İtalya 1948, 1953
İran 1953
Guatemala 1954
Laos 1957
Haiti 1959
Türkiye 1960
Türkiye 1962 (Askeri ayaklanma)
Türkiye 1963 (Askeri ayaklanma)
Türkiye 1969 (Askeri ayaklanma)
Dominik 1961, 1963
Ekvador 1961, 1963
Kongo 1961, 1963
Brezilya 1964
Endonezya 1965
Yunanistan 1967
Vietnam 1967
Kamboçya 1970
Bolivya 1971
Türkiye 1971
Şili 1973
Avustralya 1975
İran 1979
Türkiye 1980
Yugoslavya 2002-2003
Türkiye 2007
Mısır 2013
Türkiye 2016
Bu listeye girebilmiş 32 darbenin ve bu darbelerde hayatını kaybeden milyonlarca insanın doğrudan sorumlusu olan ABD, en son 15 Temmuz’da darbe yapmaya yeltendi.
Bununla birlikte DAEŞ, PKK, FETÖ, DHKP/C gibi dünya çapında 25 terör örgütünü destekleyerek kendi suyuna gitmeyen her ülkede milyonlarca insanı öldüren ABD için en büyük dert canlı bombaların maliyetlerinin yüksek olması.
Uluslararası denge dedikleri zıkkım tam olarak bunlar! Herkesi korkuttukları, “Aman ha temkinli olalım”, “Tedbirli olalım” dedirten tehdit: Askeri darbe ve terör. Türkiye bu ikisinden de korkmuyor artık. Türkiye’nin, her türlü darbe ve terörle mücadele edecek hatta etmekle kalmayıp belayı gersin geriye geldiği yerlere gönderecek gücü var.
Niye gücümüz yokmuş gibi yapıyoruz peki? Güya çok yönlü düşünen araştırmacı yazarların, dış politika uzmanların, dolana dolana konuşup ne dediği belli olmayan siyasetçilerin topunun söylediği boş lafların hiçbiri bize ait ve bize dair değil de o yüzden. Başka ülkelerden konuşuyorlar, başka ülkelerin adına konuşuyorlar.
ABD’de adı “Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler Alt Komitesi” olan bir komite var. Bu komitede “15 Temmuz Darbe Girişiminden Sonra Türkiye” konulu oturum gerçekleştirildi.
FETÖ terör örgütü militanı olan eski emniyet amiri ve akademisyen Ahmet Sait Yayla bu oturuma konuşmacı olarak davet edildi. 300 yakın insanı katleden, yüzlerce faali meçhul suikastın zanlısı olan, 2500 kişiyi yaralamış bir barbarın militanlığını yapan Yayla,“Uluslararası Şiddet İçeren Aşırılıklar” üzerine bir konuşma yaptı.
İşte bu yüzden Erdoğan’dan başka hiç kimsenin sözünün değeri de yok, tesiri de yok.
İşte bu yüzden her fırsatta ABD’nin yediği naneleri anlatıp lanetleyeceğiz.
İşte bu yüzden ABD’yi ama en çok ABD’yi sevenleri hakir görüp aşağılayacağız.
İşte bu yüzden bizim evlatlarımızın yanında hiç kimse ABD’yi övmeye cesaret edemeyecek çünkü suratına tükürüleceğini bilecek.
İşte bu yüzden “Ama bizi NATO’dan atarlar” diye ağlayan korkaklar, değil ekrana utancından sokağa bile çıkamayacak…