Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz, Mısır’a gerçekleştirdiği ve cunta lideri Abdülfettah El Sisi’ye “hayat öpücüğü” verdiği “tarihi” ziyaretin ardından Türkiye’de.
El Mısri El Yevm gazetesi ziyareti dün “Doktora ve adalar Selman’a.. Milyarlar Mısır’a” manşetiyle özetlemeyi tercih etmişti fakat cunta yönetimi tarafından gazetenin basımı durdurularak manşet değiştirildi.
Arap medyasında Kral Selman’ın Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkileri düzeltmek ve Abdülfettah El Sisi ile Erdoğan’ı barıştırmak için çaba sarfettiğini öne süren bir dizi haber ve yorum yayınlandı.
Evet; böyle bir girişim olabilir.
Fakat Kral Selman’ın Kahire ve Ankara ziyaretlerini sadece bu konuya indirgemek yanlış olur.
Riyad’ın aynı anda hem Mısır’la ve hem de Türkiye’yle ilişkilerini geliştirebilmesini anlamak için Kral Abdullah’tan sonra yaşanan strateji değişikliğini bilmek gerek.
Kral Abdullah’ın son döneminde Suudi Arabistan tamamen Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır eksenindeydi.
Birinci önceliği Arap Baharı ve Müslüman Kardeşler ile mücadeleydi.
Kral Abdullah, açıkça “Mısır darbesine itiraz eden karşısında beni bulur” demiş ve cuntaya kalkan olmuştu.
Riyad ve Ankara arasındaki ilişkiler de zaten bu nedenle bozulmuştu.
Kendi ayağına kurşun sıkmak anlamına gelen bu politika Suudi Arabistan’a içeride ve dışarıda çok şey kaybettirdi.
Daha da ötesi, Suudi Arabistan’ı dört bir yandan kuşatmak isteyen İran’ın ekmeğine kaymak sürüyordu.
Kral Selman’ın tahta oturmasıyla birlikte strateji değişikliğine gidildi.
Riyad’ın benimsediği ve “Selman Doktrini” de denilen bu yeni strateji, “mümkün olduğunca herkesten yararlanma stratejisi” olarak adlandırılabilir.
Bu strateji sayesinde Suudi Arabistan müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri’yle arasını bozmadan Katar’la ilişkilerini düzeltti.
Mısır’da Abdülfettah El Sisi’nin gerçekleştirdiği darbeye desteğini esirgemeden Türkiye’yle ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı.
Bir gün önce Abdülfettah El Sisi’yle gayet samimi pozlar veren Kral Selman Ankara’da Erdoğan tarafından havaalanında sıcak bir şekilde karşılandı.
Mısır Müslüman Kardeşler Cemaati’ne yönelik pozisyonunu ve olumsuz tavrını değiştirmeyen Riyad, Yemen Müslüman Kardeşler Cemaati liderleriyle görüştü ve hatta işbirliği yaptı.
Şeyh Abdülmecid El Zindani’yi konuk etti ve General Ali Muhsin El Ahmer’in cumhurbaşkanı yardımcılığına tayinini sağladı.
Müslüman Kardeşler’in Filistin kolu İslami Direniş Hareketi “Hamas”a el uzatarak hareketi İran’a karşı oluşturduğu cepheye doğru çekti.
“İslam Ordusu” adımıyla onlarca İslam ülkesinin askeri gücünü bir araya getirerek gövde gösterisi yaptı ve tüm dünyaya “İslam Dünyası’nın lideri benim” mesajı verdi.
Şimdi Kral Selman’ın Kahire ve Ankara ziyaretleri nedeniyle Arap sokağında Suudi Arabistan’ın gerçekte kimin safında yer aldığı tartışılıyor.
Bir yanda BAE-Mısır ekseninde olduğunu söyleyenler ve Kral Selman’ın Abdülfettah El Sisi’yle samimi pozlarını yayınlayanlar, diğer yanda Katar-Türkiye ekseninde olduğunu söyleyenler ve Suudi Arabistan Kralı’nı Erdoğan’la birlikte gösteren kareleri paylaşanlar.
Riyad ise ilgi odağı olmaktan ve “paylaşılamama” halinden gayet memnun.
İsmail Yaşa