Yüksek Mahkeme Yargıcı Thomas Linden, 83 sayfalık kararında, okulun "namaz ritüellerine" yasak getirme hakkına sahip olduğunu ve öğrencinin okulu katı kuralları olduğunu bilerek seçtiğini belirtti.

Londra'daki "Michaela Community School" adlı okulun, yaklaşık 700 öğrencisi bulunuyor ve bunların yaklaşık yarısını Müslüman öğrenciler oluşturuyor.

"Yasağa karşı çıkmakla doğru olanı yaptığımı düşünüyorum"

Müslüman öğrenci, kararın ardından yaptığı yazılı açıklamada, hayal kırıklığına uğradığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Kararda da belirtildiği üzere, okulun öğle arasında namaz kılmak isteyen öğrencilere izin vermesinin çok zor olacağı görüşüne katılmıyorum. Kaybetmiş olsam da yasağa karşı çıkmakla doğru olanı yaptığımı düşünüyorum. Elimden gelenin en iyisini yaptım, kendime ve dinime sadık kaldım."

Öğrenciyi temsil eden avukat Dan Rosenberg de hakimin davanın "okulun yaklaşımının, toplumun önemli kesiminin dini bakış açısıyla çatıştığı durumlarda gerçek kamu yararı sorunlarını gündeme getirdiğini" aktardı.

İngiltere Eğitim Bakanı Gillian Keegan ise mahkemenin kararını savunarak, okul müdürlerinin "karar vermek için en iyi konumda" olduklarını kaydetti.

İngiltere'nin en katı okulu olarak biliniyor

Yasal nedenlerden ötürü ismi açıklanmayan Müslüman öğrenci, okulda namaz kılmanın yasaklanmasının inancını etkilediğini ve din özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini belirterek, Londra'daki Michaela Community School adlı okula dava açmıştı.

İsrail antisemitizm yalanına sığındı İsrail antisemitizm yalanına sığındı

Okul, namaz kılınmasına izin verilmesinin öğrenciler arasında "kapsayıcılığı baltalama" riski taşıdığını iddia etmişti.

İngiltere'nin en katı okulu olarak adlandırılan Michaela Community School yönetimi, yaklaşık 30 öğrencinin okulun bahçesinde, ceketlerini yere serip namaz kılmasının ardından Mart 2023'te söz konusu yasağı uygulamaya koymuştu.

Kaynak: AA