GÖKHAN EREK / ÖZEL HABER
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Haliç Kongre Merkezi’nde 11 Büyükşehir ve 15 il belediye başkanını açıklamasının ardından Cumhur İttifakı seçim startını vermiş oldu.
Peki Murat Kurum’un, İBB adaylığı nasıl yorumlanmalı? Murat Kurum'un kazanabilmesi için nelere dikkat edilmeli? DEM Parti ve İYİ Parti seçmeni kime oy verecek? İstanbul da dâhil seçimin belirleyicisi kim olacak? Yapılacak olan seçimin bilinmezleri neler? AK Parti oy kaybını önlemek için nelere dikkat etmeli? CHP’den AK Parti’ye oy gidecek mi?
Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir, Diriliş Postası’na değerlendirdi.
EN TEMEL PROBLEM DEPREM
İstanbul'un en temel probleminin deprem ve kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Hilmi Daşdemir, “İstanbul'un mevcut belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, 5 yıl için vadettiği kentsel dönüşümün neredeyse hiçbirini yapmadı. Buna mukabil, büyükşehir belediyesinin kentsel dönüşüm bütçesi vardı, onu da sıfırladı neredeyse.” dedi.
ADAY ADAYLARININ KENTSEL DÖNÜŞÜM HİKÂYESİ VAR
AK Parti’nin İstanbul büyükşehir aday adaylarının hepsinin bir kentsel dönüşüm hikâyesi olduğunu hatırlatan Daşdemir, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Tevfik Göksu, tek başına 60 bin kentsel dönüşüm yapmıştı. Hilmi Türkmen, Üsküdar'da kentsel dönüşüm olması gereken konutların dörtte birinin yenilenmesini sağlamıştı. Ergün Turan, daha önceki TOKİ başkanı olarak yapmış olduğu işler ortadaydı. Aday adayı olarak ilk akla gelen isimler bu kişilerdi.”
EMLAK KONUT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNÜ AÇTI
Daşdemir, AK Parti İBB Adayı Murat Kurum’un, Emlak Konut Genel Müdürlüğü yaptığını hatırlatıp, “Kurum’un yaptığı işler önüne açtı. Bakan olduğu dönemde de deprem meselesine öncelik verdi ve deprem olan her yere gitti, sahada çalıştı ya da afet olan her yerde gece gündüz AFAD'tan sorumlu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte hep sahadalardı.” şeklinde konuştu.
İSTANBUL’A TALİP OLDUĞUNU ORTAYA KOYDU
Kurum’un İstanbul 1. bölgeden 1. sıra milletvekili adayı yapıldıktan sonraki süreçte ‘İstanbul büyükşehir belediyesi adayı olacak’ diye konuşulmaya başlandığını ifade eden Daşdemir, sözlerine şu satırları ekledi, “Tabii bu bir sembol muydu? Büyük oranda bir sembol diyebiliriz ama bununla da yetinmedi. Sürekli sahada oldu. Kendisinin tanıtımına önem verdi. Bunun bir karşılığı olduğunu da gördük. Sonuçta birçok isim kendisini ortaya atmadan ‘beni de değerlendirin’ mesajı verirken; Murat Kurum açık ve net olarak İstanbul'a talip olduğunu ortaya koydu şu anki süreçlerde.”
MURAT KURUM’UN KAZANABİLMESİ İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Daşdemir, Kurum’un, çok iyi bir kampanya süreci geçirirse seçimi kazanabilmesinin mümkün olduğunu belirterek, “Kolay bir seçim değil; zor bir seçim olacak. Ama bu zor seçimin en önemli argümanlarından birisi; doğru strateji, doğru söylem ve sahada yoğun olarak yapılabilecek bir seçim kampanyası ile Kurum, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olabilir.” ifadelerini kullandı.
DEM PARTİ SEÇMENİ KENDİ ADAYINI İSTİYOR
Yapılacak olan mahalli seçim düğümünün herkes tarafından DEM Parti seçmeni olarak dile getirildiğini anımsatan Daşdemir, sözlerini şu şekilde devam ettirdi, “Evet bu büyük oranda doğrudur ama DEM Parti seçmeni talimat nereye gelirse oraya oy veriyor. Onu da göz ardı etmemek gerekiyor.”
Son yapmış oldukları ‘Türkiye'nin Nabzı’ araştırmasında DEM Parti seçmenine ‘DEM Parti büyük şehirlerde kendi adıyla mı seçime girmeli yoksa CHP ile birlikte mi girmeli?’ diye soru sorduklarını ifade eden Daşdemir, “Kendi adayları ile girmeli diyenlerin oranı, seçmenin yarısından fazlaydı. Yüzde 56 ya da 58 civarındaydı. Bu da artık DEM Parti seçmenlerinin de kendi adayları ile seçime girme gibi bir arzularının olduğunu gösteriyor.” dedi.
SEÇİMİN BELİRLEYİCİSİ MİLLİYETÇİ SEÇMEN OLACAK
Daşdemir, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde İstanbul için dahi olsa belirleyicilerin milliyetçi seçmen olacağını belirterek, “Çünkü İYİ Parti’deki bu dağınıklık, yaşanan süreçler belli oranda bu seçimde İYİ Parti'ye Ekrem İmamoğlu'nun da müdahale ettiğine dair algılar var. Nitekim yapmış olduğumuz araştırmada da İYİ Parti tabanının yüzde 56'sının İmamoğlu’nun, İYİ Parti'nin iç işleyişine karıştığına yönelik bir algının olduğuna İnanıyorlar. Bu da İYİ Parti'nin göstereceği adaya göre yüzde 3-4 oy alabilmesini mümkün gösteriyor ve seçimin belirleyiciliği açısından önemli.” diye konuştu.
SEÇİMİN BİLİNMEZLERİ!
AK Parti’nin handikapları olduğunu söyleyen Daşdemir, şunları kaydetti, “Yeniden Refah Partisi gibi bir handikap var. Yeniden Refah’ın almış olduğu oy, daha çok AK Parti tabanından alınan oy. Dolayısıyla bunun da göz önünde bulundurulması gerekiyor. Yine Büyük Birlik Partisi’nin İstanbul'da geçen dönem aday gösterememesine rağmen 100 bin civarında oyu var. Bu da seçimin belirleyiciliği açısından önemli. Bunların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Zafer Partisi’nin bir oy potansiyeli var. Belki İYİ Parti'den, CHP'den oraya gidenler var.
CHP için bir de TİP gerçeği var. Türkiye İşçi Partisi, Alevilerin oradan aday göstereceği ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu arkadan hançerlediği düşünülen Ekrem İmamoğlu'na bir tepki oyu olarak ya da oradaki süreçlerde onların da belli oranda oy olması gibi bir durum söz konusu. Dolayısıyla seçimin birçok bilinmezi var. Özellikle İstanbul açısından. Ama AK Parti açısından bakıldığı zaman AK Parti'nin en büyük rakibi bu seçimde de ekonomi olacak. Doğru argümanlarla gitmesi ve kendisini doğru anlatması gerekiyor AK Parti'nin ve adaylarının.”
İSMİ EN ÖNDE ÇIKAN ADAY
Daşdemir, AK Parti’nin İstanbul adayı ile ilgili yaptıkları saha araştırmalarında Kurum’un isminin adı geçen adaylar arasında en önde çıkan isim olduğunu vurgulayıp, “AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, karar verme sürecinde bunun etkili olduğunu görüyoruz. Yine seçim sürecini çok unutmamak gerekir ki ‘Yüzyılın Felaketi’ diye niteleyeceğimiz 6 Şubat depremlerinin yıldönümünden bir süre sonra seçime gideceğiz.” ifadelerine yer verdi.
CHP SEÇMENİNDEN AK PARTİ’YE OY GİDEBİLİR
İstanbul'un en büyük riskinin deprem ve deprem korkusunun bir travmaya dönüştüğü seçmen kitlesi olduğunu belirten Daşdemir, sözlerini şu şekilde devam ettirdi, “Bu azımsanamayacak bir oran. Nitekim İstanbul'da bu gerçeklik olmakla birlikte deprem bölgelerinde de CHPli seçmenler bile AK Parti'ye oy vermişlerdi. Çünkü deprem konutlarını CHP’nin ya da Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapabileceğine inanmıyorlardı. İnanmama gerekçeleri geçmişte yapmış olduğu işler ya da herhangi bir başarı hikâyesinin olmamış olması olabilir. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, katkı payı alınmayacağını söylemesine rağmen Kılıçdaroğlu’nun alınacağını söylemesi inandırıcı bulunmadı. Bu önemli bir süreç. Gündemle gidilecek bir seçimde CHP seçmeninden birkaç puan bu sebepten dolayı oy alma ihtimali ve potansiyelinin olduğunu söylemek gerekir.”
İYİ PARTİ SEÇMENİ İMAMOĞLU’NA OY VERECEK Mİ?
Daşdemir, İYİ Parti tabanının bir kısmının Ekrem İmamoğlu'na oy vereceğini belirterek, “Ama gösterilecek adaya göre oy vermeme ihtimali de var. Bunun oranının yüzde 3-4 civarında gösterilecek adaya göre değişeceğini söyleyebilirim.” diye konuştu.
İMAMOĞLU’NA GİDEN OYLAR KURUM’A DÖNECEK Mİ?
Ekrem İmamoğlu’nun 2019 yılında yapılan mahalli seçimlerde aday olduğu zaman AK Partili seçmenlerden de oy aldığına dair yorumlar yapılmıştı. Merak edilen konulardan biri de Kurum’un adaylığı ile birlikte İmamoğlu’nu oy veren seçmenlerin AK Parti'ye geri dönüp dönmeyeceği.
İmamoğlu’na oy verdiği söylenen AK Partili seçmenlerin, Kurum’a oy verip vermeyeceğini söylemek için şu anda yorum yapmanın zor olduğunu vurgulayan Daşdemir, sözlerine şu satırları ekledi, “Adaylık ilan edildikten sonraki süreçte yapılacak araştırmalarda bunları daha iyi gözlemleyeceğiz. Ama oradaki en büyük oy verme gerekçelerinden birisi tabii tekrarlanan İstanbul seçimleri için değil; normal tarihinde yapılan İstanbul seçimleri için söyleyecek olursak Karadenizlilerin, Trabzonluların Ekrem İmamoğlu'na oy verdiği gibi bir durum söz konusuydu. Bu da seçimde belirleyici oldu.”
OY KAYBINI ÖNLEMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Daşdemir, AK Parti'nin 2019 yılında yapılan belediye seçimlerinde kaybetme sebepleri ile ilgili yaptığı değerlendirmede sandıklara geçmişte olduğu gibi sahip çıkılmaması olduğunu belirterek sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Mahalle başkanlıkları dâhil, birtakım şeylerle oradaki kurulu düzeni değiştirme gayretleri ve benzeri gibi süreçleri saymak mümkün. Böyle bir durum ve gerçeklik var. Ona göre de olaya bakıp öncelikle sandıklara sahip çıkılmasının kayıp oy kaçağının önüne geçeceğini söyleyebiliriz.”
