Antik Çağ'da dövme sanatı: Tarihin derinliklerinden gelen estetik Antik Çağ'da dövme sanatı: Tarihin derinliklerinden gelen estetik

Ufuk Coşkun – Diriliş Postası

Yeni araştırmalar, Bozkır kökenli toplulukların, azalmış yerel nüfusla birleştiğini gösteren alternatif bir senaryo sunuyor. Bu bulgular, bölgedeki demografik değişimlerin daha karmaşık olduğunu ortaya koyuyor.

Hızlı değişim süreci

Son çalışmalarda, 4.200 yıl önce İspanya’nın güneydoğusunda, Kalkolitik Çağ’dan Tunç Çağı’na geçişin sosyal ve nüfus dinamikleri incelendi. Araştırmacılar, toplu mezarlardan bireysel mezarlara geçişin, hızlı ve belirgin bir değişim sürecine işaret ettiğini buldu. Radyokarbon analizi, MÖ 2.550 – 2.400 arasında mezar sayısında bir artış, ardından MÖ 2.300 – 2.250’de keskin bir düşüş gösterdi.

Akdeniz Sosyal Arkeoekoloji Araştırma Grubu’nun eş direktörü Rafael Micó, “Yerel halkın, Bozkır kökenli popülasyonların gelmesinden önce zaten çok az sayıda olması muhtemel,” diyor. Bu durum, yerel grupların Bozkır kökenli bireylerle birleştiği veya boş alanlara yerleştiği anlamına geliyor.

Şiddetli Bozkır Istilası

Yeni tarihsel senaryo

Çalışmanın ortak yazarlarından Cristina Rihuete Herrada, mevcut teorilerin ötesine geçerek, "Bu, yerel erkekleri yok eden ve kadınlara ayrıcalıklı erişim sağlayan Bozkır savaşçılarının istilacı ordularını öngörmeyen farklı bir tarihsel senaryo öneriyor," diyor. Bu bağlamda, Bozkır kökenli grupların, yerel erkekleri dışlamak yerine onlarla bir araya geldiği düşünülüyor.

Toplumsal dönüşüm

Yaklaşık 4.200 yıl önce Orta ve Batı Avrupa’da meydana gelen toplumsal çalkantılar, İber Yarımadası’nda da hissedildi. Ancak bu süreç, yoğun bir istiladan ziyade, uzun süren yerel dinamiklerin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Çalışmanın diğer ortak yazarı Miguel Valério, “Güney İberya’nın sakinleri Kalkolitik Çağ sonunda zaten az sayıdaydı ve Bozkır kökenli gruplarla büyük bir istila olmaksızın kaynaştılar,” diyor.

Gelecek araştırmalar ve yeni bulgular

Araştırmacılar, geç Kalkolitik ve erken Tunç Çağına ait mezarlardan daha fazla genetik veri elde edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu veriler, Tunç Çağı toplumlarının oluşumundaki değişimlerin doğası ve hızı hakkında daha iyi bir anlayış sağlayacak.

Yeni bulgular, İber Yarımadası tarihine ışık tutarken, geçmişe dair ezber bozan yorumların da önünü açıyor. İlerleyen araştırmalar, bu karmaşık geçiş sürecinin arkasındaki dinamikleri daha net bir şekilde ortaya koyabilir.

Editör: Ufuk Coşkun