Hrant Dink cinayetine ilişkin iddianamede, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı Personel Şube Müdürü Coşgun Çakar ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in “silahlı örgüt kurmak” suçundan 22,5 yıl, “tasarlayarak kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.

İddianamede, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, görevi kötüye kullanma” suçlarından 15 yıl 6’şar aydan 22’şer yıla, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan 6’şar aydan 2’şer yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede, Ramazan Akyürek, Coşgun Çakar, cinayet döneminde İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevli komiser Yılmaz Angın, İstihbarat Daire Başkanlığı C Büro Şube müdür yardımcıları Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel, polis memurları Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir, komiser yardımcısı Özkan Mumcu ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı hakkında “tasarlayarak kasten öldürmek ve silahlı örgüt kurmak ve üye olmak” suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı verilmesi istendi.

İddianamede, Akyürek, Çakar, Angın, Gülbel, Demirel, Zenit, Ayhan, Demir, Mumcu, Karakaya ve Sarı hakkında “tasarlayarak kasten öldürmek, silahlı örgüt kurmak ve üye olmak” suçlarından tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılması istendi.

“Dink cinayetinin gerçekleşmesi bekleniyordu”

Akyürek, Yılmazer ve Çakar’ın emniyet teşkilatı içinde “Fetullah Gülen cemaati” olarak adlandırılan bir grubun yapılanmasını amaç edinen silahlı terör örgütünün yöneticilerinden olduğu, bu anlamda amaç suçun gerçekleştirilmesi için Hrant Dink cinayetinin araç suç niteliğinde bulunduğu ifade edilen iddianamede, “Bu silahlı terör örgütünce (FETÖ/PDY), Dink’in mutlak suretle öldürüleceği, bunun için hazırlıklar yapan suç örgütü yönetici ve üyeleri ile cinayeti işleyecek tetikçi ‘Ogün’ ismine kadar herşey önceden bilinmesine rağmen, amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç niteliğinde olan Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesinin beklendiği tespit edilmiştir” denildi.

İçişleri Bakanlığı eski polis başmüfettişleri Levent Yarımel ve Durmuş Demirbaş’ın tanık sıfatıyla, Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız’ın da şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alındığı bilgisi verilen iddianamede, “Şüpheli Şükrü Yıldız’ın Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki görevlilerle birlikte hareket ederek cinayette sorumluluğu bulunan Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin açığa çıkartılmasını engelleyerek bütün sorumluluğu kasıtlı olarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri üzerine yıktığı tespit edilmiştir” açıklamasında bulunuldu.

“Cinayeti tasarlayan örgüte operasyon yapılmadı”

İddianamede, “Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri olan şüphelilerin Dink’e yönelik tehdit atmosferinden haberdar oldukları, Dink’in öldürüleceğine dair kesin istihbari bilgiye sahip oldukları halde cinayet tasarısına ilişkin bilgilerin bir kısmını devletin ilgili birimlerinin yalnızca bir kısmına aktarmış, cinayet tasarısındaki gelişmeleri ve değişiklikleri kayıt altına almamış, cinayeti tasarlayan örgüte operasyon yapmamışlardır” bilgisine yer verildi.

“Yasin Hayal ve grubuyla tetikçi Ogün Samast son ana kadar izlendi”

Soruşturma makamlarından bugüne kadar gizlenen 17 Ocak 2007 tarihli raporda, cinayeti tasarlayan Yasin Hayal ve grubuyla tetikçi Ogün Samast’ın son ana kadar izlendiği, kontrol altında tutulduğunun anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şu bilgilere de yer verildi:

“Yasin Hayal ve lideri olduğu silahlı suç örgütü, Hrant Dink cinayetini işleme konusunda kararlıdırlar ve Hayal bu eylemi gerçekleştirebilecek yapıda biridir. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri Dink cinayetini işleme konusundaki kararlılığın ve Hayal’in bu eylemi gerçekleştirecek yapıda biri olduğunun bilgisine sahiptirler.

Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanlığına 23 Kasım 2006’da Ramazan Akyürek tarafından son verilmesine rağmen, bu husus kendisine tebliğ edilmeyerek, Hrant Dink cinayeti tasarısıyla ilgili bilgi akışının kesilmesinin önüne geçildiği ancak elde edilen yeni bilgilerin F/4 raporlarına dönüştürülmesi ve resmi kayıtlara geçirilmesinin de bu şekilde engellendiği anlaşılmıştır.”

“Resmi yazışma ve kayıtlar yok edildi”

İddianamede, cinayet tasarısına ilişkin bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının da bulunduğu sunucu imha edilerek, cinayet öncesinde dinleme kararıyla elde edilen son kayıtların ve resmi yazışmaların cinayetteki sorumluluğun ortadan kaldırılması ve suç örgütünün açığa çıkmaması amacıyla yok edildiği belirtildi.

İddianamede ayrıca tüm soruşturma evrakı içeriği, deliller ve yapılan tespitler gereğince şüpheliler Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar’ın, liderliğini Fetullah Gülen’in yaptığı, resmi yazışmalarda Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) olarak yer alan “silahlı terör örgütünün yöneticileri” oldukları açıklamasında bulunuldu.

Editör: Haber Merkezi