Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, “MİT TIR’ları, Ergenekon, Balyoz, Fenerbahçe şike, Oda tv, İzmir, İstanbul casusluk, kozmik oda soruşturması hepsinin kirletildiğini, hepsinde uydurulmuş delilleri gördük. İtibar cellatlığı, hukukun nasıl silah olarak kullanıldığını gördük.” dedi. Yılmaz, Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen 18. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcısı adayları kura töreninde yaptığı konuşmada, mesleğe yeni başlayacak hakim ve savcılara inançlarının tam olduğunu söyledi. Hukuktaki bilgi eksikliğinin giderilebileceğinin, hatalı kararların itiraz ve temyiz yoluyla düzeltilebileceğinin altını çizen Yılmaz, cesaret eksikliğine neden olan “yürek yetmezliği”nin çaresiz bir hastalık olduğunu belirtti. “Yürek yetmezliği” yaşayan hakim ve savcıdan adil karar çıkmayacağına dikkati çeken Yılmaz, mesleğe yeni başlayacak hakim ve savcılara, “Tarihi kahramansız, umudu sahipsiz bırakmayın.” şeklinde seslendi.
“Yargı bir çete tarafından ele geçirilmişti”
“Hukuk tarihi maalesef büyük başarılarla dolu değil.” diyen Yılmaz, “Bizim neslin övünecek bir hukuk kahramanı olmadı. Ama artık sizin var. 15 Temmuz gecesi destan yazan, milletin iradesini, demokrasiyi milletle birlikte savunan meslek büyükleriniz var. Siz de artık hep övüneceksiniz, başınız önünüze düşmeyecek.” ifadesini kullandı. Yılmaz, iyi olanı hak eden Tük milleti için gece gündüz demeden çalışmaları gerektiğini dile getirdi. Yılmaz, “Yargının bir çete tarafından ele geçirildiğini, bu çetenin birçok hukuksuzluğa imza attığını, hukuku silah olarak, yargıyı kendi amaçları doğrultusunda kullanıp toplumu şekillendirdiğini, örgüt menfaatlerine büyük işler yaptığını anlattık. Ama çok başarılı olamadık. Nihayet, 15 Temmuz gecesi herkes ‘FETÖ’ denilen bu cinayet şebekesinin gerçek yüzünü gördü.” ifadelerini kullandı.
“Bağırdık ama sesimizi duyan olmadı”
Çetelerle ve terörizmle mücadele için getirilen dinleme, teknik takibin FETÖ tarafından farklı amaçlarla kullanıldığını aktaran Yılmaz, uydurulmuş suçlarla, sahte suç ihbarlarıyla dinlemeler yapıldığına işaret etti. Toplumda “dinleniyoruz” paranoyası oluştuğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Amacından saptırılmış soruşturmalar, ’17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması’ diye sunulan ama bugün açıkça amacı herkes tarafından görülen hükümete darbe soruşturması, amacı casus bulmak olmayan Selam Tevhid soruşturması, binlerce kişinin dinlendiği, üç buçuk yıla varan sürelerle başbakan, bakan, önemli devlet kurumlarının yetkilileri dahil… Ne adına, ne için dinlendiler? Biz de anlatamadık. Bağırdık ama sesimizi duyan olmadı, 15 Temmuz’a kadar, sadece HSYK bağırdı. MİT tırları, Ergenekon, Balyoz, Fenerbahçe şike, Oda TV, İzmir, İstanbul casusluk, kozmik oda soruşturması, hepsinin kirletildiğini, hepsinde uydurulmuş deliller gördük. İtibar cellatlığı, hukukun nasıl silah olarak kullanıldığını gördük.” Hakim ve savcıların tarafsız, bağımsız ve objektif olduğunda adil kararlara imza atacağına işaret eden Yılmaz, kararların, bağlı hissedilen örgütün menfaatleri ve örgütün liderlerinin istekleri doğrultusunda verilemeyeceğinin altını çizdi. Mevzuatı ezbere bilerek değil hukuku içselleştirerek iyi hakim ve savcı olunacağını anlatan Yılmaz, gerçek hukukçuluğun haksızlıkları hiçbir zaman kabullenmemek olduğunu kaydetti.