Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Hatay‘da, AK Parti İl Başkanlığınca bir otelde düzenlenen “Güçlü ve Büyük Türkiye Yolunda Geçmişten Günümüze İl Yönetimleri Buluşması”nda yaptığı konuşmada, AK Parti’nin zor şartlar altında kurulduğunu söyledi.
İktidara geldikleri günden bu yana oyun dışına itilmek istendiklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Canikli, şöyle devam etti:
“İlk günden itibaren bu hareketin ortadan kaldırılması, tamamen oyun dışına itilmesi için inanılmaz çalışmalar yapılmış. Kapalı kapılar ardında inanılmaz senaryolar üretilmiş ve hayata geçirilmiş. 27 Nisan e-muhtırasına kadar, muhtıralar Türk siyasi tarihinde hükümetlerin alaşağı edilmesinde çok etkili bir yöntem olarak kullanılmış. Bundan önceki dönemde askerden muhtıra yiyip de görevinin başında kalan hiçbir hükümet yok 27 Nisan e-muhtırasına kadar. Muhtıra yoluyla milli iradenin ortadan kaldırılması tamamen tarihe karıştı. Muhtıranın mürekkebi kurumadan almış başını gitmişler.”
“DAEŞ’le mücadele eden tek ülke biziz”
Gezi olaylarına da değinen Canikli, bu eylemlerde bir kesimin organize olduğunu, ancak başarılı olamadığını hatırlattı.
Nurettin Canikli, taşların yavaş yavaş yerine oturduğunu aktararak, “üst akıl”ın ete kemiğe büründüğünü ve fotoğrafının ortaya çıkmaya başladığını anlattı.
Türkiye’nin PKK, FETÖ ve DAEŞ’le mücadele ettiğini anımsatan Canikli, şunları söyledi:
“(DAEŞ‘le mücadele etmiyorsunuz, hatta destek veriyorsunuz) diye bize uluslararası alanda ahlaksızca saldırılar oldu. Haksız saldırılar oldu. Tek mücadele eden de biziz. Başka hiçbir ülke samimi olarak mücadele etmiyor. El Bab’ın kontrol edilmesinden sonra DAEŞ elinde bulundurduğu bazı toprakları hiç çatışma olmaksızın PYD’ye bırakıyor. PYD Suriye rejimine bırakıyor. Suriye rejimi bazı yerlerde PYD’ye bırakıyor. Şu hale bakın Allah aşkına. Biz bunları zaten biliyorduk. Artık hiç saklı bir şey kalmadı. Üst akıl da artık somutlaşmaya başladı.”
“Ellerinde hiçbir silah kalmadı”
Türkiye’nin kredi derecelendirme kuruluşları aracılığıya da ekonomik olarak yıpratılmaya çalışıldığını dile getiren Nurettin Canikli, “En son 28 Ocak’ta derecelendirme kuruluşu Fitch, ‘yatırım yapılabilir’ seviye notunu, ‘yapılamaz’ hale getirdi. Bunun sonucunda da dolarda çok ciddi sıçramalar bekliyorlardı ama tam tersi oldu. O tarihten bu tarihe kadar bakarsak Türk lirası yüzde 6’nın üzerinde değer kazandı. Artık bu noktada ellerinde hiçbir silah kalmadı. Fitch peşinden, en güçlü 5 tane bankamızın görünümünü ‘durağandan negatife’ çevirdi. O da etkilemedi. Derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik kararlarının subjektif olarak alındığı çok net bir şekilde ortaya kondu. ‘Takke düştü kel göründü’ yani.” şeklinde konuştu.
“16 Nisan’da önemli bir badireyi de atlatmış olacağız”
Canikli, bugüne kadar sayısız badireleri Allah’ın izni ve milletin desteğiyle atlattıklarını belirtti.
Mücadelenin devam edeceğini, o mücadelenin önemli dönemeç noktalarından birinin de 16 Nisan’da açığa çıkacağını vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:
“16 Nisan’da milletimizin kararı, biz ona yürekten inanıyoruz, evet olacak ve önemli bir badireyi de atlatmış olacağız. Artık biz daha çok uzun vadeli, Türkiye’nin geleceğine yönelik olarak projeksiyonları düşünmek ve ona göre adım atmak zorundayız. Çok kısa vadeli, günübirlik mücadeleden artık biz çok uzun soluklu planlama ve yönetme konumuna geçmeliyiz. Şimdi, şu anda yönetimde herhangi bir sıkıntı yok. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde ve Başbakanımızın bu liderlik altında aynı amaca hizmet eden, aynı hedef için yürüyen birisi olarak birlikte bu yönetim yapısı altında hizmet ediyorlar. Milletle birlikte ama daha sonraki dönemlerde 10, 15 yıl sonrasında güçlü yönetimlerin Türkiye’de her zaman iş başına gelmesini garanti edecek yönetim sistemini mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu yönetim yapısıyla Türkiye yoluna devam edemez. Çok büyük sıkıntı var. Bu sistem her zaman çatışmayı, kavgayı, kaosu körükleyen potansiyeli içinde barındıran yönetim sistemidir. Bu gün geldiği nokta itibariyle 1982 anayasasında bu sistem dizayn edilirken kesinlikle bununla ülkenin güçsüz bırakılmasına yönelik bir proje olduğunu bugün inanıyor ve düşünüyorum. Bu komplo teorisi falan değil. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yönetim yapısı yok.”
“Bilmesek, tanımasak biz bile inanacağız”
“En trajikomik tarafı da Cumhuriyet Halk Partisi 16 Nisan kampanyası için yeni bir yöntem belirlemiş.” diyen Canikli, şöyle konuştu:
“Kılıçdaroğlu hayır kampanyasını yürütenlere, terör örgütlerine diyor ki ‘Siz fazla sesinizi çıkarmayın, geride kalın.’ HDP’ye de diyor ‘Siz de geride kalın, ben konuşurum.’ FETÖ’ye diyor ‘Siz ortaya çıkmayın.’ Kendileri de bir anda tebessüm ediyorlar, tanımazsınız. Bize AKP diyorlardı, AK Parti demeye başladılar. Cumhurbaşkanımıza ismiyle hitap etme saygısızlığını gösteriyorlardı şimdi cumhurbaşkanı diyorlar. O kadar iyi rol yapıyorlar ki. Bilmesek, tanımasak biz bile inanacağız. Şimdi incelikten kırılıyorlar. Bu millet de biz de kanmayız. Biz sizin kiminle dost olduğunu biliyoruz. Terör örgütleriyle, sol terör örgütleriyle, bölücü terör örgütleriyle ne kadar yakın olduğunuzu, milletvekillerinizin önemli bir bölümünün onların cenaze törenlerine gidip ağıt yaktıklarını biliyoruz, unutmadık. Terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiyle nasıl içi içe girdiğinizi biliyoruz. Fetullahçı Terör Örgütü’yle organik bağınızı biliyoruz. Genel Başkan olurken Fetullahçı Terör Örgütü’nün nasıl stratejik destek verdiğini biliyoruz. Yine de Cumhuriyet Halk Partisini o şekilde görmek, maske de olsa yalan da olsa güzel bir şey. 16 Nisan’da uygulanacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, daha uygulamaya geçmeden, onaylanmadan nasıl değiştiriyor Cumhuriyet Halk Partisini.”