Siyaset arenasında varlık gösteremeyenlerin en çok başvurduğu yöntem olan yalan söylemlere sarılma çabasını uzman isimlerle konuştuk. Psikolog Dilara Ocak çocuk döneminin yalan söyleme tercihlerinde büyük etkisi olduğuna dikkati çekti. Ocak “Yalanın birçok nedeni olabilir. Bir tanesi sosyal çevrenin böyle bir katkısı olabilir. Çocukluktan itibaren her çocuk farklı yetişme gösteriyor biliyorsunuz. Bazı ebeveynler çocuklarını yalan söylemeye itiyor denilebilir. Bir şey söylüyor bir duygusunu paylaşıyor sonra ebeveyninden baskı görüyor ve bir dahakine bunu doğru bir şekilde söylememişi gerektiğini öğreniyor. Pekiştirmiş oluyor ödülle birlikte aslında” dedi.
Psikolog Dilara Ocak, yalan söylemenin biyolojik bir hastalık ya da sosyal çevre etkisinin bir sonucu olduğunu belirterek kişileri sosyal çıkar elde edebilmek için yalana başvuruyorsa bunda yalana izin veren aile ya da sosyal çevresinin etkisi olabileceğini kaydetti. Ocak, kişilik bozukluklarında da yalan söylemenin yaygın olduğuna işaret etti.
ÇOCUKLUK DÖNEMİ ÖNEMLİ
“Bunun dışında annesi babası sürekli yalan söyleyen çocuk bir süre sonra büyüdüğünde yalan söylemeye devam ediyor” diyen Dilara Ocak “Çünkü sosyal çevresinden bunu görmüş oluyor. Birçok şey sıralanabilir alsında yalanın nedeni olarak. Birde kişilik bozukluklarında, dürtü kontrol bozukluğunda, sosyal çevrenin bir katkısı olabiliyor. Eğer böyle bir durum olduğunu düşünüyorsak mutlaka bir uzmana başvurmamız gerekiyor” tavsiyesinde bulundu. Psikolog Dilara Ocak, söylediği yalan ortaya çıktığı halde yalanını sürdüren kişilere ilişkin “Şimdi hiçbir sosyal çıkar olmaksızın sadece yalan söyleme hobisi olduğu için yalan söyleyen bireyler. Bunlar aslında patolojik bir durumdur denilebilir. Dolayısıyla bunu mitomani olarak adlandırabiliriz. Bu tarz insanlar genel olarak politika pazarlama işlerini çok iyi yapan insanlar oluyorlar. Yani yalan artık onların hayat tarzı şekline geliyor” tespitinde bulundu.
Psikolog Kerem Gümüş ise yalanı sürdürmenin bir hastalık olduğuna dikkati çekerek “Genelde bu durum özür dilemeyi bir güçsüzlük olarak gören kişilerde gözlenir. Birey bu durumda sağlıklı iletişim kuramaz, benlik saygısı düşer, yetersizlik hissedebilir. Bunu örtmek için birey sürekli yalan söylemeye devam eder ve yalan söylemek ona haz verir.” dedi.
NARSİST KİŞİLİK ÖZELLİĞİ
Aynı konuda görüşlerine başvurduğumuz Psikolog Kerem Gümüş ise “Yalanın yalan olduğu ortaya çıkmasına rağmen yalan söyleyenin hatasını düzeltmemesi durumunda bireyin narsist kişilik özelliği göstermektedir. Bilerek yalan söylemesi ve bunu sürekli tekrar etmesi bireyin benlik saygısının düşük olduğu söylenebilir. Bu durumu sürekli tekrarlayan birey bazı durumlardan kaçıyor ve yüzleşmek istemiyor olabilir” diye konuştu.
“BU BİR HASTALIKTIR”
Yalanı sürdürmenin bir hastalık olduğuna işaret eden Kerem Gümüş “Bireyin sürekli yalan söylemesi ve bunu bilerek tekrarlaması bir hastalık olarak görülebilir. Birey bu durumdan dolayı çevresindekilerle sağlıklı iletişim kuramaz, sosyal ilişkileri sağlıklı olmaz. Bu yüzden de benlik saygısı düşer, arkadaşlık kurmakta zorlanır, yetersizlik hissedebilir. Bu gibi durumların farkında olmayan birey sürekli yalan söylemeye devam eder ve yalan söylemek ona haz verir” değerlendirmesinde bulundu.
-'KILIÇDAROĞLU GOEBBELS'İ UTANDIRDI'