Kral Abdullah Bin Abdülaziz’in ölümünün ardından Suudi Arabistan tahtına Kral Selman Bin Abdülaziz’in oturmasıyla Riyad’ın dış politika tercihlerinde bir takım değişiklikler görülmeye başladı.
Yeni kralın farklı yaklaşımı sonucu Ankara – Riyad arasındaki ilişkiler de yeniden normalleşme sürecine girdi.
Kral Abdullah döneminde Suudi Arabistan’ın dış politika yaklaşımı halkın beklentilerinin tamamen zıttı.
Ülke adeta Birleşik Arap Emirlikleri’nin uydusu haline gelmişti.
Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed, saraydaki müttefikleri sayesinde koskoca ülkeyi dilediği yöne sürüklüyordu.
Kral Selman’ın ilk işi sarayda temizlik oldu.
Atılan adımlar kısa sürede büyük bir iyimserlik havası oluşmasına yol açmıştı.
İşte o günlerde Suudi Arabistan’dan değerli bir isimle görüşmüştüm.
Sohbet sırasında değişim rüzgarına ve oluşan iyimserlik havasına işaret ettiğimde “Henüz içeride hiçbir değişiklik yok” demişti.
Oysa halkın en azından belirli bir kesiminin beklentisi içeride de bazı olumlu adımlar atılması ve düşünceleri nedeniyle yıllardır cezaevinde tutulan entelektüellerin serbest bırakılması yönündeydi.
Şu ana kadar bu tür beklentiler boşa çıktı.
Hatta içeride değişimin hâlâ çok uzak olduğunu gösteren gelişmeler yaşandı.
Örneğin, Suudi Arabistan’ın önde gelen entelektüellerinden yazar Muhammed El Hodaif, iki hafta önce Türkiye dönüşü Riyad’da havaalanında gözaltına alındı.
Şu ana kadar serbest bırakılmayan El Hodaif’in gözaltına alınmasıyla ilgili henüz resmi bir açıklama yok.
Dolayısıyla gözaltına alınma sebebi de bir takım iddiaların dışında tam olarak bilinmiyor.
İşin ilginç tarafı, Muhammed El Hodaif, ülkede oluşan iyimserlik havasının en büyük savunucularından biriydi.
Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen’e yapılan müdahaleyi ve Türkiye’yle ilişkilerin geliştirilmesini destekliyordu.
Fakat Abdülfettah El Sisi liderliğinde Mısır’da gerçekleştirilen askeri darbeye ve Riyad’ın darbeyi desteklemesine karşıydı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Arap Baharı sürecinde oynadığı yıkıcı rolü şiddetle eleştiriyordu.
Bu nedenle gözaltına alınmasında Abu Dhabi’nin parmağı olduğu iddia ediliyor.
Mısır Adalet Bakanı Ahmed El Zind, Peygamber Efendimiz’e hakaret skandalının ardından görevden alındıktan sonra soluğu Birleşik Arap Emirlikleri’nde aldı.
Muhammed El Hodaif, Twitter’da bununla ilgili yaptığı yorumda BAE’yi “Dünyanın en büyük insan çöplüğü” olarak nitelemişti.
Gözaltına alınmasının nedeninin bu tweet olduğu öne sürülüyor.
Bir ihtimal daha var.
O da İstanbul’da gerçekleştirdiği bir görüşme veya konuşma nedeniyle gözaltına alınmış olması.
Türkiye dönüşü havaalanında gözaltına alınmış olması bu ihtimali de akla getiriyor.
Şayet kendisi çıkıp açıklamazsa gerçekte niçin gözaltına alındığını belki de hiç öğrenemeyeceğiz.
Reform yanlısı Suudi Arabistanlı yazarın şu an nerede tutulduğu ve ne zaman serbest bırakılacağı meçhul.
Hemen bugün serbest bırakılabilir veya aylarca, yıllarca cezaevinde tutulabilir.
Bilinen tek şey şu:
El Hodaif’in gözaltına alınması, yeni dönemle birlikte aşırı iyimserliğe kapılanlarda ciddi anlamda hayalkırıklığı oluştudu.
Abdülfettah El Sisi yanlılarını ve Muhammed Bin Zayed sevdalılarını ise oldukça sevindirdi.
İsmail Yaşa