Diplomatik temaslar için Amerika’da bulunan Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim barajının düşürülmesi gerektiğiyle ilgili sözlerine yönelik açıklamalarda bulundu.
Yıldırım, “Barajın yüzde 10 olarak muhafaza edilmesinin esprisi ne, yönetimde istikrar. Yönetimde istikrar açısından barajın yüzde 10 olarak devam etmesi düşünülebilir. Ancak temsilde adalet noktasında seçim sistemi topyekun değiştirilecekse o zaman bütün bu meselelerin birlikte ele alınması gerekir.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü
“Bu konular diğer partiler tarafından gündeme getirilirse biz de gayet tabii ki her türlü öneriyi birlikte oturur, değerlendiririz. Artılarıyla, eksileriyle değerlendirir, karar veririz. Yani tek başımıza değiliz ki ‘kalksın, artsın, eksilsin’ demek çok anlamlı olmaz.
Seçim kampanyamızda doğrusunu isterseniz seçim barajına yönelik bir taahhütte bulunmadık. Anayasa değişikliği kampanyasında bu sistem değişikliği ile Türkiye’de sürekli iktidar, sürekli istikrar döneminin başlayacağını, artık zayıf iktidarlar döneminin sona ereceğini söyledik.”
ABD ile ilişkiler
“Amerika ile ilişkilerimizin mükemmel düzeyde olduğunu söylememiz doğru olmaz.” ifadelerini kullanan Yıldırım, ” Ciddi sorunlarımız var. Bu sorunların artık geride bırakılması, geleceğe odaklanılması yönünde düşüncelerimizi muhatabımıza aktaracağız.” şeklindi konuştu.
“Uyum yasalarıyla ilgili hazırlık çalışmaları devam ediyor”
Başbakan Yıldırım, “Uyum yasalarıyla ilgili hazırlık çalışmaları şu anda devam ediyor. Her parti kendi açısından bir hazırlık çalışması yapıyor. AK Parti’de oluşturduğumuz bir komisyon var. Bu komisyon şimdi tüm mevzuatı tarıyor. 16 Nisan referandumundan sonra yapılan değişikliklere uygun bir şekilde hangi kanunlarda değişiklik yapılması gerektiğinin taramasını yapıyor. Bunlarla ilgili değişiklik teklifleri Meclis’e getirilecek ve görüşülecek.” ifadelerini kullandı.
FETÖ elebaşı Gülen’in iadesi
FETÖ elebaşı Gülen’in iadesi talebi ile ilgili de Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bizim tarafımızdan bütün her şey, eldeki bütün bilgiler, belgeler gönderildi. Bu bakımdan yeni bir belge sunma ihtiyacı yok. Gereğinden fazla da belge sunuldu diyebilirim. Bundan sonra beklentimiz, Amerika Birleşik Devletleri’nin ilgili makamlarının harekete geçmesidir.”