PKK’nın hendek kazıp terör rüzgârı estirdiği bütün ilçelerde HDP’nin oyları azaldı, AK Parti’nin oyları arttı.

Oy artışı kimi yerde yüzde 50’yi, kimi yerde yüzde 75’i, kimi yerde yüzde 100’ü buldu.

Güzel haber.

Ne yazık ki teferruata girince o kadar da güzel olmadığı anlaşılıyor.

Diyarbakır’ın Bismil ilçesini ele alalım:

7 Haziran seçimlerinde HDP Bismil’de yüzde 87.43 almışken, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 83.84’te kaldı. AK Parti ise bu ilçede 7 Haziran seçimlerinde yüzde 8.56 almışken, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 14.14’e ulaştı.

Evet, AK Parti’nin oy oranındaki bu artış ‘nitelik’ olarak şahane, ama HDP hâlâ yüzde 80’lerde.

Söz konusu olan diğer ilçelerde de yüzde 70’lerde, yüzde 80’lerde.

Ortalığın PKK tarafından yakılıp yıkılmasına çanak tuttuğu halde hatırı sayılır bir itibar kaybına uğramadı HDP.

Silahlı mücadeleyi doğuran sebepler çoktan tarihe karıştığı halde silahlı mücadelenin en aşağılık örneklerini sergileyen PKK’lıların anakronik terörüne ve o terörü sahiplenen HDP’ye dramatik bir ceza kesmeye yanaşmadı o ilçelerin halkları; hem de o terörün en büyük mağdurları olmalarına rağmen.

Bu, şimdiye kadarki bütün söylem ve eylemlerin dışında / ötesinde yepyeni söylem ve eylemlerle çözülmeyi bekleyen büyük bir sorun.

HDP’nin ‘silip süpürdüğü’ yerlerde AK Parti lehine bir kıpırdamanın olması ümit verici; şimdi bu ümidi nasıl besleyip büyütebileceğimize kafa yormalıyız.

O yerlerde halkın çoğunluğuyla aramızda korkunç bir duvar var.

Bu duvarı aşıp, onlarla sağlıklı bir iletişim kurmanın yolunu muhakkak bulmamız lazım.

Beştepe Külliyesi’nde muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada Türkiye’nin önündeki yeni sürecin tartışma dönemi değil sonuç alma dönemi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu vurgusu, tam da sözünü ettiğimiz arayışın ifadesidir.

Editör: Haber Merkezi