Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir, Amerikan hegemonyasının "yenilmez" olarak düşünülen bir yapı olduğuna dair yaygın görüşün aksine, küresel düzenin değişim içinde olduğunu belirtti. Özdemir, bu konuda yazdığı "Kartal'ın Yükselişi ve Düşüşü: Liberal Dünya Düzeni Üzerine Bir Değerlendirme" adlı kitabında, mevcut uluslararası sistemin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı.

Özdemir, kitabında Amerikan dış politikasının liberal dünya düzenindeki rolü ve geleceği üzerine odaklandığını ifade etti. Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından liberal dünya düzeninin nasıl güç kazandığını ve Amerikan hegemonyasının bu düzenle nasıl ilişkilendirildiğini ele aldığını anlattı.

44 düzensiz göçmen hakkında 1 milyon 4 bin 696 TL ceza yazıldı 44 düzensiz göçmen hakkında 1 milyon 4 bin 696 TL ceza yazıldı

Kitap, liberal dünya düzeninin kuruluşunu ve Amerikan hegemonyasının bu düzen içindeki etkilerini detaylandırırken, bu düzenin çeşitli krizlerle nasıl sarsıldığını ve etkinliğini sorguluyor. Özdemir, bu düzenin artık sürdürülebilir olmadığını ve uluslararası sistemin yeni bir kurgulamaya ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

"Amerikan hegemonyası ve liberal dünya düzeninin varlığı, Soğuk Savaş sonrası dönemde merkeze alınmış ve 'asla değişmeyecek' olarak görülmüştü. Ancak günümüzde bu yapının oldukça kırılgan olduğunu ve değişim sürecinde olduğunu gözlemliyoruz" diyen Özdemir, özellikle Avrupa'daki radikal sağın yükselişi, Trump dönemi dış politikası, BM, NATO ve AB gibi uluslararası yapıların zayıflaması ve Rusya ile Çin'in küresel rolünün artması gibi faktörlerin bu değişimi tetiklediğini vurguladı.

Türkiye’nin uluslararası çatışmalardaki rolüne de dikkat çeken Özdemir, Türkiye’nin bölgesel ve küresel çatışmalarda önemli bir ara bulucu ve hakem rolü üstlendiğini ifade etti. Özdemir, Türkiye'nin dış politikadaki proaktif yaklaşımının uluslararası sistemin dönüşümüne etkilerini kitapta ele aldığını söyledi.

Kitap, Soğuk Savaş sonrası dönemde kurulan liberal dünya düzeninin, Amerikan hegemonyasıyla bağlantısını ve bu düzenin karşılaştığı zorlukları inceliyor. Ayrıca, bu düzenin geçerliliğini sorgulayan ve post-Amerikan bir dünya düzenine evrildiğini savunan bir perspektif sunuyor.

Kaynak: AA