Trendyol Süper Lig'in en düşük yaş ortalamasına sahip ekiplerinden Çaykur Rizespor'un teknik direktör İlhan Palut, genç kadrolarda dönüşüm yapmanın çok büyük bir hadise olmadığını belirterek, "Çünkü oyuncuların arasındaki makaslar, olmazsa olmaz oyuncu sayısı çok fazla değil. Oyuncular periyottaki form durumlarına göre sahada yer alıyor veya alamıyor, belki sonradan giriyorlar." dedi.

Süper Lig'de geride kalan 18. hafta sonunda 25,3 yaş ortalaması ile en genç kadroya sahip takım konumundaki yeşil-mavili ekip, bu sürede 26 puan toplamayı başardı.

Rize ekibinde 18 haftada 32 yaşındaki İngiliz oyuncu Shelvey forma giyen en yaşlı oyuncu olurken, 18 yaşındaki Senegalli Faye ise en genç oyuncu olarak görev aldı.

İlhan Palut, AA muhabirine, sezona başlarken takım iskeleti kurma zorunluluğu ile oyuncu grubu oluşturduklarını söyledi. Kurulan kadronun uzun yıllar için temel oluşturması gerektiği düşüncesi ile yola çıktıklarını ifade eden Palut, bu nedenle genç bir takım kurmaya karar verdiklerini anlattı.

Sezona başlarken acele etmeden, kararları sağlıklı adımlarla atmaya çalıştıklarına dikkat çeken deneyimli teknik direktör, transferin son gününe kadar süren bir süreçle kadroyu kurduklarını vurguladı.

Palut, sezon başında belirledikleri takım stratejisinden sapmadan yol yürüdüklerini dile getirerek, "Lige iyi başladık, iyi bir periyot yaşadık. Lige ilk giriş periyodu ve özellikle Konyaspor maçına kadar ki periyotta iyi gittik." diye konuştu.

Ardından istemedikleri sonuçların alındığı ve iyi futbol sergileyemedikleri kötü bir dönemin yaşandığını ifade eden Palut, "Kırılma noktalarında insan ürkse bile, 'Genç takımız, tekrar hemen kalkmamız lazım.' dediğimiz anlar oldu. Hem puan kazanmak istiyorsunuz hem de oyuncuların iyice motivasyon ve öz güvenlerinin gitmesi açıkçası sizi endişelendiriyor. Tekrar son periyoda baktığımız zaman takımımız iyi bir reaksiyon verdi. Hem puan olarak hem öz güven olarak daha iyi noktaya geldik." değerlendirmesinde bulundu.

"Benim için çok zorlayıcı kararlar oluyor ama bunu bir avantaj olarak alıyorum"

Palut, takım olarak her zaman konsantre olmaya devam etmeleri gerektiğinin altını çizerek, "Çünkü öyle bir takımız ki 'Çok kötü oynadık ama bir oyuncu bireysel performansıyla bize maça getirdi.' durumu biz de çok mümkün değil. Takım olarak mücadele etmemiz, beraber hareket etmemiz ve sisteme uyumlu bir şekilde, bunu istikrarlı bir şekilde sürdürmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Genç kadroların pozitif ve negatif anlamda çok fazla etkileri olduğuna değinen Palut, şöyle devam etti:

"Genç kadrolarda dönüşümü yapmak çok büyük bir hadise değil çünkü oyuncuların arasındaki makaslar, olmazsa olmaz oyuncu sayısı çok fazla değil. Oyuncular periyottaki form durumlarına göre sahada yer alıyor veya alamıyor, belki sonradan giriyorlar. Rakibe, düşündüğümüz oyun stratejisine göre, görev vermediğimiz oyuncular oluyor. Birçok teknik direktörün kafasında maç biter bitmez diğer maçın kadrosu nettir ama ben her hafta gerek 21'i kurarken, gerek 11'i kurarken çok ince eleyip sık okuyorum. Benim için çok zorlayıcı kararlar oluyor ama bunu bir avantaj olarak alıyorum."

İlhan Palut, genç oyuncuların saha içerisinde gelişip, değiştiğini vurgulayarak, "Maçları yaşayarak öğrenecekler, bazen kazanırken, bazen Gaziantep'te olduğu gibi çok pahalıya öğreneceğiz. Bu süreci bir şekilde daha iyiye götüreceğiz. Genç kadroların en büyük zorluğu saha içerisinde oyunun sekanslarının gerektirdiği reaksiyonları vermekte zorlanıp, kendi bildiğimiz üzerine devam edebiliyoruz." dedi.

Ligde 5-0 kaybettikleri Fenerbahçe maçını hatırlamak istemediğini anlatan Palut, şunları kaydetti:

"Fenerbahçe maçını bir tarafa bırakıyorum, külliyen kötü bir maçtı. Kayserispor ve Gaziantep maçından sonra da biraz açıkçası modum düştü. Kazanmamıza rağmen İstanbulspor maçı çok istediğim tempoda geçmedi ama şimdi anlıyorum o maçı kazanmanın ne kadar önemli olduğunu, oyuna çok takılmamam gerektiğini çünkü İstanbulspor maçı ile kırılma oldu. Geri dönüşün başlangıcı olan bir maçtı. Negatif anlamda Kayseri ve Gaziantep maçları, pozitif anlamda ise ligin giriş maçları çok önemliydi. Takım geç kuruldu, yeni ve genç bir takım denilebilirdi. O bölüm çok pozitif geçti."

"Rizespor'da huzurla çalışıyoruz"

Palut, yeni kurulan takım olmalarına rağmen ligde iyi konumda olduklarını belirterek, "İnsanların büyük düşünmesi, kendi şehrini, camiasını en güzel yerlerde hayal etmesine çok saygı duyuyorum ve mutlu oluyorum çünkü taraftara bunu düşündürebildik. Bu hayali kuruyorlar. Takımımıza baktığımız zaman hala ligin orta sıralarında puan topladığımız bölümündeyiz. Ne kadar puan toplarsak bizim için avantaj, atacağız heybemize ve ileriye daha umutla bakacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Ligin geriye kalan bölümü ile hedeflerin yavaş yavaş şekillenmeye başladığını anlatan Palut, şöyle devam etti:

"Şu anda bir hedef belirtmenin takım üzerinde oluşturabileceği baskıyı hiç gerekli görmüyorum. Maç maç ilerliyor ve şu anda sadece önümüzde oynayacağımız maç bizim için hedef. Biz de en iyisini istiyoruz. Mesela Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın bu sene mutlaka şampiyon olma hedefi çok doğal. Biz daha uzun mesafeli koşuların ortalarında yer kapma hedefinde, ön grupta yer alalım, en son bir atak yaparız düşüncesindeyiz. Şu anda tam onu yaşıyoruz."

Palut, çalıştığı takımlarda güzel dönemler geçirdiğini ifade ederek, "Rizespor için de bunu çok net söyleyebilirim. Rizespor'da huzurla çalışıyoruz. Sadece olayın sportif kısmına yöneliyoruz, başka hiçbir sorunumuz yok. Şu anda takım için tek düşündüğüm futbolu, takım oyununu nasıl daha ileri götürebilirim. Bu benim için son derece değerli. Evet, hep iyi gitmedik, böyle durumlarda aslında reaksiyonlar olur. Böyle durumlarda da tabii ki sivri çıkışlar olacaktır, sert eleştiriler olacaktır, bunlar bizim mesleğimizin gereği." diye konuştu.

Genel manada pozitif ortamda çalıştıklarına işaret eden Palut, şunları kaydetti:

"Daha uzun vadeli planlar ve kontratlar bölümüne geçtiğimiz zaman şunu açık ve net söyleyebilirim. Bir senelik kontratım olduğu aklımın ucuna bile gelmiyor. Şurada 4 veya 5 ay daha buradayız gibi bir hissiyata asla sahip değilim. Ne olacağını gerçekten bilmiyorum ama işe konsantrasyonumuz, çalışmamız, bu takımın eksiklerini saptamamamız, tesiste çalışma şartlarındaki düzenlemelerimiz sanki şu anda hiç buradan gitmeyecek gibi. Zaten böyle olması gerekiyor, biz olaya böyle bakıyoruz. 'Kontrat hiç aklına gelmiyor mu?' dersen, yüzde 100 gelmiyor, sıfır, aklıma geliyor. Şu anda sadece en iyisini yapmaya çalışıyorum. Günü geldiği zaman mutlaka görüşülecek."

Kaynak: AA