1974 yılında Ankara’da kurulan Demokrat Yüksek Öğrenim Derneği’nin kurucuları arasında yer alan teröristbaşı Abdullah Öcalan, daha sonra Kürdistan İşçi Partisi’ni (PKK) kurdu.
PKK elebaşı Öcalan ve arkadaşları, Diyarbakır’ın Lice ilçesi Fis Köyü’nde 27 Kasım 1978’de yaptıkları toplantıyla örgütlenmelerinin ismini PKK olarak belirledi. PKK, ilk kurulduğu yıllarda Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşayan vatandaşların Türk ırkından ayrı bir ırk olduğunu, Türk devleti tarafından sömürüldüğünü, dil ve kültürünün asimile edildiğini savunarak, fitne tohumları ekti.
İLK SİLAHLI EYLEM
1984’de Şam’da gerçekleştirilen ikinci kongreden sonra kamplardaki teröristleri eyleme hazırlayan örgüt özellikle Hakkâri, Mardin, Siirt illerinde askeri hedeflere karşı silahlı eylem hazırlığını hızlandırdı. 15 Ağustos 1984’te PKK’nın ilk silahlı eylemi gerçekleşti. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi ile Siirt’in Eruh ilçesine düzenlenen eşzamanlı baskınlarla örgüt silahlı çatışma sürecini başlattı.
Kaos ortamını fırsat bilerek Kürt halkını kullanan PKK, bu tarihten sonraki eylemlerinde, bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil ayrımı gözetmeyerek binlerce vatandaşı şehit etti.
YEDİKLERİ EKMEĞE İHANET
Yüzyıllarca bu topraklarda birlikte geçinen, devletin bölgeye yaptığı yatırımları sabote eden PKK zihniyeti, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin geri kalmasına neden oldu. PKK’nın eylemlerinin etkisinde devletin kurumlarına yuvalanmış FETÖ’cülerin işbirliği de etkili oldu.
PKK’nın siyasi ayağı HDP’li vekil ve yöneticiler de, emperyalist güçlerin teşvikiyle kurulan, onların amaçlarına hizmette kusur etmeyen PKK’nın eylemlerine sahip çıkarak, yedikleri ekmeğe ihanet içerisine girdi.
Binlerce şehidimizin katillerinin cenaze törenlerine katılarak, şehitleri bir kez olsun yâd etmeyen terör örgütünün siyasi ayağı, 40 yıldır süren fitnenin idame olmasında pay sahibi oldu.
Ancak Türkiye’nin son yıllarda terörle mücadelede gösterdiği kararlı tavır, terör örgütü PKK’yı yurt içinde bitirme noktasına getirdi. Eylemlerde kullanacak terörist bulamayan örgütün iç yüzü, teslim olan teröristler tarafından da gözler önüne serildi.
40 yıldır Türkiye’nin birlik ve beraberliğine fitne sokan PKK’nın aslında bir hak mücadelesi vermediği, emperyalist Batı’nın bugün kullanıp yarın atacağı, ilkesiz, hain, tecavüzcü, çocuk istismarcısı kahpe bir terör örgüt olduğu anlaşıldı.
