Başbakan Binali Yıldırım, “Bu menfur olaydan dolayı hiçbir ülkeyle dış ilişkilerimizde, ekonomik ilişkilerimizde en ufak bir sarsıntı olmadı, en ufak bir tereddüt yaşanmadı. Demokrasimiz, siyasi kurumlarımız, devlet kurumlarımız hiçbir kesintiye uğramadan normal faaliyetlerini sürdürdüler. Bu durum gelişmiş demokrasinin, oturmuş siyasi kültür ve kurumların, güven ve istikrar içindeki büyük Türkiye’nin bir göstergesidir.” dedi.
Yıldırım ve Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikaşvili, Çankaya Köşkü’nde, Türkiye-Gürcistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısına başkanlık etmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Yıldırım, Türkiye’de anayasal demokrasi adına kazanılan büyük zaferin ardından bir anlamda bu zaferi kutlama mahiyetinde Gürcistan ve Türkiye başbakanları ve 15 bakanın katılımıyla düzenlenen Türkiye-Gürcistan 1. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) toplantısını tamamladıklarını belirtti.
Demokrasi için zafer niteliğinde sonuçlanan bu süreçte pek çok dost ülkeden, komşu ve müttefikten destek mesajları aldığını anlatan Yıldırım, Kvirikaşvili’nin de kalkışmanın ilk saatlerinde Tiflis Büyükelçiliği ile görüştüğünü, en kuvvetli destek mesajını ilettiğini aktardı.
Daha sonra Kvirikaşvili ile pazar günü telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ifade eden Yıldırım, “Görüşmede, değerli dostum bugün için planlanan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı’nı gündeme getirdi. Ben de kendisine ‘Demokrasi için başarılı bir sınav verdik ve başarıyla bu sınavdan çıktık. Biz bu toplantıya hazırız.’ dedim. Sayın Başbakan da ‘Siz hazırsanız biz de hazırız. Bu toplantı tüm çevrelere de etkili bir mesaj olacak. Türkiye’nin istikrarı bölgenin istikrarı için son derece önemlidir. Türkiye hükümetine ve halkına desteğimiz tamdır.’ dedi. Bugün şahsım milletim ve hükümetim adına dostum Giorgi ve tüm Gürcü halkına bu zorlu süreçte verdikleri destek ve dayanışma dolayısıyla takdir hislerimi bir kez daha ifade etmek istiyorum.” diye konuştu
Yıldırım, FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin, “Olay geçmiştir. Türkiye’de hayat normale dönmüştür. Gerek ekonomik göstergeler gerek piyasa gerekse ticari hayat aynen hiçbir kesintiye uğramadan devam etmektedir. İşte bu yüzdendir ki bugün Gürcistan’ın en büyük ticaret ortağı olan Türkiye ile ticari faaliyetlerini daha nasıl geliştirebiliriz, yatırımları nasıl büyütebiliriz diye bir araya gelip bunları konuşuyoruz, bu toplantıları yapıyoruz. Türkiye-Gürcistan ilişkileri sağlam bir temelde gittikçe güçleniyor.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, bölgede Gürcistan, Azerbaycan ve diğer bölge ülkelerinin güçlü olmasının bölgesel barışa ve küresel kardeşliğe önemli katkı anlamına geldiğini söyledi.
“Bu menfur olaydan dolayı hiçbir ülkeyle dış ilişkilerimizde, ekonomik ilişkilerimizde en ufak bir sarsıntı olmadı, en ufak bir tereddüt yaşanmadı. Demokrasimiz, siyasi kurumlarımız, devlet kurumlarımız hiçbir kesintiye uğramadan normal faaliyetlerini sürdürdüler. Bu durum gelişmiş demokrasinin, oturmuş siyasi kültür ve kurumların, güven ve istikrar içindeki büyük Türkiye’nin bir göstergesidir.” diyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye ile Gürcistan tarihten gelen özel bağlarını stratejik ortaklık düzeyine çıkarmayı başarmış iki yakın dost ve komşu ülkedir. Bugün Avrupa Birliği ile yapmaya çalıştığımız bazı ilerlemeleri biz Gürcistan ile daha önce başladık ve hayata geçirdik. Nedir bunlar? Kimlik kartı ile seyahat, Batum Havaalanı’nın ortak kullanımı ve her türlü ekonomik, turizm ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi gibi uygulamalar var. Bugün memnuniyetle görüyoruz ki Gürcistan’ın ithalatında Türkiye birinci sırada yer almaktadır yüzde 17’lik bir mertebeyle. Bundan sonra bu ikili ticari potansiyeli daha da geliştirirken bir yandan da ticaret dengesinin Gürcistan lehine artırılması için serbest ticaret anlaşmasında bazı düzeltmeler yapacağız. İstiyoruz ki yaşanan gelişmelerde, ülkelerimiz adına katettiğimiz ekonomik ilerlemelerde ‘kazan kazan’ esasına göre bir ivmeyi gerçekleştirelim.”
Başbakan Yıldırım, Gürcistan’ın 25. bağımsızlık yılı olduğunu, 25 yılın devletlerin geçmişinde çok uzun bir süre olmadığını vurgulayarak, 25 yılda Gürcistan’ın bölgede çarpıcı değişim, dönüşüm ve vizyon ortaya koyduğunu dile getirdi.
Bu gelişim ve dönüşümün gerçekleşmesinde çok büyük emeği olan Kvirikaşvili’yi kutlayan Yıldırım, “Türkiye olarak Çin’den başlayıp Avrupa’nın batısına uzanan tarihi İpek yolunu, orta koridoru, tekrar ihya etmek ve batı doğu arasındaki yolları hayata geçirmek için Bakü-Tiflis-Kars Demiyolu Projesi’ni başlatmıştık. Şimdi bu projeyi tamamlamış olacağız. Böylece Çin’den çıkan bir tren ta Londra’ya kadar gidebilecektir. Böylece hem bölgesel hem de küresel ekonomik faaliyetler daha rekabetçi hale gelecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Abhazya, Güney Osetya bölgesindeki ihtilafların barışçıl yollarla toprak bütünlüğü esas alınarak çözüme kavuşturulmasının, öncelikli hedefleri olduğunu belirten Yıldırım, Türkiye’nin bu konuda her türlü aktif katkıyı geçmişte olduğu gibi bundan sonra da sağlamaya hazır olduğunu ifade etti.
Yıldırım, bölgenin güvenliği bakımından Gürcistan’ın NATO’ya üye olmasının, Türkiye’nin başından beri desteklediği bir husus olduğunu vurguladı. En son Polonya’nın başkenti Varşova’da gerçekleştirilen NATO zirvesinde bu hususun bir kez daha teyit edildiğini anımsatan Yıldırım, Gürcistan’ın 2014 yılında Avrupa Birliği (AB) ile imzaladığı ortaklık anlaşmasıyla önemli mesafeler elde ettiğini belirtti.
Vize muafiyetinin sağlanmasında katedilen mesafenin Gürcistan adına bir başarı olarak gördüklerini kaydeden Yıldırım, bunun Gürcistan için hayırlı olmasını diledi.
Yıldırım, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan üçlü mekanizmasının bölgesel iş birliğine sağladığı katkıların sonuçlarına işaret ederek, üçlü olarak “Cumhurbaşkanları Zirvesi”nin Azerbaycan’da yapılacak ikinci toplantısını en kısa zamanda gerçekleştirmeyi arzu ettiklerinin altını çizdi.
“Ahıska Türkleri, Gürcü toplumunun tam anlamıyla bir parçasıdır”
Yukarı Karabağ bölgesi ihtilafında üç ay önce yaşanan tehlikeli tırmanıştan duydukları endişeyi dile getirdiklerini aktaran Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Sorunun Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü içerisinde çözümünü önemsediğimizi ifade ettik. Keza bölgede yaşanan terör olaylarının son zamanda artışı da değerlendirdiğimiz konular arasında yer aldı. Terörle mücadele konusunda herhangi bir sınıflandırma, standartlar farklılığı ortaya koymadan, kararlı uluslararası mücadelenin ve iş birliğinin sergilenmesinin önemi bir kez daha teyit edildi.”
Yıldırım, bu noktada Türkiye’de son dönemde gerçekleşen terör saldırıları konusunda Başbakan Kvirikaşvili’nin gösterdiği dayanışma için tüm Gürcistan halkına teşekkürlerini iletti.
Gerçekleşen görüşmelerde ayrıca 72 yıl önce Gürcistan’daki vatanlarından ayrılmak zorunda kalan Ahıska Türkleri’nin dramını ve Gürcistan’a geri dönüş sürecini de ele aldıklarını bildiren Yıldırım, “Bu konuda Sayın Başbakan, bunların kazanılmış haklarının devam etmesi konusunda gerekli çalışmaları yaptı. Türkiye olarak biz, Ahıska Türkleri’nin Gürcü toplumunun tam anlamıyla bir parçası olduğunu düşünüyoruz, bu konuda da daha ileri bir işbirliği yapmaya hazırız.” diye konuştu.
“Ekonomi bakanlarımızın görevi bu düşüşü ortadan kaldırmak”
Yıldırım, yaşanan küresel ticaretle geçen yıl ekonomik ilişkiler ve ticaret hacminde bir düşüş yaşandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Ekonomi bakanlarımızın görevi bu düşüşü ortadan kaldırmak hatta bunu tekrar artış sürecine getirmektir. Bu konuda hangi tedbirler alınacaksa, hangi uygulamalar yapılacaksa süratle hayata geçirilmesini bekliyoruz. Gürcistan’a, Türk yatırımcıların yatırımları oldukça iyi gidiyor, ciddi bir seviyeye ulaşarak milyar dolar üzerine çıktı. Beklentimiz, Gürcü yatırımcıların da Türkiye’de aynı şekilde yatırımlarını daha fazla yapmalarıdır. Bu konuda değerli dostuma bir müjde vermek isterim. Özellikle küresel yatırımcıların Türkiye’de iş yapmaları ve yatırım konusunda çok ciddi bir teşvik sistemi getiriyoruz. Bununla ilgili yasal düzenlemelerimizi tamamlamak üzereyiz, bugün hatta bu düzenlemelerden birisi Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek.”
Sarp Sınır Kapısı’na yöneldiklerine de değinen Yıldırım, “Oradaki zaman kayıplarını önlemek için gerekli tedbirleri alıyoruz. Ayrıca Aktaş Kapısı Sınır Kapısı’nı da bir süre önce hizmete almıştık. Buradaki altyapı gibi işleri de süratle tamamlayarak, bu kapının da etkin kullanılmasını gerçekleştirmiş olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin bundan sonra nasıl bir yol izleyeceği yönündeki bir soru üzerine Başbakan Yıldırım, olayların yüzde yüz kontrol altına alındığını, hükümetin, millet iradesini koruyacağını söyledi.
Hayatın normale döndüğünü dile getiren Yıldırım, vatandaşların işinde olduğunu, herkesin gündüz çalıştığını, akşam da ‘Ne olur ne olmaz’ diye demokrasi bayramına katılmayı ihmal etmediğini belirtti.
Yıldırım, bu darbeyi önleyen gerçek kahramanların aziz Türk milleti olduğunu ifade ederek, onların iradesi, onların kararlılığının darbecilerin cesaretini kırdığını vurguladı.
Tankların karşısında halkın gücünün galip geldiğinin altını çizen Yıldırım, Bütün bunlar yapıldıktan sonra, ‘Tamam, olan oldu, bırakalım herkes yerinde kalsın’ diyecek halimiz yok. Gereği yapılıyor. Bu işin içinde öyle veya böyle bulunmuş herkes ayıklanacak, hak ettikleri sonuca katlanacak. Yaptığımız budur.” dedi.
Vatandaşların işleri, ekonomik faaliyetleri ve seyahatleriyle alakalı herhangi bir sorun olmadığını anlatan Yıldırım, pazartesi piyasalar açıldığında göstergelerden de bütün dünyanın bunu gördüğünü söyledi.
“Türkiye’de borsa açılmayacak, faizler fırlayacak, kur rayından çıkacak” diye kara propagandaya yenilenlerin, mağlup olanların, başka alanlarda Türkiye’nin geleceği hakkında kehanete başladıklarını dile getiren Yıldırım, bunların hepsinin çöktüğünü ve Türkiye’de göstergelerin hangi seviyedeyse o seviyede devam ettiğini aktardı.
“Merhamet ancak hak edene karşıdır”
Merkez Bankasının da faiz tavanını aşağıya çektiğine dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
“Türkiye, büyük bir devlet, Türk milleti büyük bir millet. Türk milletini sınamaya kalkmak en büyük çılgınlıktır. Bu çılgınlığı yapanlar da sonucunu gördüler ve sonucuna da katlanacaklar. Bu işten kaçış yok. Merhamet sahibiyiz ama ne zaman? Merhamet ancak ve ancak hak edene karşıdır. Vatandaşının üzerine silah doğrultan, vatandaşının üzerine tankları süren, havadan bombalar yağdırana merhamet yoktur.
Burada adalet var. Adalet her şeyin ölçüsüdür. Adalet gereğini yapacaktır. Bir daha sittin sene bir işe kalkışmayacağı kanaati toplumda yerleşecektir. Türkiye artık demokrasisini geliştirmiştir bir ülkedir. Bir yandan Avrupa ile entegrasyon sağlarken komşularıyla ilişkilerini gittikçe artıran bir ülke o bakımdan. Türkiye geçmiş asrın yöntemleriyle yön verilecek, şekil verilecek bir ülke olmaktan çoktan çıkmıştır.”