Başbakan Schoof'un temmuz ayında göreve gelmesiyle duyurulan plan, bir AB üyesi ülkenin bu denli bir talepte bulunması açısından benzersiz bir adım olarak görülüyor. Ancak, bu talebin başarılı olma ihtimali oldukça düşük, çünkü AB'nin hassas göç mevzuatını yeniden düzenlemek zor olabilir ve diğer ülkeler de benzer taleplerde bulunabilir.
Hollanda'nın bu talebi, Almanya'nın sınır kontrollerini yeniden başlatmasının ardından Schengen Bölgesi'nin işleyişine yönelik soru işaretlerini de artırıyor. Hükümetin cuma günü açıkladığı programda, AB iltica ve göç düzenlemelerinden muafiyet isteneceği belirtiliyor. Ancak, bu muafiyet gerçekleşmezse, Hollanda AB’nin Mayıs ayında kabul ettiği Yeni Göç ve İltica Paktı’nı uygulamaya odaklanacak.
Pakt, ülkelerin iltica başvurularını yönetmek için üç seçenek sunuyor: Belirli sayıda sığınmacıyı kabul etmek, kabul etmedikleri her sığınmacı için 20.000 euro ödemek veya operasyonel destek sağlamak. Hollanda, sığınmacı kabul etmek yerine mali desteği tercih edeceğini açıkladı.
Avrupa Komisyonu, tüm üye ülkelerin mevcut kurallara uymak zorunda olduğunu belirterek, bu kurallardan herhangi bir muafiyetin kabul edilmeden önce müzakere edilmesi gerektiğini vurguladı.
Hollanda hükümeti ayrıca geniş yetkilere sahip acil durum yasaları çıkararak iltica başvurularını dondurmayı ve oturma izni olmayan kişileri zorla sınır dışı etmeyi planlıyor. Bunun yanı sıra, düzensiz göçmenlerle başa çıkmak için "mini Schengen" adı verilen bir alan kurarak güvenlik önlemlerini artırmayı hedefliyor.
