şikayetçi olduğunu ve Perşembe günkü saldırılarla meseleyi kendi eline almak zorunda kaldığını söyledi.

SALDIRILARIN ZAMANLAMASI NE ANLAMA GELİYOR?

Pakistan ve İran'ın sınırlarının her iki yanında faaliyet gösteren ayrılıkçılara karşı mücadelesi yeni değil.

Çalkantılı sınır boyunca ölümcül çatışmalar yıllar boyunca düzenli olarak yaşandı. Tasnim'e göre İran, geçen ay Ceyş el-Adl militanlarını Sistan ve Belucistan'da bir polis karakoluna baskın yapmakla suçladı ve bu saldırı 11 İranlı polis memurunun ölümüyle sonuçlandı.

Tüm bunların İsrail’in Gazze’yi bombalamasının arka planında gerçekleşmesi bölgede yankı uyandırdı.

Uzmanlar, İran'ın daha büyük bir bölgesel çatışma için sınırlarının ötesindeki hedefleri takip etme konusunda cesaretlendirmiş olabileceğini söylüyor.

Pakistan'daki saldırılardan bir gün önce İran, İsrail güçlerine ve "İran karşıtı terör gruplarına" ait bir casus üssünü hedef aldığını iddia ederek Irak ve Suriye'ye balistik füzeler fırlatmıştı.

Bu arada Lübnan sınırında İsrail ile İran destekli güçlü grup Hizbullah arasında yoğun çatışmalar sürüyor.

Diğer yandan ABD de İsrail'in Gazze saldırısının intikamını almak adına Kızıldeniz'deki gemilere saldıran Yemen'deki İran destekli Husilerle mücadele ediyor.

İran'ın, Yemen ve Suriye gibi çatışmalarla boğuşan ülkelerin aksine Orta Doğu'daki hakim konumunun, bölgesel istikrarsızlıktan ve "güç boşluklarını doldurmaktan" kazanç sağlayacağı anlamına geldiği biliniyor. İran'ın faaliyetleri artık Filistinlileri güçlendirmek ve Orta Doğu'daki Amerikan nüfuzuna karşı koymak da dahil olmak üzere birçok ana hedefine hizmet ediyor.

İRAN VE PAKİSTAN’I NELER BEKLİYOR?

İran'ın saldırıları ve sonrasında Pakistan'ın İran'daki büyükelçisini geri çekmesi ile komşusundan gelen tüm üst düzey ziyaretleri askıya alması diplomatik bir tartışmaya yol açtı.

İki ülke arasındaki gerilimle ilgili açıklama yapan Hindistan'ın "terörizme karşı sıfır toleransı" olduğunu ve saldırının "İran ile Pakistan arasındaki bir mesele" olduğunu söylemesiyle, çevre ülkeler de bu duruma ağırlık verdi. 

Çin, her iki ülkeyi de itidalli davranmaya ve gerilimin daha da tırmanmasından kaçınmaya çağırdı.

Çarşamba günü ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matt Miller, Washington'un Orta Doğu'nun tam kapsamlı bir çatışmaya dönüşmesini önlemek için çalıştığını ifade etti.

Pakistan'ın da İran topraklarına saldırısı, Pakistan hükümetinin, diplomatik yansımalardan daha fazlasıyla karşılık vermeye karar verdiğini gösteriyor.

Ancak iki ülkenin de düşman olarak gördüğü ayrılıkçı gruplara karşı tam kapsamlı bir düşmanlığa girmek isteyip istemeyecekleri belli değil.

Kaynak: HABER MERKEZİ